İcra Hukuk Mahkemesinin 13/12/2018 tarih 2015/402 Esas 2018/1314 Karar sayılı dosyasında borçlunun meskeniyet şikayeti sonucunda taşınmazın satış bedelinden 200.000,00.TL’lik kısmının öncelikli olarak takip borçlusuna ödenmesine karar verilmiş olmasına, satış yapılan dosya farklı bir dosya olsa da satılanın meskeniyet şikayetine konu taşınmaz olduğu ve meskeniyet şikayetinde bulunulan takip dosyasına taşınmaz satış bedelinin artan kısmının gönderilmiş olmasına, dosyaya gelen para miktarının da 200.000,00.TL.nin altında 134.069,25.TL olmasına göre sözkonusu paranın meskeniyet şikayetine ilişkin Bakırköy 7....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2023 NUMARASI : 2022/379 ESAS, 2023/16 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Taraflar arasında görülen meskeniyet iddiası davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan Erzurum 4. İcra Müd.nün 2020/3616 Esas sayılı icra takip dosyasından ve müvekkilinin ailesi ile yaşadığı ve kardeşleri ile 1/3 oranında hissedar olduğu evine haciz konulduğunu ve satışa geçildiğini müvekkilinin evine kıymet takdiri için 08.09.2022 tarihinde gidildiğinde haberdar olduğunu, söz konusu taşınmazın müvekkilinin ailesi ile birlikte yaşadığı ve halen ikamet ettiği haline münasip evi olduğunu ve haczedilemeyeceğini belirterek; haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/15 Esas sayısına kaydedildiği, mahkemece 2014/15 E. sayılı dosyada 04.04.2014 tarihli tensip tutanağının 5 numaralı bendinde birlikte açılan kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet iddiası davalarının farklı yargılama usullerine tabi olması nedeniyle meskeniyet iddiası davasının bu dosyadan tefrikine karar verilerek mahkemenin 2014/29 E. sayılı dosyasına kaydedildiği görülmektedir. Bu durumda, borçlunun 20.02.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde mahkemece, borçlunun, haczi, kıymet takdirinin tebliğ edildiği 18.02.2014 tarihi itibariyle öğrendiği ve şikayetin süresinde olduğu dikkate alınarak işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin süre yönünden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, borçlunun taşınmazı davalıya borcundan dolayı teminat olarak gösterdiğini, borcunu da ödemediğini, meskeniyet iddiasının yerinde olmadığını söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Şikayet dilekçesinin usuli incelemesinde; şikayetçi tarafın şikayet yoluna başvurma hakkı bulunduğu, mahkememizin şikayeti incelemeye yetkili olduğu anlaşılmış ve şikayetin süresinde olup olmadığı hususunda incelemeye geçilmesine karar verilmiştir. İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Anılan süre aşılarak gerçekleştirilen şikayetlerin esasına girilerek hüküm verilmesine, İİK 16, İİK 18, HMK 322, 114 ve 114/2 maddesi izin vermemektedir. Süre dava şartıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmaksızın, imzaya itirazın esası incelenerek itirazın kabulüne karar verildiği görülmüştür....
Şikayete konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesi tebliği incelendiğinde; tebligatın davacı-borçlunun adresinde 13/02/2019 tarihinde şikayetçi-borçlu T1'in bizzat kendisine tebliğ edildiği ve davacı-borçlunun imzasının bulunduğu, davacı-borçlu tarafından tebligatın usulsüz olduğuna dair dava dilekçesinde herhangi bir iddianın veya imza itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şikayetçi-borçlu tarafından 13/02/2019 tarihli 103 davetiyesi tebliği ile şikayete konu taşınmaza ilişkin haciz işlemi öğrenilmiş olup, haczin öğrenilmesinden yedi günlük yasal hak düşürücü süre geçtikten sonra 25/02/2019 tarihinde yapılan haczedilmezlik şikayetinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır...'' şeklindeki gerekçe ile şikayetçi T1 yönünden meskeniyet sebebiyle haczedilmezlik şikayetinin yasal yedi günlük hak düşürücü süreden sonra yapıldığıından süre yönünden reddine, diğer şikayetçiler T1 ve T2 meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir....
Buna göre, aşkın haciz şikayeti yönünden verilen kararın kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla İİK'nun 365/3. maddesi gereğince aşkın haciz şikayetine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği, Meskeniyet Şikayeti yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde, ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere meskeniyet şikayeti ancak haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanmakta olup, davacılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte haciz safhası olmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacıların meskeniyet şikayetinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, meskeniyet iddiası ile taşınmazındaki 20/03/2014 tarihli haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece meskeniyet şikayetinin kabul edildiği görülmektedir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre 103 tebliğiyle veya öğrenme tarihinden başlar....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince gerekçe olarak icra dosyasından talep yapıldığının gösterdiğini, ancak öğrenme tarihinin kanunda tanımlı süreye esas alınabilmesi için hiç tebligat yapılmamış olması gerektiğini veya usulsüz tebligat yapılmış olması gerektiğini, taraflarına 11/09/2021 tarihinde tebligat yapıldığını ve bu yönüyle kanuni sürenin tebliğden itibaren başlaması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; İİK'nun 82/12. Maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Mersin 8. İcra Dairesinin 2018/944 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde özetle; alacaklılar vekili tarafından borçlu aleyhine ilamsız takipte bulunduğu görülmüştür....
icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve 103 davetiyesi tebliğlerinin usulsüz olduğu, tebliğ tarihlerinin iptali ile ıttıla tarihi olan 21.12.2015 olarak düzeltilmesine, kıymet takdiri davasının ve meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....