İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur.Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetini ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz.O halde mahkemece, şikayetin açıklanan nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya gönderilen tebligat ve ödeme emrinin, usulüne uygun olarak TK 21/1 kapsamında tebliğ edilmiş olup, davacının adresinde bulunmadığının saptandığını, komşusu Recep Özer'e sorulup işte olduğunu beyan etmesi üzerine ödeme emrinin 29/07/2019 tarihinde muhtara teslim edildiğini, çıkartılan ödeme emrinin tek olduğunu ve usulüne uygun olarak TK m. 21/1 'e göre tebliğ edildiğini, ödeme emrinin TK m. 21/2'e göre tebliğ edilmediğini, ödeme emrinde belirtilen adresin, ödeme emrinin gönderildiği ve tebliğ edildiği tarihteki davacının nüfusa kayıtlı adresi olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Hiçbir şekilde ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla; dosya içeriğine bakıldığında borçluya, ödeme emrinden başkaca tebligatların da yapıldığı görülmektedir. karşı taraf öbür tebligatlar hakkında usulsüz tebligat şikayeti yapmamıştır. örneğin; borçluya 28.02.2021 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmiştir. karşı tarafın bu tebligatın usulsüz olduğuna dair bir şikayeti bulunmadığından karşı tarafın işbu takipten en kötü ihtimalle 28.02.2021 tarihinde haberdar olduğu değerlendirilmeli ve davanın reddine karar verilmelidir. kaldı ki yargıtay'ın süreklilik arz eden içtihatlarında dosyada başkaca tebligatların da yapılmış olması ve bu tebligatlara herhangi bir itirazın olmaması halinde bu tebligatların tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edildiği bilinmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ve usulsüz tebligattan 09.5.2014 tarihinde haberdar olduğunu, uzun zamandır Irak'ta çalıştığını, borca ferilerine itiraz ettiğini belirterek, gecikmiş itirazının kabulünü talep ettiği, mahkemece, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Ayrıca en yakın komşu yan komşuya haber verilmiştir." şeklinde yazıldığı ve tebliğ tarihi olarak 17.05.2021 tarihinin kayıt edildiğinin görüldüğü, şikayetçi borçlunun, tüzel kişi olduğu, borçlu şirket adına kendisine tebligat yapılan şahsın yan komşu olarak belirtilmesi dışında isminin yazılmadığı, kaldı ki yan komşu, görev itibariyle şirket temsilcisinden sonra gelen bir kimse olup olmadığı, hal böyle iken borçlu şirket adına yapılan ödeme emri tebligatının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 20 ve 21. maddelerine uygun olmayıp usulsüz olduğu, açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü ile Antalya Genel İcra Müdürlüğünün 2021/33788 esas sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrinin usulsüzlüğünün tespiti ile, tebliğ tarihinin 29.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin usulsüzlüğü takibin iptal sebebi olmadığı, davacının İİK 71. maddesinde sayılan takibin iptali sebeplerine dayanmadığı gibi bu yöndeki iddiasını...
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/09/2021 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulü ile, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, talep halinde ve karar kesinleştiğinde icra müdürlüğü dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyan ve savunmalarını tekrar ile davanın ve mahkemece verilen kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde borca gecikmiş itiraz iddiası ile açılmış ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olmakla İİK 16. Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti ile İİK'nın 170/a maddesine dayalı kambiyo vasfı şikayeti ile İİK 169. Maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, tebligatın usulsüzlüğü şikayeti ve takibin, ödeme emrinin iptali ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2016/16473 esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı T4 T7 T1 aleyhine keşidecisi T1, lehtarı ve yetkili hamili T4 olan 15.12.2016 tanzim, 28.12.2016 vade tarihli 1.000.00,00 TL bedelli, bir adet bonoya dayalı olarak 30.12.2016 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde örnek 10 ödeme emrinin davacıya 23.01.2017 tarihinde TK'nun 21/2. Maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlunun takip konusu bono üzerinde yazılı adresinin "GMK Bulvarı Cumhuriyet mah....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ..................... aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış, şirket ortağı olan ... tarafından şirkete yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu belirtilerek borca itiraz edilmiştir. İcra mahkemesine başvuru, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz mahiyetinde olup, tüzel kişiler yetkili organları aracılığı ile şikayet ve itiraz başvurusunda bulunabilirler. Tüzel kişilerin organları, şikayet ve borca itirazda yasal temsilci(kanuni mümessil) durumundadır....
Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, borçluya yapılan tebligatın şeklen usulüne uygun olduğu görülmekte olup, borçlu, tebligat tarihinde yurt dışında olduğunu iddia etmektedir. O halde, borçlunun itirazı, İİK'nun 65. maddesi kapsamında, gecikmiş itiraz niteliğinde olduğundan, borçlunun yurda giriş çıkış kayıtları getirtilip mazeretinin sona ermesinden sonra 3 gün içinde gelip gelmediği araştırılmadan istemin süreden reddi isabetsizdir....