Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2021/797 ESAS, 2022/310 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 1....

İİK'nun 168/4-5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatabın çarşıda olması nedeniyle aynı adreste sürekli çalışan ... imzasına tebliğ edildiği" şerhi mevcuttur....

    Somut olayda ödeme emrinin davacıya 29.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 06.05.2021 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itirazlarının yanında tebliğin usulsüz olduğunu ve bundan 05.03.2021 tarihinde haberdar olduklarını ileri sürdüğü, mahkemece usulsüz tebligata şikayetine yönelik bir değerlendirme ve hüküm kurulmadığı, yalnız imzaya itiraz değerlendirildiğinden ve takip durduğundan davacının usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ancak imzaya itirazın esasının incelenebilmesi için öncelikle davanın süresinde ileri sürülüp sürülmediğinin tetkikinin gerektiği, mevcut durumda buna yönelik dava süresinde değil ise de davacının usulsüz tebligat şikayetini de ileri sürmüş olması karşısında bu şikayetinin haklı görülmesi ve düzeltilecek tebliğ tarihine göre imzaya itirazın süresinde ileri sürüldüğü durumda anılan itirazın esasının incelenebileceği, Somut olayda, mahkeme gerekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetine...

    Md. 35 gereğince 18/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının mernis adresi Rusya olduğundan yurt dışı tebligat yapılmaya çalışıldığı, davacı Kazım Kartal'ın 27/12/2018 tarihli dilekçesi ile; icra takibine ait ödeme emrinden 27/12/2018 tarihinde haberi olduğundan bahisle süresinde itiraz ettiği,ancak icra müdürlüğünün 31/12/2018 tarihli karar tensip tutanağı ile itirazın gecikmiş itiraz niteliğinde olduğu, gecikmiş itirazı değerlendirme yetkisi müdürlüğe ait olmadığından bahisle takibin durdurulmasına yönelik talebin reddine karar verildiği, işbu davanın 27/12/2018 tarihinde açıldığı, davacıa vekili öncelikle icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, resmi mernis adresinin yurt dışı olarak göründüğünü iddia etmekle davacının ödeme emri tebliğ tarihindeki mernis adresi mahkememizce araştırılmış ve bu yönde Nüfus Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmış ve davacının ödeme emri tebliğ tarihi olan 18/03/2016 tarihindeki mernis adresinin Rusya...

    Buna göre, somut olayda, usulsüz tebliğ üzerine borçlunun ödeme emrinden maaş haciz müzekkeresinin kendisine 08/10/2019 tarihinde iletilmesi ile haberdar olduğunu, ancak yatak istirahati ile 05/11/2019 tarihine kadar raporlu olması nedeniyle 11/10/2019 tarihli başvurusunun gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesini talep etmiş ise de borçlunun dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir. Zira, HMK.nun 33. maddesi (HUMK.nun 76. maddesi) gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur. (HGK.5.6.1991- 1991/12- 258E-344K.) Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir....

    İİK.nun 65. maddesinde, koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olup, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. İcra Hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....

      İlk derece mahkeme kararında da açıklandığı gibi davacı şirkete yapılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre usulsüz olduğundan ve davacı şirket temsilcisi Sezai Torun tarafından tebligatın 21/11/2018 tarihli haciz sırasında öğrenildiği, diğer şirket ortağı ve temsilcisi Okan Tekin hernekadar tebligattan haberdar olduklarını ileri sürmüş ise de; müşterek temsil ve ortaklar arasındaki husumet nedeni ile tebligatın Sezai Torun tarafından da öğrenilmiş sayılmasına imkan bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazları ile birlikte usulsüz tebliğ şikayeti mevcut ise, usulsüz tebliğ şikayeti Mahkemece ön mesele olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, şikayetin İİK'nın 16 ve TK'nın 32. maddeleri kapsamına göre süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten ve bu hususa gerekçede yer verildikten sonra borçlunun yetki, imza ve borca itirazlarının öğrenme tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dava dilekçesi özetinde, gerekçede ve hükümde yer verilmediği, usulsüz tebliğ şikayeti herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğrudan davacıların tüm itirazlarının süre yönünden reddi yönünde eksik inceleme ile isabetsiz şekilde yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanlarını tekrar etmekle birlikte usulsüz tebliğ şikayeti ve ödeme emri ekinde takip dayanağı belgelerin tebliğ edilmemiş olmasının ağır usulsüzlük olduğu ve kamu düzeni bakımından İİK'nın 16. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğunu, Mahkemenin usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair kararının hatalı olduğunu, ödeme emrine yönelik şikayetin süresiz olmasına karşın süre yönünden reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin bankada "Isparta Kule 1. Kısım Sakarya Cad....

      Somut olayda; ödeme emrinin, davacının adreste bulunmadığı belirtilerek, birlikte sakin yeğeni Çağlayan Kaya Göksoy imzasına tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Tebligat şeklen 7201 sayılı Kanun'un 16.maddesine uygun ise de; HGK'nın 07/04/1982 tarih ve 1979/10- 1377 Esas - 1982/237 Karar sayılı kararı gereğince tebliğ belgesindeki kayıtların aksi her türlü delille kanıtlanabilir. Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nın 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK'nın 05/06/1991 tarih ve 1991/12- 258 E.-1991/344 K)....

      UYAP Entegrasyonu