"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İtiraz eden borçluların murisi ...'ya ölümünden önce 29.01.2013 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin usulsüz tebligat şikayeti ya da borca itirazda bulunmadığı, ancak borçlu mirasçılarının borçlu murise yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, senet üzerindeki parmak izlerinin murise ait olmadığını, kime ait olduğunun anlaşılamadığını, murisin okuma yazma bilmediğini, borçlandırıcı işlemin noter kanalıyla yapılmaması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istedikleri anlaşılmaktadır....
Maddesi gereğince gönderilerek 13.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligat memurunun müvekkili şirketin tebligatı almaya yetkilisinin adreste olup olmadığını kontrol etmeden, araştırmadan, güvenliğe ve şirket merkezinde yer alan görevlilere sormadan tebligatın iade edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, haber kağıdının kapıya yapıştırılmadığını beyanla öğrenme tarihi olan 12/03/2021 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak tespitine, gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2020 NUMARASI : 2020/5 ESAS, 2020/111 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Taraflar arasında görülen usulsüz tebligat şikayeti, borca ve yetkiye itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda verilen karara karşı yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan icra takibinde icra emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu, yanlış kişiye tebligat yapıldığını, bu nedenle öğrenme tarihinin 02.01.2020 olarak kabul edilmesini, ayrıca takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, bu nedenle borcunun da olmadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, yetkili icra dairesinin Kağızman icra dairesi olduğunu belirterek; borca, yetkiye, imzaya ve usulsüz tebligat şikayetine ilişkin itirazlarının kabulünü talep ve dava etmiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine takip başlatıldığını, müvekkili Alfa Petrol Şirketine TK 35.maddeye göre tebligat yapıldığını, ilk çıkartılan tebligatın incelenmesinde muhatabın adreste bulunmama nedeni tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceği araştırılmadan tebligatın iade edildiğini, ilk tebligat usulsüz olduğundan TK35.maddeye göre tebligat yapılamayacağını, davacı Emsaş Şirketine de çıkartılan tebligatın usulsüz olduğunu, TK 21 ve tüzüğün 28.maddesi gereğince komşu/kapıcı/yöneticiye haber vermeden ve beyanları alınmadan tebligatın muhtarlığa bırakıldığını söyleyerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 16/07/2021 olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini söyleyerek davanın reddini istemiştir....
Bu beyan üzerine şirketin daimi çalışanı kimliği görülerek imzasına tebliğ edildi" açıklaması ile 10.01.2012 de tebliğ edildiği ve Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre usulüne uygun oldukları belirlenmiştir. Ancak borçlulardan ... 08.01.2012-12.01.2012 tarihleri arasında yurt dışında olduğunu ileri sürmüş olup, bu husus mahkemenin de kabulündedir. İİK. nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır....
Davacı borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinden usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz hakkında karar verilmesinin herhangi bir etkisinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini ilgili kişilerden sorup tespit ve tevsik edilmeden ve haber verilen komşunun kim olduğu açık bir şekilde tespit edilmeden yapılan tebligat bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığı anlaşıldığından usulsüzdür. Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nın 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir (HGK'nın 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E.1991/344K.). Borçlunun şikayet dilekçesinde, ayrıca gecikmiş itiraz deyimini de kullanmış olması, HMK’nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....
itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına; birleşen dosyada ise beyan edilen öğrenme tarihinin ve borca itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, asıl dosyada yerinde görülmeyen gecikmiş itirazın reddine, birleşen dosyada ise usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 2.03.2022 tarihi olarak tespitine karar verildiği, tarafların istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese...
Yapılan değerlendirmede; öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede davacılar vekili müvekkillerinin yurt dışında olduğundan bahisle yapılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, davacı borçlulara yerleşim yerleri adresleri itibariyle tebligatların TK'nun 21/2 maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacıların yurt dışında olmasının TK'nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ yapılmasına engel teşkil etmeyeceği görüldüğünden usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile bu nedenle yetki itirazının süresinde yapılmadığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır....