DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayeti ile bu şikayet kabul görmediği taktirde zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, davacının şikayetinin ana noktası elektronik tebligat adresi olmasına rağmen normal yolla tebligat yapılmasının usulsüz olduğuna yönelik olup, icra dosyasında tebligatın yapıldığı 12/07/2021 tarihi itibari ile davacı şirketin aktif bir elektronik tebligat adresinin olmadığı, elektronik adresin 13/10/2021 tarihinde aktif hale getirildiği, 12/07/2021 tarihinde TK 12- 13 maddelerine göre yapılan tebligatın usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetin de bulunmadığı, ödeme emrine yönelik şikayetlerin ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği, şikayetin 7 günlük yasal süre geçtikten sonra 07/10/2021 tarihinde yapıldığı, dayanak belgenin ödeme emri ile birlikte gönderilmediği ya da takip talebine eklenmediğine yönelik şikayetlerin süreye bağlı olduğu anlaşılmakla, her ne kadar mahkemece yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu belirtilerek dava esastan reddedilmiş ise de, HMK 353/1/b/2 maddesi gereğince bu gibi durumlarda yargılamada bulunan...
Dava kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir....
Mahkemece; Şikayetin Kısmen Kabulü ve Kısmen Reddine, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/258828 Esas sayılı dosyasındaki davacı-borçlu vekili T2 'e gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 05/01/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, sair itirazlarının reddine, faize ilişkin şikayet ve itirazın reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Uyuşmazlık; İİK 'nın 89/1, 2 ve 3. maddeleri gereğince düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ve 27/07/2021 tarihli memur işlemine yönelik şikayet niteliğindedir....
Davacı şirket yönünden usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmuş ise de davacı şirkete çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ döndüğü, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden imzaya yönelik itirazda bulunduğu, bu nedenle davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin konusu bulunmadığı, imzaya yönelik itirazın süresinde olduğu, diğer davacının mernis adresine çıkartılan tebligatın bila dönmesi üzerine, aynı adrese TK 21/2'ye göre usulüne uygun tebligat yapıldığı, haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı, ayrıca tebliğ zarfının mavi renkli olmamasının tek başına ödeme emrini usulsüz hale getirmediği, bu nedenle Halil İbrahim Deniz yönünden verilen kararın yasaya uygun olduğu , davacı şirket yönünden imzaya yönelik itiraz ile ilgili alınan kapsam ve sonucuna itibar edilen hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre takibe konu bonolardaki imzanın davacı şirket yetkilisi Halil İbrahim Deniz'in eli ürünü olduğu anlaşılmakla verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf talebinin esastan...
Ancak, mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra; ilk derece Mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından tefrik kararı verilmesi ve hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet bakımından değerlendirme yapılması yerinde ise de; dava dilekçesinde şikayet konusu yapılan icra emri ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından yine hiçbir değerlerdirme yapılmaması HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olmuştur. Dairemizin HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca verilen kaldırma kararı ile ilk hüküm ortadan kaldırıldığından mahkemece yapılacak yargılama sonucunda yeniden verilecek kararda yine taleplerin değerlendirilmesi ve karar verilmesi zorunludur. Bu nedenle davacının icra emri ve kıymet takdiri raporu tebliğine ilişkin şikayet nedenleri değerlendirilmelidir....
Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, takipten 09.07.2021 tarihinde haberdar olduğunu alacaklıya bir borcu olmadığını, ödeme emri teblig tarihinde amcasının kemoterapi tedavisi nedeni ile ...'...
(M) Karşı Oy Borçlu aleyhinde genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlu icra mahkemesine başvurarak usulsüz ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04.08.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkeme ise icra dairesine itiraz tarihi olan 22.07.2015 tarihi itibariyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar vermiş, kararı alacaklı temyiz etmiştir. Usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet İİK 16/1 uyarınca tebligat usulsüzlüğünün öğrenilmesinden itibaren 7 gün olup, şikayet süresinde yapılmamış sayılacağından mahkeme kararının onanmasına ilişkin karar kaldırılarak, alacaklının karar düzeltme istemi kabul edilmiş olup şikayet sürede yapılmadığı nedeniyle reddi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Oysa örnek 7 ödeme emri tebligatının "......
Ancak borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takipten haberdar olduğu düzeltilen tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe ve borca itiraz sunmamış ise 7 günlük sürenin dolmasıyla borçlu hakkında takip işlemlerine devam edilir, bu kapsamda borçlu hakkında haciz uygulanabilir. Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise, takibin kesinleşmesi; ödeme emrinin borçluya yeniden ve usulüne uygun tebliğini gerektirdiğinden ve ödeme emrinin iptali kararı ile birlikte takip kesinleşmemiş sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmamış kabul edileceğinden, bu sebeple hacizler usulsüz hale geleceğinden, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması gerekir....