Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte borçlu şirkete ödeme emrinin TK'nın 35. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu iddiasının yanısıra senedin vasfına yönelik şikayet ve imzaya itiraza ilişkindir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmiş olması zorunludur....

Mahkemenin ilama aykırılık şikayetine ilişkin usulden ret kararına gerekçe yaptığı aynı mahkemenin 2011/355 Esas ve 2012/3 sayılı Kararı incelendiğinde ise, başvurunun alacağın ilama aykırı olarak fazla hesaplandığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce yapılan hesap tablosuna ve buna göre yazılan haciz müzekkeresine karşı şikayet olduğu ve icra müdürlüğünce yapılan hesaplama ile haciz müzekkeresindeki fazlalığın iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Anılan hüküm iş bu dosyadaki icra emrinin ilama aykırı olduğu hususundaki şikayete mükerrerlik teşkil etmez....

    Hukuk Dairesi'nin 2016/24688 E 2017/15880 K sayılı kararı) Buna göre mahkemece hukuki nitelendirmenin usulsüz tebliğ şikayeti olarak yapılması ve bu doğrultuda yargılama yapılarak karar verilmesi yerindedir....

    Maddesine göre yapılan tebligatın usule uygun olduğu, buna göre borca ve imzaya itirazın süresinde olmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosya kapsamına, toplanan delillere, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Şikayetçi borçlu vekilinin Ankara Batı 2....

    Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükmü uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir (HGK'nın 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı kararı). Mazbatada beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının yazılmadığı gibi haber bırakılan komşunun da adı ve soyadı belirtilmemiş olup, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi şeklen usulsüzdür. Buna göre şeklen usulsüz olan tebligatta başka bir araştırma yapılmasına gerek bulunmamaktadır....

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüzel kişilere tebligatın nasıl yapılacağı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 20. ve 21. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre tüzel kişilere tebligat yetkiliye yapılır. Yetkilinin mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmaması veya evrakı alacak halde olmaları durumunda ise memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunun için öncelikle tüzel kişinin yetkilisinin mutat iş saatinde işyerinde bulunup bulunmadığının veya tebligatı alabilecek durumda olup olmadığının tespit edilmesi ve tebliğ tutanağına yazılması gerekmektedir (Yargıtay 12.HD 2022/7106 E, 2022/7899 K)....

    Oysa kendisine borçlu vekili olarak icra emri tebliğ edilen Av. ...ün 06.06.2011 tarihinde harcını yatırdığı vekaletnamesini ekleyerek borçlu vekili olarak 09.06.2011 tarihinde takip dayanağı ilama ilişkin Yargıtay kararına yönelik olarak karar düzeltme başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda karar verilmesinden sonra bu ilamla ilgili borçlu vekili olarak karar düzeltme isteminde bulunan vekile icra emri tebliğ edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesinde; “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil, birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir” hükmü bulunmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin mahiyeti dikkate alınarak duruşma açılıp, dayanak ilama ilişkin dava dosyası getirtilip taraf delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra Dairesinin 2020/840 esas sayılı dosyasına konu takibin ve tebligatın usulsüzlük nedeniyle iptalini istediğini, takibin ve tebligatın usulüne uygun olduğunu, öncelikle davacının süresinde dava açmadığını, öte yandan davacı vekilinin takibin derdestliğine ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, alacak kalemlerinin birbirinden faklı olduğunu, daha önce durdurulan her iki takip ile ilgili itirazın iptali davası açtıklarını ve yargılama sürecinin devam ettiğini, davacı tarafın Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine aykırı şekilde usulsüz tebligat yapıldığına ilişkin beyanlarının da gerçeği yansıtmadığını, ilk tebligat iade döndükten sonra talepleri üzerine icra müdürlüğünce Ticaret Sicil Gazetesinden davacının adresinin sorulduğunu ve gelen yazı cevabına göre tebligat yapıldığını, icra dosyasından yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğunu beyan ederek, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Somut olayda borçluya 10/03/2015 tarihinde yapılan 103 davetiyesinin tebliğine ilişkin tebligat parçasının incelenmesinde; muhatabın nerede olduğuna dair beyanı alınan komşunun ismi yazılmadan, muhatabın çarşıya gittiği tespit edilerek sadece haber bırakılan komşunun isminin yazıldığı, TK'nun 21/1. maddesi uyarınca tebligat yapılmaya çalışıldığı oysa tebligatın geçerli olabilmesi için tebliğ memurunun araştırma yaptığı komşunun adını tespit etmesi, en azından belirlenebilir şekilde ifade etmesi gerekmektedir. Zira bu belgeleme işlemi, devam eden işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Beyanı alınan komşu ismi yazılmadan yapılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı Kanun'un 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi gereğince usulsüzdür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte, borçlunun; icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kıymet takdiri raporu tebligatının usulsüz olduğu ve haciz işleminden yeni haberdar olduğu, meskeniyet iddialı haczedilemezlik şikayeti ile anılan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istediği, mahkemece; anılan tebliğ işleminin yasaya uygun yapıldığı gerekçesiyle şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet...

          UYAP Entegrasyonu