Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçlunun yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7181 E. - 13092 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....
No:5 Sivas" olan mernis adresine T.K.nun 21/2 maddesi gereğince tebligat yapılması konusunda meşruhat verilerek tebligat çıkartılmış, birinci tebligattan farklı adres olduğu görülen adrese çıkartılan ikinci tebligat 19/12/2018 tarihinde T.K.nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ edilmiş, 27/12/2018 tarihinde açılan dava ile takibi öğrenme tarihinin 26/12/2018 günü olup, tebligat tarihinin düzeltilmesi, ödeme emrine senet suretinin ekli olmaması, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmaması nedenleri ile ödeme emri ve takibin iptali istenilmiş, mahkemece tebligat tarihinin düzeltilmesi şikayetinin kabulü ile tebligat tarihinin 26/12/2018 günü olarak düzeltilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı borçu tarafından istinaf edilmiş olup, istinaf başvuru sebepleri gereğince somut olayda senedin kambiyo vasfında olup olmadığı ve senet suretlerinin davacıya tebliğ edilip edilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2017/12049 esas sayılı dosyasındaki kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, borçluya örnek 10 ödeme emrinin 20/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ancak itirazın beş günlük hak düşürücü süreden sonra 12/06/2017 tarihinde yapıldığı, itiraz dilekçesinde borçlunun tebligatın usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının da bulunmadığı gerekçesi ile davanın süre aşımından reddine karar vermiştir. Davacı/borçlu vekili bu karara yönelik istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde özellikle usulsüz tebliğe ilişkin şikayetlerini sunduklarını, ödeme emri tebliğinin açıkça usulsüz olduğunu, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğe ilişkin itirazlarının hiç değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetkiye imzaya ve borca itiraza dair olduğu, davacı vekilinin takibin durdurulmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, hüküm kısmında sehven İİK'nun 170/a maddesi gereğince iptaline yazılmış ise de kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak için hüküm kısmında düzeltilme yapılmadığı belirtilmiş, yine dava yetkiye itiraz olarak da açılmış olup yargılama sürecinde davacı tarafın yetki itirazından feragat ettiği ancak feragat ile ilgili bir hüküm kurulmadığı görülmüş olup her iki hususun da HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince dairemizce yapılan istinaf incelemesi sırasında düzeltilebileceği görülmüştür....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, itirazlarının yanında ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm tesis edilmediği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle yapılan tebliğin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...
O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra, bu durumda da şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmemiş olması doğru değildir. Öte yandan borçlu malik meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmazla ilgisi olmayan ...'ın şikayet hakkı bulunmadığına göre ... yönünden şikayetin bu sebeple reddedilmemiş olması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle istemin reddi yönünde hüküm tesisis isabetsizdir....
Mahkemece; Davacının imzaya ve borca itirazı yönünden; Davacının imzaya itirazının kabulü ile, kapatılan Kayseri 6.İcra Müdürlüğünün 2019/5122 Esas sayılı takip dosyasında İİK 170/3.maddesi gereğince takibin durdurulmasına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalı alacaklıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacağın %10'u oranında para cezasının davalı alacaklıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacının imzaya itirazı kabul edildiğinden, borca ve faize itirazı ile ilgili olarak Karar Verilmesine Yer Olmadığına, Davacının usulsüz tebligat şikayeti yönünden; Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, kapatılan Kayseri 6.İcra Müdürlüğünün 2019/5122 Esas sayılı takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 26/06/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, davacının kambiyo vasfına ilişkin şikayetinin reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/241 Esas ve 2020/88 Karar sayılı kararı ile usulsüz tebligat işleminin tespit edilmiş olduğu, icra dairesince buna rağmen talebin reddine karar verildiği, yaptıkları şikayetin istinaf incelemesi sonucunda usulsüz tebligat yönünden kesinleştiği, ıttıla tarihi ve usülsüz tebligat şikayetinin kesinleşmekle şikayete konu hacizlerin tebliğinden önce işlenmiş olduğu ve usulsüz olarak konulmuş hacizlerin kaldırılmasının gerektiği, yetki itirazının kabulü kararı ile yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan tüm işlemlerin usulsüz ve geçersiz olduğu, takip kesinleşmeden konulan hacizler nedeniyle borçlunun maaşından kesinti yapılan miktarların icra dosyasına iadesinin istenmesi gerektiği ileri sürülerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir....
Şti 'nin usulsüz tebliğ şikayetinin KABULÜ ile, İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2019/909 Esas sayılı icra takip dosyasında şikayetçiye yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ıttıla tarihi olarak bildirdiği 22.01.2019 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, Davacı T1 usulsüz tebliğ şikayetinin KABULÜ ile, İstanbul 14....
Somut olayda, borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borçlu muris Şemsettin Suruç'un borca batık olarak vefat etmiş olması nedeniyle, TMK'nun 605/2. maddesi uyarınca mirası reddetmiş sayıldığını, mirasın reddedildiğinin tespiti için Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/153 Esas sayılı dosyası ile mirasın hükmen reddinin istendiğini, davanın derdest olduğunu, bekletici mesele yapılmasını, kendisine ödeme emri gönderilmesinin hatalı olduğunu, muhtıra gönderilmesi gerektiğini ileri sürerek, ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....