WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı borçlu dava dilekçesinde; takip dosyasındaki tebligatlarda tebligat kanunu hükümlerine uyulmadığını, tebligatların usulsüz olduğunu, takibi 25.09.2019 tarihinde öğrendiklerini, tebligatın isim vermekten imtina eden görevli kişinin beyanına göre muhatabın taşındığı şerhi ile gerçekleştirildiğini, adreste bulunmama nedeninin araştırılmadığını, beyanda bulunan kişinin gerçekten görevli olup olmadığı hususunda da bir araştırma yapılmadığını, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre gönderilen belgede tebliğin konusunun usulüne uygun belirtilmediğini, ödeme emri gönderilmediğini, tebliğ zarfında yazan "7/7 dayanak belge" ifadesinin ödeme emrinin karşılığı olmadığını, bu hali ile tebligatın usulsüz olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 25.09.2019 olarak belirlenmesini, icra takibi borca, yetkiye, faize tüm ferileri ile birlikte itirazının kabulü ve hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. II....

    Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir. Şikayetçi vekili her ne kadar 89/1 haciz ihbarnamesinden 09.04.2014 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 15.04.2014 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de şikayetçiye gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinde "...birinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/1 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup , şikayetçi taraf 24.12.2012 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesi üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de yasal süreyi geçirdikten sonra 15.04.2014 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPOTEĞİN KALDIRILMASI (FEKKİ) YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava;mülkiyet uyuşmazlığı çözümlenmiş tapuda, hacizlerin ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 17.12.2012 tarihli ara kararının temyizi istenmiştir.. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,17.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda borçlu adına çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligat, borçlunun “il dışında olduğu” tespiti 30/05/2015 tarihinde yapılmış olup, muhatabın tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği belirlenmediğinden Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre usulsüz olduğundan alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Usule aykırı tebliğin hükmü, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin aksi ise, ancak resmi veya borçlu tarafından ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir....

          o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır....

          de anlaşılacağı gibi müvekkilinin "Pınar Mh.1260 sk.Esıla Kent Sitesi A4 Blok No.l1E Daire No:23 Esenyurt/İstanbul" adresinde ikamet etmekte ve İstanbul ilinde yaşadığını, 11.03.2021'de tebligat yapılmış gibi görünen "Güzelburç Mahallesi E-5 Karayolu Caddesi No.136/Z01 Antakya" adresinde hiçbir zaman bulunmadığını, bu adresin müvekkilin ne ikametgah ne de işyeri adresi olmadığını, tebligat yapılan tarihte de öncesi ve sonrasında da bu adreste bulunmadığını, adreste bulunan şirket ile müvekkilinin hiçbir bağlantısı olmadığını, tebliğ mazbatasının da usulsüz olduğunu, dosyada diğer tebligatların da usulsüz olduğunu, müvekkilinin adresini bildiği halde tebligatın müvekkiline ulaşmasını önlemek için farklı adreslere tebligat talebinde bulunulduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin 29/03/2021 olarak tespitine, Hatay İcra Dairesinin red işleminin iptaline ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini...

          Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davacılar vekilinin icra mahkemesine müracaat ile İstanbul 25.İcra Müdürlüğü 2019/44780 Esas sayılı takip dosyasında müvekkillerine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin 04/02/2020 tarihi olarak düzeltilmesini, icra müdürlüğüne süresinde itiraz ettiklerinin tespitine, takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davacı Selim Yıldız yönünden şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 04/02/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Tebligat usulsüzlüğü yönünden yapılan incelemede ise; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....

          HD E: 2020/1140 K: 2021/803) Ödeme emrinden haberdar olunma tarihi en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04.11.2019 tarihi olduğuna göre 04.11.2019 tarihinden usulsüz tebligat şikayeti tarihi olan (dava tarihi) 24.01.2020 tarihine kadar yasal şikayet süresi olan (7) günlük süre geçmiş bulunduğu" gerekçesiyle süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu 103 davetiyesinin öğrenme tarihi olarak kabul edilebilmesi için tebligatın usulüne uygun olarak yapılması gerektiğini, usulsüz tebligatın öğrenme tarihi olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, Tebligat Kanununun 32....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "...11.01.2011 tarihinde 6099 sayılı Kanunun 3. maddesiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen 2. fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." Tebligat Kanunu’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2. maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" denilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu