İcra Müdürlüğünün 2020/2170 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin usulsüz tebligat ve takipten 20/08/2020 tarihinde haberdar olduğunu, 21/08/2020 tarihinde takibe ve borca itiraz ettiklerini ancak icra müdürlüğünün 24/08/2020 tarihli kararıyla itirazın haksız olarak reddedildiğini bildirerek 24/08/2020 tarihli icra memur işleminin iptaline, itiraz dilekçesinin süresinde sunulduğunun kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, borçlunun talep dilekçesinde terditli olarak mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep ettiğini, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali hususunda başvurulabilecek yolun icra memurunun muamelesinin şikayeti yolu olup şikayet yolunun kendine özgü sebepler barındıran dava ve takibin iptaliyle herhangi bir benzerliği olmayan hukuki bir yol olduğunu, borçlunun taleplerinin göz önünde bulundurulduğunda kendine özgü özellikleri olan iki yarı hukuki yolu icra mahkemesinden terditli olarak talep etmesinin göze çarptığını, takibin iptali ve şikayet yolunun kendine özgü özellikleri olan icra mahkemesinden talep edilebilen iki ayrı hukuki bir yol olduğunu, aynı usullere tabi olmayıp takibin iptali talebinin ve şikayet talebinin terditli olarak açılamayacağı gibi aynı dilekçe ile mahkemeden talep edilemeyeceğinden takibin iptali nedenleri somut olayda bulunmamasından dolayı taleplerin...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/13642 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibin yanlış kişiye açıldığını ve tebligatın yanlış adrese yapıldığını bu nedenle usul ve yasaya aykırı olan takibin iptali gerektiğini, bahse konu takipten iş bu davanın açıldığı gün haberdar olduklarını, bu nedenle dosyadaki icra emrine, takip talebine, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin kesinlikle böyle bir borcu olmadığını, icra emrinin iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür....
İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir. Borçlu; yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiştir. Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihnde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015'de icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....
Bununla birlikte ileri sürülen iddialar takibin iptali sebebi de değildir.'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili süre tutum talepli istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeple süresi içinde hükmü istinaf ettiklerini, ayrıntılı istinaf dilekçesinin, gerekçeli kararın taraflarına tebliğ edildikten sonra süresi içinde mahkemeye sunulacağını bildirmiş, gerekçeli kararın davacılar vekiline 01.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin 10 günlük süreden sonra 15.02.2021 tarihinde gerekçeli istinaf dilekçesini sunduğu anlaşılmıştır. Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2017/3183 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular ve dava dışı diğer borçlular aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, davacı vekilinin taleplerinin, usulsüz tebligat şikayeti, mükerrerlik nedeni ile takibin iptali ve borca itiraza yönelik olduğu görülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/284 KARAR NO : 2021/2315 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2020 NUMARASI : 2020/92 ESAS, 2020/368 KARAR DAVA KONUSU : TAKİBİN İPTALİ - USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 13....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: *Davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz ödeme emri tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30/06/2015 tarih, 2015/15169 Esas - 2015/18431 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sari itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüşler, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, kabul edilen öğrenme tarihine göre süresinde olduğu anlaşılan diğer itiraz ve şikayetler hakkında ise hüküm kurulmamıştır.Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilip Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihi düzeltildiğine göre, düzeltilen tebliğ tarihine göre borçluların sair itiraz ve...
Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak; emekli maaşını almış olduğu bankadan kredi çektiğini ve çekmiş olduğu krediyi ödeyemediğinden bankanın usulsüz şekilde emekli maaşına haciz koyduğunu, konulan hacizlerin usulsüz olup kendisinin %65 oranında bedensel ve zihinsel engelli olduğunu, imza yetkileri alınması gerekirken bankanın kendisine kredi vermesinin ve sözleşme imzalatmasının usulsüz olduğunu, engelli olduğundan kendisini ifade edemediğini, ifadelerinin dosyada tam geçmediğini belirterek kararın kaldırılmasına, emekli maaşına konan haczin ve işleyen faizin yeniden hesaplanarak dosya hesabının çıkarılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE İcra dosyasının incelenmesinde; davacı hakkında bir adet bonoya dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı ve örnek 7 nolu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin borçluya tebligat kanunu 21/2 maddeye göre mernis adresine gönderildiği ve tebliğ edildiği, borçlunun icra dosyasına 01/07/20109 tarihinde başvurarak borca yönelik itirazları sunduğu anlaşılmaktadır. Borçlu dava dilekçesiyle de sabit olduğu üzere öncelikle ödeme emrinin iptalini talep etmiş aksi takdirde usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulünü istemiştir. Mahkeme usulsüz tebliğe yönelik şikayeti kabul etmemiş ancak ödeme emrinin iptaline yönelik şikayeti örnek 7 ile takip başlatılmasına rağmen ödeme emri tebligat parçasında örnek 10 yazılı olduğundan bahisle kabul etmiştir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği adres mernis adresi olup bu yönde yanlar arasında bir tartışma olmadığı gibi uyap kayıtları ile de bu husus teyit edilmektedir....