Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı vekili tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği belirtilerek açılan davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının müvekkiline yapılmadığının açıkça belirtildiği, yine ilk derece mahkemesince 26/01/2021 tarihli celsede davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti olup olmadığı yönünde davasını açıklamak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verildiği ve bu ara karar uyarınca davacı vekilinin 09/02/2021 tarihli beyan dilekçesi sunarak bu dilekçesinde müvekkili ile kendisine ödeme emri tebliğ edilen oğlu Veysel Keleşoğlu'nun aynı adreste ikamet etmediğinin ve aralarında husumet bulunduğunun iddia edildiği, bu şekilde davacı tarafça ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun şikayet konusu yapıldığı anlaşılmakla, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin iddialar araştırılmadan ve bu hususta değerlendirme yapılıp karar verilmeden...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir....
İcra Daireleri olduğunu, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, borca, faize ve oranı ile tüm fer'ilere itiraz ettiklerini belirterek şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ilgili verilen kararın doğru olduğunu, ancak itirazlarının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira tebligatın usulsüz olması nedeniyle takibin kesinleştirilmesi ve müteakip işlemlerinin yapılmasının hukuken bir anlam ifade etmediğini, bu durumda takip tarihi olan 2012 yılından sonra 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun açık olduğunu, zamanaşımı itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, yine borca itiraz yönünden takibe konu senedin kredinin teminatı olarak verildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan bir diğer takip dosyasında kredi borcunun tahsil edildiğini, bu dosyada tahsil edilen miktarın dava konusu kambiyo takibindeki borçtan mahsup edilmemesinin ve hatta kambiyo takibinin kapatılmamasının usulsüz olduğunu, mahkemece borca itirazların değerlendirilmediğini, ayrıca usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği halde mahkemece...
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan iflas yolu ile takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; usulsüz tebligat şikayeti ile borca, ferilerine itiraz ile birlikte borçlu şirketin iflasa tabi şahıslardan olmadığı, iflas takibinin şartlarının oluşmadığı gerekçeleri ile takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tebligatın usulüne uygun olduğu, diğer itirazlarının icra mahkemesine bildirmesinin gereksiz olduğu...
YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin 23/02/2022 tarihli tebligat sonucu kesinleştiğini ve hacizler uygulandığını, ödeme emrinin davacı şirketin icirate sicilde kayıtlı adresinde usule uygun tebliğ edildiğini, tebligat yapılan kişinin sigortalı olarak çalışmıyor olabileceğini, takibin borçlulardan Ozan Kara'nın adresi olan Muğla'da başlatıldığını, bu borçlunun yetkiyi itirazının bulunmadığını, davacının mal ve haklarına 25/03/2022 tarihinde haciz konulduğunu, davacının bu tarih itibarıyla takipten haberdar olduğunu, bu nedenle davanın süresinde olmadığını, davacının senet üzerindeki imzaya itiraz etmediğini, borca itirazların haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davanın usulsüz tebligat şikayeti yönünden kabulü ile, Muğla 2....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti ve ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir. İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2021/4203 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinde belirtilen adrese çıkartılan ilk tebligatın 20/04/2021 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine davacının mernis adresine çıkarılan tebligatın 24/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 16/06/2021 tarihinde takibe itiraz ettiği, bu itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce reddedildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi ve Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilâmsız takipte, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve kefalet akdinin geçersiz olduğuna ilişkin şikayetleri ile birlikte borca ve fer'ilerine itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin 26/11/2014 tarih ve 2014/269 Esas 2014/374 Karar sayılı ilk kararı ile; davacının davasının süre yönünden reddine karar verildiği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi ve Dairemizin 12/05/2015 tarih ve 2015/3185 Esas 2015/13456 Karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine, mahkemece bozma ilâmına uyularak...
Hatay İcra Dairesinin 2018/13628 E sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi olduğu, takipte asıl borçlunun borçlu sıfatıyla yer almadığı, takibin sadece taşınmaz maliki olan şikayetçi ve diğer taşınmaz malikinin mirasçılarına (Adil Bereketoğlu mirasçılarına) karşı yapıldığı, satış ilanının şikayetçiye tebliğine ilişkin mazbatanın uyapa 12/12/2018 tarihinde tarandığı, şikayetçiye ait taşınmaz ihalesinin 29/01/2019 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Şikayet dilekçesinin 06/03/2019 tarihinde mahkemeye verildiği anlaşılmıştır. 1- Takibin iptali şikayeti yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İİK'nun 149. maddesi gereğince; icra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir....
SENEM BAYDOĞAN TÜRKEŞ Güzelhisar Mahallesi, İstiklal Caddesi, No:4, Aydın Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği, AYDIN DAVA : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR TARİHİ : 08/07/2021 KARAR YAZIM TARİHİ :10/08/2021 Aydın 2....