İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2021/315 ESAS 2021/287 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti- İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine Bursa 8....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili T2 bakımından aktif husumet yokluğundan davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullere kaydi haciz konulduğunu, husumet yokluğu iddiasıyla davanın reddine karar verilmek yerine işlemlerin iptali yönüne gidilmesi gerektiğini, diğer müvekkilleri yönünden 10/06/2019 tarihinde yapılan itiraz ile takibin durduğu sanılır iken dosyaya tarafların geç işlenmesi ve haciz ihbarnamesiyle takibe devam olunduğunun öğrenildiğini, bunun yerel mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....
Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde usulsüz tebligatı öğrendiğinin kabulü gerekir....
nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetileceği, davacı borçlular vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, murise gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin iddia edildiği, yanısıra takibe konu borca, dayanak sözleşmedeki murisin imzasına ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve yapılan haciz işlemlerinin usulsüz olduğu belirtilerek hacizlerin kaldırılması talebinde de bulunulduğu, ancak mahkemece yetki itirazı dışında ileri sürülen iddialarla ilgili değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, delillerin hiç toplanmaması veya değerlendirilmemesi derecesinde yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından davalı alacaklının sair istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın...
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: " Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra dosyası, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, usulsüz tebliğ şikayeti ile yetki ve borca itiraza ilişkin olduğu, davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi yapıldığı, yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı üzere davacı borçlu şirkete yapılan tebliğ işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının beyan edilen tarihten önce takibi öğrendiğinin ispat edilemediği, öte yandan İİK'nun 269/d maddesinin atfıyla 62. maddesi gereğince ilamsız icra takibinde ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlunun, itirazını, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi gerektiği, icra dairesi yerine İcra Mahkemesine yapılan itirazın geçersiz, fuzuli bir talep olup herhangi bir sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Bakırköy 9....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2021 Tarih 2021/40 Değ.İş. sayılı kararı ile ihtiyati haczin kaldırılmasına mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, 31.08.2021 tarihinde açılan dava ile borca gecikmiş itiraz talep edilmiş ayrıca hacizlerin ve tüm işlemlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 65. maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur. İtiraz üzerine, icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin talikini tensip edebilir. İcra mahkemesi tetkikatını evrak üzerinde yapar....
doğrudan kaşe basmak suretiyle tebligatı usulsüz olarak muhtara tebliğ etmesi nedeniyle borca itiraz hakkının elinden alındığını, şikayetinin süresiz şikayete tabi olduğunu, bu nedenle borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
tarihten sonra 30 günlük sürenin bitim tarihi olan 12.04.2021 tarihi itibariyle tebligatın Türk ve Hollanda mevzuatına göre yapılmış sayılacağı ve tebligatın usulüne uygun yapıldığı, icra dosyası kapsamında yapılan son tebligatın bu tebligat olduğu, diğer tebligatlara ilişkin usulsüz tebliğ şikayetinin ise 12.04.2021 tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin ve ilama dayalı olarak ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir....
Maddesi gereğince mirasçılar alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğunu ileri sürebileceklerini, terekenin borca batıklığı nedeni ile yerel mahkemece bu yöndeki taleplerinin kabulü ve müvekilleri yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken talebin reddedildiğini, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddi kararının da yasal olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, buna rağmen bekletici mesele yapılmadığı gibi bu dava dosyasının getirtilerek incelenmediğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, muris aleyhine başlatılan takipte mirasın hükmen reddine ilişkin dava açıldığı, ödeme ihtarının usulsüz tebliğ edildiği iddialarına dayalı şikayet ile imzaya, borca ve yetkiye itiraza ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanları ile taleplerini daralttıklarını ve davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilmesini talep ettiklerini, HMK hükümlerine göre davalının ön inceleme duruşmasına mazeretsiz olarak gelmemesi halinde davacının davalının muvafakatı aranmadan davasını genişletip değiştirebileceğini, kendileri tarafından davalının mazeretsiz gelmediği ön inceleme duruşmasında talep sonucu daraltılarak davanın yalnızca şikayet davası olarak kabul edilmesinin talep edildiğini, bu nedenle davanın tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet davası olarak görülmesi gerektiğini, kaldı ki usulsüz tebligatın kendiliğinden dikkate alınması gerektiğini, davacıya gönderilen 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tümünün usulsüz tebliğ edildiklerini, davacının her üç ihbarnamenin tebliği tarihinde de bağ evinde olduğunu, bu durumun komşuları tarafından da bilindiğini, ayrıca tebligatların TK'nun 21/1 maddesindeki...