"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haczedilmezlik şikayeti K A R A R Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'nın 30.12.2013 tarih ve 9919 sayılı yazıları ile; dosyadaki tüm belgelerin taranarak sisteme aktarılması, dosyanın elektronik ortamda Yargıtay'a gönderilmesinin sağlanması, fiziki dosyanın ise gönderilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Elektronik olarak dairemize gönderilen temyize konu edilen dava dosyasının UYAP ortamında incelenmesinde; Alacaklıya hükmün tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçasının elektronik ortama aktarılmadığı anlaşılmıştır. Sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi dosyada bulunan tüm dilekçe ve evrakların mahkemece UYAP'a taranması ve UYAP ekranına aktarılması suretiyle mümkündür. Temyize konu dosyada bulunan evrakların elektronik ortamda bulunmaması ve evrakın türüne uygun taranmaması halinde temyiz incelemesinin yapılması olanaklı değildir....
İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İİK'nun 82/1. maddesinin 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük hak düşürücü süreye tabidir ve mahkemece re'sen göz önüne alınması gerekir. Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre; “İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” tebligat parçasının muhtar tarafından muhataba verildiği tarihin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına 20.12.2013 tarihinde haciz şerhi konulduğu, kıymet takdir raporunun borçluya Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince 31.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 7 günlük hak düşürücü süreden sonra 09.04.2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, işin esası incelenerek haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/09/2021 NUMARASI : 2021/9 ESAS - 2021/404 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Yetki İtirazı, Meskeniyet Şikayeti KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi....
Davacı borçlu istinaf başvurusunda haciz işleminden haberdar olunduğuna ilişkin kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357/1 maddesine yer alan düzenlemeye göre, icra mahkemesine başvuru sırasında ileri sürülmeyen usulsüz tebligat iddiasının istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülmesi ve bu hususun dinlenilmesi mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. İleri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından ve ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, davacı borçlunun istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE); 2-Haczedilmezlik şikayeti yönünden; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/539 Talimat sayılı dosyasına yapmış olduğu meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrikine, meskeniyet şikayeti yönünden mahkemeninin yetkisizliğine, dosyanın yetkili olan Manisa Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Manisa Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, aynı taşınmazlar için müvekkili tarafından birden fazla dava açılmasının hem yargılamanın uzamasına hem de müvekkili bakımından ayrıca bir külfete neden olacağını, kıymet takdirine itirazın ve meskeniyet iddiasının aynı dosya üzerinden çözümlenmesi gerekirken dosyanın tefrik edilerek meskeniyete dayalı haczedilemezlik şikayeti yönünden yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece verilen kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine, dairemizin ...... sayılı ilamı ile gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda tebligat usulsüzlüğü ile ilgili şikayet hakkında karar gerekçesinde hiç bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm fıkrasında da buna ilişkin bir karar verilmediği, bozma öncesi, ara kararla tebligatın usulsüz olduğuna karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, kamu düzeni amacıyla konulmuş emredici...