Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Şikayet, müteveffa borçlu (T3) ile davacılardan T2 aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlu T3'in takipten önce öldüğünün anlaşılması üzerine, davacı mirasçılara gönderilen 28/02/2019 tarihli ödeme emrinin ve takibin iptali istemine, yine davacılar T3 ve T1 de mirası reddetmeleri nedeniyle kendilerine gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile takibin iptali istemlerine ilişkindir....

üzerinden öğrendiğini, muhtara bırakılan tebligatın usulsüz olduğunu, haciz tatbik edilen gayrimenkulünün haline münasip ev olduğunu, İİK 82/12 maddesine göre haczedilemeyeceğini beyanla usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile 103 davetiyesinin usulsüz tebligat nedeniyle 28/09/2020 tarihinde haciz tatbik edildiğini öğrendiğini davaya konu taşınmaz haline münasip evi olması sebebiyle haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

, ödeme emri ekinde dayanak belgelerin de gönderilmediğini, takip dosyasının incelenmesi ile takip dayanağı genel kurul kararından 17/07/2017 tarihinde bilgi sahibi olduklarını, açıklanan nedenle takibin ve ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, aynı alacakla ilgili İstanbul 32 İM'nün 2015/9002 sayılı dosyasında nisan 2015 tarihinde başlatılan takibe itirazları üzerine alacaklı tarafından İstanbul 8 Sulh Hukuk Mahkemesinde 2015/1162 esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasının halen derdest olduğunu, bu nedenle işbu takibin mükerrer olduğunu beyanla ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunun tespitiyle tebliğ tarihinin 17/07/2017 olarak düzeltilmesine, şikayet ve tirazları nedeniyle ödeme emrinin ve takibin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle, bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir. Borçlu, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiş olup, borçlunun bu yöndeki istemi, tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....

    in usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir SONUÇ : Borçlu ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi ve usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun imzaya vaki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti yönünden gerekli delillerin toplanması ve sonrasında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken herhangi bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, bu durumda yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden...

      Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av. Mehmet Ender Çelik'in UETS'de kayıtlı e-tebligat adresinin bulunduğu, adresin 13.02.2019 tarihinde aktif edildiği ve tebligat alımına hazır hale getirildiği bildirilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan avukatlara, tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, şikayet süreye tabi değildir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda; alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve ödeme emrinin takip talebine aykırı şekilde düzenlendiğini ileri sürerek şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....

      Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 297/c maddesinde ise kararın; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda, borçlu hakkında 21.07.2014 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, alacaklı 215.894,10 TL toplam alacak talep etmiştir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat iddiasına bağlı borca itirazda bulunmuş olup, ayrıca faize yönelik bir itirazda bulunmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taleple bağlı kalınarak, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat konusunda inceleme yapılması ile yetinilmesi zorunludur....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti, meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz ile genel haciz yoluyla ilamsız takipte borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, TK'nın 21/1-2., Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi, İİK'nın 82/1. maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-alacaklı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu