Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, borcu ödeme durumunun olmadığını ve borçlu şirketin yetkilisi olduğunu beyan etmesi karşısında, borçlu şirketin takipten haciz tarihi itibari ile haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, borçlu tarafından haciz tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde usulsüz tebligat şikayetinin ileri sürülmediği, bu yönüyle borçlu şirketin borca itirazını da yasal süre içerisinde ileri sürmediği anlaşılmış olup, dosya kapsamı, delil durumu, gerekçe değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince sonucu itibariyle şikayetin süreden reddine karar verildiği görülmekle, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

İcra dosyasının incelenmesinde takibin şeklinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olduğu davacı vekili tarafından taşınmazın haline münasip mesken olduğu iddiası ile şikayette bulunulmuş ise de meskeniyet nedeni ile haczin kaldırılmasının haciz yolu ile başlatılan takiplerde mümkün olduğu , ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte haciz aşaması söz konusu olmadığından haczin kaldırılması da söz konusu olamayacağından mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz ile şikayete ilişkindir. 3. Değerlendirme Borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda ileri sürdüğü yetkiye ve borca itiraz ile şikayet iddialarının yasal 5 günlük süreye tabi olduğunun ve kesinleşen ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi üçüncü kişiye 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamalerinin gönderildiği, şikayetçi üçüncü kişinin ihbarnamelerden taşınmazlarına haciz konulması sonucunda haberdar olduğu ve 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin ve tüm tebligatların tebliğinin usulsüz olduğu olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle, Tebligat Kanununa aykırı yapılan usulsüz tebligatların iptali, İİK 89/1 vd için yapılan işlemlerin usulsüz olduğunun tespiti ve iptali, borca itirazın kabulü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile tapu hacizlerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş...

    İcra Dairesinin 2021/12587 Esas sayılı dosyası incelendiği açıkça görülecektir ki, müvekkilinin Mernis adresine yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığını, dolayısıyla dava konusu icra takibi, usulsüz tebligat olmasına rağmen kesinleştirildiğini, 7201 Sayılı TK hükümleri kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir. Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28....

    Ancak borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takipten haberdar olduğu düzeltilen tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe ve borca itiraz sunmamış ise 7 günlük sürenin dolmasıyla borçlu hakkında takip işlemlerine devam edilir, bu kapsamda borçlu hakkında haciz uygulanabilir. Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise, takibin kesinleşmesi; ödeme emrinin borçluya yeniden ve usulüne uygun tebliğini gerektirdiğinden ve ödeme emrinin iptali kararı ile birlikte takip kesinleşmemiş sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmamış kabul edileceğinden, bu sebeple hacizler usulsüz hale geleceğinden, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması gerekir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, borçlu aleyhine yapılan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapıldığı, seçilen takip şekli uyarınca haciz aşaması bulunmadığından davacı borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasının mümkün olmadığı, davalı ... ile davalı Banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği ve sözleşmeyi dava dışı ...'...

      No:18/4 Yenişehir / MERSİN" olduğu, TK 10 maddesi uyarınca bu adresin bilinen adres olarak kabulünün gerektiği, takipte ise bilinen adrese tebligat yapılmaksızın "Pirireis Mah. 1120 Sk. Karakurtlar Sit. B Blok 13/1 Yenişehir/Mersin" adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iadesi üzerine borçlu şirketin ticaret sicildeki kayıtlı adresine TK.nun 35. maddesi uyarınca ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olduğu, borca itiraz yönünden ise takibin genel haciz yoluyla ilamsız takip olduğu ve takibin türüne göre borca itirazın icra dairesi nezdinde yapılması lüzumu karşısında, mahkeme nezdinde yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı belirtilerek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 3.İcra Müdürlüğünün 2021/1650 esas sayılı icra takibinde davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile öğrenme tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine, taraf leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte yasal dava açma süresi geçtiği halde tebligat usulsüzlüğüne yönelik dosya tefrik edilmeksizin ve bu konuda karar verilmeksizin yetki itirazının kabulüne dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece öncelikle tebliğ usulsüzlüğünün tefrik edilen dosyada incelenmesi, usulsüz tebliğ şikayetinin bekletici mesele yapılarak kararın kesinleşmesinden sonra yetki itirazının karara bağlanması gerektiğini, davacının usulsüz tebliğ ve yetki itirazının yasal süresinde ileri sürülmediğini, ödeme emrinin borçlunun sicilde kayıtlı adresinde usulüne uygun tebliğ edildiğini, çekin Bankalar Caddesi Şubesine ibraz edildiğini, borcun götürülecek borca dönüştüğünü, muhatap bankanın adresine göre de İstanbul İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddelerinde hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı düzenlenmiş...

      Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, bilinen son adresi yerine doğrudan mernis adresine tebligat gönderilmesinin Tebligat Kanunu ve Yargıtay kararlarına göre usulsüz olduğunu, tebligatı e-devlet üzerinden öğrendiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu, meskeniyet şikayetinin,İstanbul 10 İcra Müdürlüğü 2015 /1368 E sayılı dosya ile satışı isteyen konut finansmanı sağlayan ipotek alacaklısına yönelik olmadığını, ancak mahkeme kararında, meskeniyet şikayeti sanki ipotek alacaklısı Denizbarık ve ihale alıcısı T4 yönelikmiş gibi onları taraf olarak görerek talebini reddetttiğini, konut finansmanı ile alınan gayrimenküllere konulan ipotekler, zorunlu ipoteklerden olup, ipotek alacaklısı haricindeki, başka alacaklılara yönelik meskeniyet şikayetine engel olmadığını, halbuki meskeniyet şikayetinin tapu kaydına haciz koyan diğer alacaklılar için öne sürüldüğünü, zira gayrimenkulun satıldığını ancak, yerine satış bedelinin kaim olduğunu, bu...

      UYAP Entegrasyonu