(Yargıtay 12.HD 2018/10355 esas, 5572 karar) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davacının 106- 110 şikayetine yönelik istinaf başvurusunun reddine, 2- Davacının sair yönlerden istinaf başvurusunun esastan reddine, 3- 80,70 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 4- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5- Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine, Dairemizin bu kararına karşı maişet şikayeti yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere temyiz yoluna başvurulabileceğine, diğer itiraz ve...
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçluya 103 davetiyesinin 30.04.2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, borçlunun 18.10.2019 tarihinde meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, bu durumda meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, Manisa ili, Sarıgöl ilçesi, Çimentepe (Çöpköy) Mahallesi, 827 parsel sayılı taşınmaza ilişkin meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle usulden reddine, Manisa ili, Sarıgöl ilçesi, Çimentepe (Çöpköy) Mahallesi, 596 ve 603 parseller yönünden şikayetin reddine, Manisa ili, Sarıgöl ilçesi, Çimentepe (Çöpköy) Mahallesi, 827, 596 ve 603 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kıymet takdirine itirazın reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlığın, 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine dayalı tebliğ usulsüzlüğü şikayeti ile İİK'nun 82. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ve borca itiraza ilişkin olduğu görüldü. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Takip dosyasının yapılan incelemesinde; davalı alacaklı Denizbank AŞ tarafından davacı borçlu T1 ile dava dışı borçlular aleyhine 10/01/2022 tarihinde ilamsız takibe geçildiği, borçlu adına Kemalpaşa Mah. Karacalar Sok....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayeti ve haczedilmezlik şikayeti yönünden esastan karar verilmiş ise de, şikayete konu taşınmazlar üzerinde ipoteklerin bulunduğu, bu ipoteklerin ne tür kredinin teminatı olarak tesis edildiği, haciz tarihi itibariyle ipotekten kaynaklanan borcun devam edip etmediği, ipoteğin fekki şartlarının oluşup oluşmadığı, bu duruma göre zikredilen ipoteklerin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil edip etmediğinin araştırılmadığı, engel teşkil eden var ise bu durumda davacının geçinebilmesi için gerekli arazinin bu duruma göre belirlenmesi gerektiği, ancak ilk derece mahkemesince ipotek ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadan ve taşınmazlar üzerindeki ipoteklerden hangisinin zorunlu ipotek olup olmadığı belirlenmeden esastan inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayetin niteliği gözetilerek duruşmalı incelenmesi zorunludur. O halde, mahkemece, usulünce duruşma açılarak, taraflara tebligat yapılıp, beyanlarının tespiti ve varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle davacı vekiline maişet iddiasına konu taşınmazın hangisi olduğu açıklattırılması daha sonrasında şikayetçi çiftçilikle geçimini sağladığını belirtmiş olduğundan, mahkemece öncelikle borçlunun çiftçilik ile uğraşıp uğraşmadığı hususu, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile İlçe Ziraat Odası Başkanlığı'ndan sorularak, çiftçi olduğunun tespiti halinde söz konusu taşınmazdaki tam veya hisseli mülkiyet durumu ve ekilen ürün durumu, borçlunun ve birlikte yaşadığı eşinin adına kayıtlı taşınmaz ve araçlarla, SGK kayıtları getirtilerek aldıkları ücret veya maaşın mevcut olup olmadığı ve belirlenmek suretiyle, şikayete konu taşınmazdan elde edilen gelir değerlendirilerek borçlunun kendisinin ve ailesinin geçimi için yetecek miktarı ayrılıp varsa fazlasıyla ilgili şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile haczedilmezlik şikayetinin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup...
Davacı vekili, müvekkilinin, ceza evinde olması nedeniyle hacizden ve diğer tebligatlardan haberdar olmadığını, öğrendiği tarihte de süresinde şikayette bulunduğunu belirtmiştir. Ancak, davacı vekiline 103 davet kağıdı e-tebliğ yoluyla 16/03/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, bu tebliğin usulsüz olduğu da iddia ve ispat edilmemiştir. Kaldı ki, 6100 sayılı HMK'nın 62 ve 68., Avukatlık Kanununun 41 ve 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 11. maddelerine göre vekille takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması gerekmekte olup, asile yapılan tebliğ yok hükmünde olduğundan, davacı borçluya yapılan tebliğin hükmü bulunmamaktadır. İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca açılan meskeniyet iddiası bir şikayet olup, 7 günlük şikayet süresinin başlangıcı tebliğ değil, öğrenmedir....
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/04/2010 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, şikayetinde tarafına çıkarılan kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini de iddia ettiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ," İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir.Şikayet süresi haczin bildirimi tarihinden değil, öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nce belirlenen meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, (şikayete konu taşınmaz üzerindeki) haczin öğrenilme tarihi ile başlar. Dolayısıyla, ayrıca 103 davetiyesinin, 103 davetiyesi gönderilmemiş ise kıymet takdir raporunun tebliği ile hak düşürücü süre yeniden işlemeye başlamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, haczedilmezlik şikayetinin yanında ihalenin feshi istemine ilişkindir. İstanbul 29. İcra Müdürlüğü'nün 2016/17437 esas sayılı dosyası üzerinden yazılan talimat sonucunda, Bayramiç İcra Müdürlüğü'nün 2017/3 tal. sayılı dosyasında taşınmazın kıymetinin icra müdürlüğünce 36.179,30- TL olarak belirlendiği, 29/01/2019 tarihinde yapılan ihalede 20.600,00 TL bedelle davalı ihale alcısına ihale edildiği görülmüştür. Davacı-borçlu tarafından şikayet dilekçesinde, hem ihalenin feshi hem de meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunulduğu, her bir başvurunun incelenme yöntemleri ve sonuçları da farklıdır. Bu durumda mahkemece, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....