Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve T2 aleyhine Tebligat Kanunu Hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğini belirterek şikayetin kabulü ile usulsüz ödeme emrinin iptaline, müvekkilleri Hatice Günay Özdemir ile T2 yönünden usulsüz olarak yapılan tebligatın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Borçlu, söz konusu ilamı dosyaya sunarak takibin durdurulmasını ve yapılan işlemlerin geri alınmasını talep etmiş, icra müdürlüğünce kararın kesinleşmediği gerekçe gösterilerek kararın kesinleşmesi halinde talep doğrultusunda işlem yapılmasına ve talebin reddine dair kararlar verilmiştir. Davacı vekili, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesinin gerekmediği iddiasını ileri sürerek müdürlük kararlarının usule aykırı olduğunu savunmuştur. İcra mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olarak verilen kararların icra edilebilmesi için kesinleşmesi gerekmediğinden ve söz konusu kararlar infazı için kesinleşmesi zorunlu sayılan kararlar arasında sayılmadığından, somut uyuşmazlık bakımından genel uygulamadan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. İcra müdürlüğünce, usulsüz tebligat kararının kesinleşmediği gerekçe gösterilerek takibin durdurulması talebinin reddine dair işlemleri hukuka aykırıdır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2018 NUMARASI : 2018/675 ESAS - 2018/896 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca-Yetkiye-İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan takipte ödeme emrinin, müvekkilinin 2013 yılında terkettiği adresine gönderildiğini, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’na aykırı olduğunu, takibin 04/09/2018 tarihinde öğrenildiğini, müvekkilinin yerleşim yeri olan Trabzon İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin takip alacaklısını tanımadığını ve senetten ötürü alacaklıya borcu bulunmadığını, takibe konu senetteki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, takibin zamanaşımına uğradığını belirterek öğrenme tarihinin 04/09/2018 olarak tespitine, ödeme emrinin ve takibin iptaline, hacizlerin...

İcra Müdürlüğünün 2019/1924 Talimat sayılı dosyasında 25/11/2019 tarihli tahliye tutanağında tahliye taahhüdüne itiraz ettiklerini bildirdiğini, bu şekilde icra dairesine gerekli itirazların yapıldığının kabulü gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yapılacak imza incelemesi sonucunda geçersiz tahliye taahhüdüne dayanan takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve takip dayanağı tahliye taahhütnamesindeki imzaya itiraza ilişkindir. Davacının tahliye taahhütnamesindeki imzaya ilişkin başvurusu itiraz niteliğinde olup, İİK'nın 274. maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temlik eden ... ve temlik alacaklısı ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu vekilinin ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ve senetteki imzanın borçluya ait olmadığını ileri sürerek tebligat tarihinin düzeltilmesine ve imza itirazı nedeni ile de takibin iptaline karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece temlik eden ... aleyhine olarak usulsüz tebligat şikayetinin ve imzaya itirazın kabulü ile adı geçen hakkında %20 orandan tazminata ve %10 para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır....

    Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrası “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” ikinci fıkrası ise " Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur." şeklinde düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda; Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.'...

    DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrendikleri tarih olan 28.06.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini ve usulsüz olarak gönderildiği iddia olunan tebligatın gönderilmemiş sayılmasına, usulsüz yapılan tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden, icra dairesinde yapılan hacizlerin tensiben kaldırılmasına ve takibin tedbiren durdurulmasına, kambiyo senedi vasfını yitirdiği iddia olunan belgelere dayanak yapılarak başlatılan takibin yasal koşulları bulunmadığından zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline, takibe konu evrakların dolandırıcılık suretiyle elde edildiğini, yetkili icra müdürlüğünün ... İcra Daireleri olmadığı, borçlunun ikamet adresinin bulunduğu ... Mahkemesinin ve icra dairelerinin olduğunu, yetki yönünden ve esas yönünden takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " ... mahkememizin 2019/365 E sayılı dosyasının Uyap sistemi üzerinden incelenmesinde davacının, T3 davalının ise T3 olduğu, davanın usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olduğu, 24/07/2019 tarih 15:30 saati itibariyle açıldığı, harçları yatırılarak davanın kaydedildiği elde bulunan dava ile tarafları ve konusunun aynı olduğu halen derdest olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan HMK 114/1- i ve 115/2 madde uyarınca usulden reddine " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bu davanın konusunun protesto eksikliği nedeni ile lehdar hakkında kambiyo takibi yapılamayacağı ve İİK 170/a maddesi gereği takibin iptali davası olduğu, Bakırköy 1....

      Somut olayda borçlunun şikayeti tebligat usulsüzlüğüne ilişkin olup, borçlu dilekçesinde öğrendiği tarihi belirtmemiş ise de; dava tarihi itibariyle usulsüz tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Aksi alacaklı tarafından iddia edilmediğinden ve dosyada daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil de bulunmadığından istemin süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek şikayetin yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; mahkemece tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek icra inkar tazminatına hükmedilmişse de, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin reddi halinde icra inkar tazminatı verileceğine ilişkin yasal düzenleme olmadığından tazminata ilişkin verilen karar da doğru değildir....

        Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....

        UYAP Entegrasyonu