Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: Şikayetçi borçlu, icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiası ile birlikte borca itiraz ederek, usulsüz kesinleşen takipte konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına, borca itirazın ilamsız icra takibinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesi ile borca itirazın reddine karar verildiği, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 24/05/2022 olarak kabul edilmesine ve itirazların süresinde olduğunun kabulüne, dosyadaki usulsüz tebligata dayanan tüm hacizlerin fekki ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin ve dolayısıyla borca itirazın süre aşımından reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
anılan işlemlerin iptali ve hacizlerin kaldırılması için icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece; anılan tebliğlerin usule uygun olduğu, dolayısı ile icra müdürlüğü işlemlerinin de usul ve yasaya aykırı olmadıkları gerekçesiyle, dosya üzerinde yapılan inceleme ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından yargılamayı gerektirir hiç bir husus incelenmeden, dosya üzerinden yapılan yüzeysel değerlendirme neticesinde usul ve yasaya aykırı olarak karar verildiğini, Mahkeme kararının gerekçelendirmediğini, şikayete konu haczin, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrası koyulduğunu, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlı olduğunu, Mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/118 E 2020/134 K sayılı 28/01/2020 tarihli kararı müvekkilince istinaf edilmiş olması nedeniyle kesinleşmesinin beklenmesi ve kararın kesinleşme durumuna göre karar verilmesi gerekirken beklenmeden şikayetin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 12....
İcra Müdürlüğünün 2020/2170 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 04/08/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 21/08/2020 tarihinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, borçlunun takipten 20/08/2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 24/08/2020 tarihli karar ile icra müdürlüğünün usulsüz tebligat iddiasını inceleme görevi bulunmadığı gerekçesiyle itirazı reddettiği görülmüştür. Dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına da dayanılmış olup, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın reddine ilişkin icra memur işlemini şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir....
Hukuk Dairesi'nin 26.11.2020 tarih ve 2020/204 Esas, 2020/2632 Karar sayılı kararıyla davacının taraf ehliyetinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının kaldırıldığı, dosyanın 2021/52 esasına kaydedilmesi sonrasında yapılan yargılaması sonunda; şikayetin kabulü ile davacı hakkında yapılan takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, borçlunun, takip dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte aynı davada itiraz ve şikayetlerini ileri sürebileceği gibi tebliğ usulsüzlüğünü ayrı bir davada, borca ve imzaya yönelik itirazlarını, ayrıca takibe yönelik şikayetlerini ayrı bir davada ileri sürmesinin mümkün olduğu, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini ayrı ayrı dava açarak talep etmesi halinde borca, imzaya itiraz ve şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı usulsüz tebliğ şikayetinin...
/2022 tarihi olarak düzeltilmesine, 06/07/2022 tarihli borca itiraz taleplerinin kabulü ile icra takibinin durdurulmasına ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....
Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....
Somut olayda her ne kadar alacaklı vekili, şikayet tarihinden sonra takip dosyasından feragat etmiş ve takip dosyası kapatılmış ise de, borçlu usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazı ile birlikte tazminat talebi ile vekalet ücreti talebinde bulunduğundan, mahkemece, borçlunun süresi içinde itiraz edip etmediğinin anlaşılabilmesi ve itirazında haklı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre tazminat talebi ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan davacıların istinaf talebinin kabulü ile HMK'nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak dosyanın belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ işlemini şikayet ile yetkiye, borca, faize, ferilerine ve mükerrer tahsilata yönelik itiraz ile hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Alacaklı T3 Tarafından borçlu T1 Ltd. Şti. Aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının 18/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunun 12. Maddesine göre hükmi şahıslara tebligatın selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılabileceği, aynı kanunun 13. Maddesine göre de tebliğ yapılacak kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebligatın orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılabileceği, Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21....