WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir. Borçlunun, daha önce bir başka takip dosyasından konulan hacze yönelik olarak şikâyette bulunması, daha sonra farklı bir dosyadan konulan haciz yönünden meskeniyet şikâyetinde bulunmasına engel olmaz. Bir başka anlatımla borçlu, birden fazla takibe uğraması durumunda, her dosya için ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Takip dosyalarındaki tarafların aynı olması sonucu değiştirmez. O halde mahkemece, ... 3....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın yasal olmadığını, İİK uyarınca tebliğlerin Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yapıldığını, dosyadan evrak alınması ya da dosyanın haricen incelenmesi ile sürelerin işlemeye başlayamayacağını, aksini düşünmenin kanunun ruhuna aykırı bulunduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava İİK'nın 82/1- 12. Maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nun 821- 12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Davacı borçluya dava konusu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesi 01/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, davacı borçlu 18/03/2019 tarihinde takip dosyasına dilekçe sunarak takip dosyasını suretini talep etmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle iki ayrı takip borçlusu tarafından aynı takibe ilişkin olarak iki ayrı taşınmaz ile ilgili meskeniyet iddiasında bulunulduğu meskeniyet iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğü karı ve kocanın ayrı ayrı taşınmazlar için meskeniyet iddiasında bulunmasının her iki taşınmazın da meskenleri olmadığını gösterdiğini açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Meskeniyet şikayeti mesken sahibinin ailesi ile yaşamını sürdürebileceği konuta ilişkin olup her 2 davacının karı koca olması nedeni ile ancak bir mesken için şikayet de bulunabilecekleri anlaşıldığı gibi, davaya konu her 2 taşınmazın üzerinde banka lehine ipotek bulunduğu, bu ipoteğin konut, tüketici ve zirai krediden kaynaklanmadığı anlaşıldığından her iki davacının haczedilmezlik şikayetinin reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

    İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/03/2013 NUMARASI : 2012/310-2013/83 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" de mevcut değildir. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; meskeniyet iddiasında yalnızca tapu maliki borçlu bulunabileceğini, davacının böyle bir sıfatının bulunmadığını, davacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkı olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir....

      Davacının meskeniyet şikayeti yönünden yapılan incelemede ; davaya konu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, ipotekli taşınmaz malikinin eşi olan davacı üçüncü kişinin, satışa konu taşınmazın tapu kaydına muvafakati olmadan konulan ipoteğin geçersiz olduğunu ve taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek meskeniyet şikayeti talebi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/33435 E, 2016/10274 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şikayetin yasal dayanağı olan İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edildiğinden dolayı meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; icra takibinin tarafı olmayan ve takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....

      İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayeti davasıdır. Şikayet konusu icra takipleri ipotek alacağına dayalı olarak başlatılmıştır. Meskenini bir alacaklısına ipotek etmiş olan borçlunun, ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasında bulunması mümkün değildir. Zira evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacının olmadığını kabul etmektedir. (Prof Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku Cilt 1 sahife 821). İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma imkanı bulunmamaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması davasıdır. İİK'nun 82/1- 12 maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Meskeniyet şikayeti yedi günlük süreye tabidir (İİY m. 16/1). Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçlu, haczedilemezlik şikayetini evinin haczedildiğini öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde yapmazsa meskeniyet savından vazgeçmiş sayılır. Dosya kapsamında Zile İcra Dairesinin 2015/2083 Esas sayılı icra dosyasının celp ve tetkikinde, davalı vekilinin 23/12/2020 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerine haciz konulmasını talep ettiği, 13/04/2022 tarihinde ise borçluya 103 davetiyesi çıkarılmasını talep ettiği, 103 davetiyesinin borçluya 21/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun meskeniyet şikayetinde 25/04/2022 tarihinde bulunduğu anlaşıldığından şikayetin süresinde yapıldığının kabulü gerekmektedir....

      na 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 19.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetki itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        borçlu vekiline tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından yapılan meskeniyet şikayeti üzerine Çorlu İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/413 Esas, 2019/457 Karar sayılı kararı ile şikayetin süresinde olmadığından reddine karar verildiği, anılan kararın 11.10.2021 tarihinde kesinleştiği, haczedilmezlik şikayetlerinde satışın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmedikçe, sırf haczedilmezlik şikayetinin derdest olduğundan bahisle satışın durmayacağı, tüm bu açıklamalar uyarınca, icra takip işlemlerinin takip hukukuna ilişkin kurallar çerçevesinde yürütüldüğü, borçluya gerekli tebligatların yapıldığı, davacının haczedilmezlik şikayeti dışında bu işlemlerin usulsüz olduğuna dair bir başvurusunun olmadığı, ihalenin feshinin talep edilmediği, bu nedenlerle taşınmazın cebri icra sonucu satışı ile oluşan tescilin yolsuz tescil mahiyetinde olmadığı, kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu