Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

istemin reddine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır....

    tebliğ edildiği tarihte Amerika Birleşik Devletlerinde olmadığı, icra dosyası üzerinden TK 25/a maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulünün gerektiği, icra dosyasında 23/11/2020 tarihinden önce takipten haberdar olunduğuna dair bir bilginin yer almadığı gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesine yer olmadığına, asıl dosya her ne kadar gecikmiş itiraz olarak açılmış olsa da aslında talep edilen hususun usulsüz tebligat şikayeti olduğu, birleşen dosyanın da aynı mahiyette olduğu gerekçesiyle şikayetin kısmen kabulü ile 2020/488 esas sayılı doyasında ileri sürülen şikayetin kabulüne, İstanbul Anadolu 14....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK’nın 16. maddesi, Tebligat Kanunu'nun 10, 21/1 ve 21/2. maddeleri, Tebligat Kanunu Yönetmeliği ilgili maddeleri 3. Değerlendirme Borçlunun adres kayıt sistemine (MERNİS) kayıtlı olan adresine çıkartılan tebligatın 27.07.2019 tarihinde '' Adresten ayrılmış olup, Yeni adresi bilinmiyor....

      İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin davacı borçluya 14/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, İtirazların reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/2, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 30/12/2013 tarihinde yokluğunda verilen hükmün sanığın savunmasında bildirmiş olduğu adresine tebliğe çıkartıldığı ancak tanınmaması gerekçesi ile tebligatın iade edildiği, bunun üzerine sanık hakkında adres araştırması yapılmadan daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olan adrese doğrudan 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmış olması nedeniyle mahkumiyet hükmünün tebliğine ilişkin 24/02/2014 tarihli tebligat işleminin usulsüz olduğu, ancak sonrasında sanık müdafiinin 08/07/2014 havale tarihli dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirtmiş olması dolayısıyla kararı usulsüz tebliğe rağmen öğrenmiş olduğu anlaşılmakla; sanık...

        ın yokluğunda verilen hükümlerin sorgularında bildirdiği adreslere Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işlemlerinin, aynı adreslere daha önce tebligat yapılmaması nedeniyle usulsüz olup hükümlerin henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, sanıkların adresleri araştırılıp ve 11.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa ile Tebligat Kanununda yapılan değişiklikler de gözetilerek, usulünce tebligat yapılıp belgesinin; verilmesi halinde temyiz dilekçelerinin eklenmesinden ve bu dilekçeler ile ilgili ek tebliğname düzenlenmesinden sonra dosyanın iadesinin temini amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu haliyle tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir….Mahkememizce yapılan emniyet araştırmasında Selim Örencik'in tebliğ tarihinde şirket çalışanı olduğunun tespit edildiği de dikkate alındığında Bu haliyle yapılan tebligat TK'nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. Maddesine uygundur. Bu nedenlerle şirket yönünden de usulsüz tebliği şikayetinin reddine karar vermek gerektiği, usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verildiğinden imzaya ve borca itirazda yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı” gerekçesi ile “Davanın reddine, Yasal şartlar bulunmadığından davacı aleyhine tazminat ve para cezası takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir....

          Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.'' 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese T.K.'...

            Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmiş ise de, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Davacı hakkında yürütülen takip sırasında kıymet takdir raporunun 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından kıymet taktir raporunun tebligatı hususunda herhangi bir usulsüz tebliğ iddiasının bulunmadığı, İİK 16. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin en geç 05/02/2019 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede mahkememizde ileri sürülmediği, davanın ise 09/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....

            Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Eş söyleyişle, henüz ortada usulüne uygun olmayan bir tebligat dahi bulunmazken, böyle bir tebligatın gönderileceği öğrenilmiş olsa bile, bu şekilde sonraki bir tarihte yapılacak tebligata muttali olunduğunun kabulüne olanak yoktur. Usulsüz tebligatın yapıldığı tarihten sonraki bir tarihte gerçekleşen ıttıla ile ancak bu tebligat geçerli sayılabilecektir. Diğer taraftan, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçluya 18.09.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmektedir....

              UYAP Entegrasyonu