WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısı ile, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçeler ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK‘nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir....

Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK'nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz. Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. Somut uyuşmazlıkta davacı Konya 3. İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyası ile takip yapılarak taşınmazının üzerine haciz işlemi uygulandığını, ......

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilâmsız takipte, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve kefalet akdinin geçersiz olduğuna ilişkin şikayetleri ile birlikte borca ve fer'ilerine itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin 26/11/2014 tarih ve 2014/269 Esas 2014/374 Karar sayılı ilk kararı ile; davacının davasının süre yönünden reddine karar verildiği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi ve Dairemizin 12/05/2015 tarih ve 2015/3185 Esas 2015/13456 Karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine, mahkemece bozma ilâmına uyularak...

      Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. Somut olayda, tapu kaydının incelenmesinde taşınmaza, asıl takip dosyası olan İstanbul 27. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3895 Esas sayılı dosyasından 08.03.2013 tarihinde yazılan yazı ile doğrudan haciz konulduğundan, yukarıda açıklanan yasa hükümleri gereğince anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisi, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi'ne aittir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralları re'sen nazara alınarak yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Olayda borçlu tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne ve usulsüz tebligat şikayetini inceleme görevi icra mahkemesine ait olduğuna göre, mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenmesi zorunlu iken ve inceleme sonucunda itirazın usulüne uygun olduğu kanaatine varması halinde usulsüzlüğün tespiti ile birlikte tebliğ tarihinin de belirlenmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurulmaması, ayrıca tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte yetki itirazının 16/01/2017 tarihli tensip arakararı ile birlikte değerlendirilmesi, gerekçeli kararda ve hüküm fıkrasında bu konuda hiçbir değerlendirme ve hüküm kurulmaması, diğer taraftan borçlu dilekçesinde usulsüz tebliğ ile birlikte takibin esasına ilişkin şikayet ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptalini talep etmiş olmasına rağmen, borca itirazına ve borcun ödendiğine ilişkin iddialarının ve delillerinin değerlendirilmediği görülmüştür....

        Olayda borçlu tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne ve usulsüz tebligat şikayetini inceleme görevi icra mahkemesine ait olduğuna göre, mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenmesi zorunlu iken ve inceleme sonucunda itirazın usulüne uygun olduğu kanaatine varması halinde usulsüzlüğün tespiti ile birlikte tebliğ tarihinin de belirlenmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurulmaması, ayrıca tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte yetki itirazının 16/01/2017 tarihli tensip arakararı ile birlikte değerlendirilmesi, gerekçeli kararda ve hüküm fıkrasında bu konuda hiçbir değerlendirme ve hüküm kurulmaması, diğer taraftan borçlu dilekçesinde usulsüz tebliğ ile birlikte takibin esasına ilişkin şikayet ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptalini talep etmiş olmasına rağmen, borca itirazına ve borcun ödendiğine ilişkin iddialarının ve delillerinin değerlendirilmediği görülmüştür....

        Davacıya 16.06.2023 tarihinde tebligat yapılmasına rağmen yasal 5 günlük şikayet ve itiraz süresi içerisinde 21/06/2022 tarihinde işbu dava açılmıştır. Mahkemece 5 günlük süre için takip dosyasındaki 02.06.2022 tarihinde yapılan ihtiyati haciz tarihini öğrenme için esas alınması ve davacının borca ve kambiyo vasfına yönelik itiraz ve şikayetinin reddine ilişkin karar usul ve yasaya aykırıdır. Zira İİK.'nun 168/5. maddesi gereğince itiraz süresi takibin öğrenildiği tarihten değil, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının sair istinaf başvuru sebepleri bu aşamada inceleme konusu yapılmaksızın, istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 355 maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 353/1- a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve belirtilen eksiklikler giderilerek yargılamaya devam edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2019/1168 esas sayılı dosyası ile T3 Şirketi ve T1 aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçildiğini, Karasu İcra Dairesi'nin 2019/255 talimat sayılı dosyası ile taşınmazın satış işlemleri başlatıldığını, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz müvekkili banka lehine ipotek edildiğinden ve bu ipotek zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmadığından söz konusu ipotek hakkında borçlunun meskeniyet iddiasında bulunamayacağından borçlunun şikayetinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davacının haksız olarak ikame ettiği bu davanın öncelikle süre yönünden usulden reddine, aksi halde yetki yönünden reddine, ayrıca adli yardım talebinin reddine ve satışın tedbiren durdurulması talebinin reddi ile davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Karasu İcra Müdürlüğü'nün 2019/255 talimat sayılı dosyası....

        Somut olayda, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin vekil yerine borçlu asile tebliğ edilmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptalini, tebliğ tarihinin 03.02.2015 tarihi olarak düzeltilmesini ve bu kapsamda 04.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne yapılan itiraz gereğince takibin durdurulmasını talep etmiştir. Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu durumda asile yapılan tebligat yok hükmünde olup iptali gerekmektedir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yapıldığı ileri sürülen tebligattan müvekkilinin bilgisi olmadığını, bu nedenle müvekkilin takibi öğrendiği tarih göz önüne alınarak başta senet üzerinde değişiklik yapıldığı, dolayısıyla zamanaşımı oluştuğu ve diğer tüm itirazlarının incelenmediğini, usulsüz tebliğ nedeniyle memuru şikayet iddiamızı araştırıp gerekçelendirmeden eksik gerekçe ile hüküm kurulduğunu tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, icra takibinde borca, yetkiye, zamanaşımına ve usulsüz tebligata itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu