Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline dava konusu taşınmazın haczi ile ilgili 103 davetiyesinin 16/08/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, hacizden bu tarihte haberdar olunduğunu, davanın süresinde açıldığını, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 82/1- (4) maddesi uyarınca açılmış maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir....

O halde mahkemece, öncelikle borçlu vasisinin usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse, istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının araştırılması ve şayet istem süresinde ise işin esasının incelenmesine geçilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, Gerekçeli Karar başlığında; “Davacı” olarak,... vasisi, bir başka ifadeyle...’in yasal temsilcisi olduğu belirtilmeksizin ... ismine yer verilmesi doğru bulunmamış, ancak mahkemesince düzeltilebilecek bir husus olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır....

    İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu iddia ettiği ancak 27/04/2021 tarihli celsede yine davacı vekilinin davacının, haczi, kıymet takdirine gelindiğinde öğrendiğini beyan ettiği görülmüştür. Takip kapsamında yapılan kıymet takdir işleminin 15/01/2021 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında 09/02/2021 açılan davanın süresinde olmadığı anlaşılmakla davanın süre yönünden reddine karar verilmesi yerindedir....

    Bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu görülmüştür. 2) Davacı borçlu haczedilen Manisa ili, Sarıgöl ilçesi, Kahramanlar mahallesi, 523 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazın kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi olduğunu belirterek maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunmuştur. İİK.'nun 82.maddesinin birinci fıkrasının 4. bendinde; '' Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin....." haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; ''Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır'' hükmüne yer verilmiştir....

    Temyiz itirazları yerinde değil ise de; Aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, kıymet takdiri işleminin 12/07/2017 tarihinde borçlunun huzurunda yapıldığı, borçlunun ise yasal yedi günlük süreden sonra 07/08/2017 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin de bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      Şikayetçi haczedilen taşınmazının, İİK'nın 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 103. maddeye ilişkin davetiyenin 25/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihe göre şikayetin yasal süreden sonra olduğu gerekçesiyle istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. Haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanun'un 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmalıdır. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usule aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4. Maddesine dayalı maişet ve 82/1- 12. Maddesine dayalı meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Söke İcra Müdürlüğünün 2011/177 (2006/2438 Eski Esas) Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı olarak Akbank T.A.Ş....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik ve İİK 82/4 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Şikayetçi haczedilen taşınmazının, İİK'nın 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 103. maddeye ilişkin davetiyenin 07/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihe göre şikayetin yasal süreden sonra olduğu gerekçesiyle istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; Bolu İli Göynük İlçesi Karacalar Köyü 163 Ada 24 Parsel numaralı taşınmaza ve diğer taşınmazlara 23/12/2020 tarihinde haciz şerhi işlendiği görülmüştür....

      Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş olup, dava konusu edilen usulsüz tebligat şikayeti yönünden istinaf talebinin bulunmadığı, taşkın haciz şikayeti yönünden ise, mahkemece bu yöne ilişkin kararın kesin olarak verildiği, İİK'nun 363. maddesi uyarınca istinaf incelemesine tabi kararlardan olmadığı nazara alındığında davacı vekilinin taşkın haciz şikayetinin istinafa tabi olduğuna ilişkin talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı gerçek kişinin borçtan şahsen sorumlu olmadığı hususunun yeterince araştırılmadığını, taşkın haciz ve meskeniyet iddialarının mahkemece değerlendirilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraz, İİK'nın 58 ve 61. maddelerine dayalı dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği şikayeti, İİK'nın 85. maddesine dayalı taşkın haciz şikayeti ile İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

      UYAP Entegrasyonu