nedeniyle haberdar olduklarını beyan etmesi karşısında davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/08/2018 tarihi olarak tespitine karar vermek gerekmiştir. davacının usulsüz tebligatla birlikte kambiyo takibine yönelik şikayette bulunduğu, usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi itibariyle kambiyo şikayetinin süresinde olduğu, anlaşılmıştır....
Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin, onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, takip dayanağı çekin Albaraka Bankası Siirt Şubesi'ne ait olduğu, davacı-borçlunun adresinin Siirt olduğu, çekin keşide yerinin Bursa olduğu böylelikle takip dayanağı çek yönünden Bursa İcra Dairelerinin yetkili olduğu görüldüğünden, davacının yetki itirazı yerinde değildir....
Şikayetçi/borçlu vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 13/01/2021 tarih, 2020/790 Esas, 2021/99 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte; borçlu, 26/11/2018 tarihli itiraz dilekçesinde; borca itiraz ve şikayetlerinin yanında, icra müdürlüğünce kendisine yasal olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığını da ileri sürmüştür. Borçlunun tebligat hususundaki bu beyanının, ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet olarak kabulü gerekir....
İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanlarını tekrar etmekle birlikte dava dilekçesinde tebliğin usulsüz olduğu iddiasına yer verdiklerini, takipten 30.10.2019 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiklerini, kaldı ki aynı Mahkeme'nin 2019/1062 Esas sayılı dosyasıyla usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduklarını ve tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettiklerini, yasal süresi içerisinde yaptıkları usulsüz tebliğ şikayeti dikkate alınmaksızın davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. UYAP üzerinden yetki alınmak suretiyle İstanbul 24....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun ödeme emri ekinde senet fotokopisinin gönderilmediğine dair şikayeti ile birlikte zamanaşımı defi, itfa ve yetki itirazlarında bulunduğu, mahkemece yalnızca borçluya gönderilen tebligat zarfı içerisinde örnek 4-5 icra emri olduğu, senet suretinin eklenmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline dair verilen kararın, Dairemizin 11.12.2014 tarih ve 2014/23405 Esas 2014/30086 Karar sayılı Bozma ilamı ile ".. borçluya çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının incelenmesinde, 26.02.2014...
DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini(isim ve imzadan imtina eden kişi belli değil) ileri sürerek öğrenme tarihinin 07.07.2021 olarak düzeltilmesini ve müvekkilinin yerleşim yerinin Ankara olduğunu, yetkisiz yerde takip başlatıldığından bahisle Çubuk İcra Müdürlüğü yönünden yetki itirazının kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet/itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakında bilgi alınan, haber bırakılan kişinin kim olduğu yazılı olmadığından tebligatın usulsüz olduğu, yetki itirazı bakımından itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu konudaki itirazın Mahkemece değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ......
Ancak usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle düzeltilen tebliğ tarihine göre takip kesinleşmediği için haczin de geçerli olmayacağının söylenebilmesi, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne dair kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Bu durumda mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin 2013/99- 166 sayılı dava dosyasının sonucu beklenip, kararın kesinleşme durumu nazara alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/12004 E. ve 2014/14533 K. K. 15.05.2014 ) Somut olayda Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2019/5405 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, Bakırköy 3....