İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, satış ilanı tebligatının alacaklının talebi olmaksızın 21.maddeye göre tebliğinin usulsüz olduğunu, bu tebligatın usulüne uygun bir tebligat olduğundan bahisle şikayetin süre yönüden reddinin haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, meskeniyet iddiası ile haczedilemeyeceğini ileri sürerek taşınmazındaki 22.02.2013 tarihli haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takip dosyasına açılan 24.07.2012 tarihli talep ile haczi öğrendiği gerekçesiyle haczedilmezlik şikayetinin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Somut olayda, davacıya yapılan kıymet takdiri tebliğine ait tebligat mazbatasının incelenmesinde davacının tevziat saatlerinde işe gittiğinin davacı ile birlikte yaşayan eşinden öğrenildiği, eşinin isminin yazılı olduğu, eşine tebligat yapılmak istendiği ancak eşinin tebellüğden imtina ettiği, bunun mazbataya yazıldığı, tebligatın muhtara teslim edildiği, eşine haber verildiği ve yine 2 no lu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığının mazbataya yazıldığı görülmektedir. Buna göre tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31. Maddesine uygun olduğu, bu haliyle kıymet takdirinin davacıya 02/10/2018 tarihinde yapılmış olduğu, bu tarih itibariyle hacizden haberdar olduğu, bu tarihten itibaren 7 günlük haczedilmezlik şikayeti süresinin geçirildiği, mahkemece bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmış, buna ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2014/1339 talimat sayılı dosyasından 25.11.2014 tarihinde haczedilip, 20.01.2015 tarihinde 3. kişiye ihale edilen menkullerin ipotek kapsamında teferruat olduğunu ve taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini, ihale alacaklısının satış bedelini yasal sürede nakit olarak dosyaya yatırmadığından ihalenin feshi ile menkullerin alıcısına teslim edilmeyip, menkuller üzerinde şikayetçi bankanın ipoteğe dayalı rehin hakkı bulunduğunun dikkate alınarak işlem yapılmasını talep ettiği, mahkemece, ipotek belgesi ve akit tablosunda menkullere ait herhangi bir kaydın bulunmadığı, menkullerin mütemmim cüz veya teferruat niteliğinde olmadığı, taşınır ve sonradan monte edilebilir nitelikte makineler olduğu gerekçesi ile dosya üzerinden şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Başvuru bu hali ile İİK’nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti ile aynı kanununun 133. maddesine dayalı ihalenin feshi talebidir....
İİK'nun 82/12.maddesinde düzenlenen meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetlerinin İİK 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süre içerisinde yapılması gerekir. Davacı tarafça 25/03/2021 tarihli dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği gibi, 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 17/09/2020 tarihi itibariyle 25/03/2021 tarihinde tarihinde açılan haczedilmezlik şikayetinin İİK 16.maddesi uyarınca 7 gün süre içerisinde yapılmadığı, davacıların satışın iptali yönünden şikayetlerinin de satış ilanının tebliğinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılmadığı bu nedenle ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine dair verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. HMK'nun 357....
Borçlunun 18.3.2016 havale tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilmemesi halinde talebin gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin durdurulması ile tüm hacizlerin de fekkinin istendiği görülmüştür. Mahkemece, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle başvurunun 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; aynı Kanun'un 26. maddesi uyarınca, hakimin, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceği sabit olup, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle mahkemece takibin durdurulmasına karar verilemez....
İcra müdürlüğünce yürürlüğe giren bu hükümlere göre yapılacak işlem ve alınacak kararlara karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurulabilir.Somut olayda, 17/04/2014 ve öncesi tarihlerde hacizler konmuş, borçlu vekili 11.07.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş, 6552 sayılı Yasa değişiklikleri 11.09.2014 tarihinde ve eldeki şikayet dosyası derdest iken yürürlüğe girmiştir. Borçlu vekilinin şikayeti, 6552 Sayılı Kanun'un 121 ve 123. maddeleri ile getirilen 5393 Sayılı Kanun'un 15. maddesine (ek) son fıkrası ile geçici 8. maddesi gereğince haczin kaldırılması istemine ilişkin değildir.Haczedilemezlik iddiasına dayalı olarak 5393 sayılı Yasanın değişiklikten önceki 15/8. maddesi gereğince yapılan şikayet sırasında borçlu, yeni yasal düzenleme gereğince mahkemeden haczin kaldırılması isteminde bulunamaz....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu taşınmaz uzun yıllardır aile konutu olarak kullanılmakta olup, müvekkillerinin haline münasip evi niteliğinde olduğunu, taşınmazın aile konutu vasfında olduğu Düzce Aile Mahkemesi'nin 2019/643 Esas - 2020/466 Karar sayılı dosyası ile sabit olduğunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 82/12 maddesinde; "Borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği" düzenlemesinin yer aldığını, bu nedenle müvekkillerinin aile konutu olarak kullandığı taşınmazının haczedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan haczin kaldırılmasını, yerel mahkeme tarafından yanılgılı değerlendirme sonucu verilen karar hukuka aykırı olup, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık; meskeniyet iddiası ile ilgili haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir....
Somut olayda, ... ili ... ilçesi, ... köyü, 247 ada 15 parsel sayılı taşınmaz için meskeniyet iddiasının ileri sürüldüğü ancak, taşınmaz üzerine haciz tarihinden önce 19.04.2006 tarih ve 1987 yevmiye numası ile Türkiye ... Bankası A.Ş. lehine ipotek tesis edildiği ve mahkemece ipoteğin niteliği ya da borcun haciz tarihinden evvel ödenip ödenmediği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının değerlendirilmesidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/09/2020 NUMARASI : 2020/508 ESAS - 2020/381 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline gönderilen ödeme emrinin müvekkilinin taşındığı ve muhtarlıkta kaydının bulunmadığı şerhiyle bila tebliğ iade edilmesine rağmen aynı adrese yeniden tebligat çıkarılarak muhtara bırakıldığını, müvekkiline ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve takipten 28/09/2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, usulsüz tebligatın iptaline, ödeme emri tebliğ tarihinin 28/09/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....