Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, yapılan tebligat; 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile Yönetmeliğin 57/2. maddesi hükümlerine ve aranan şekil şartlarına göre şeklen usulüne uygundur. Ne var ki, şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligat adresinde faaliyet gösterdiğini, beyan alınmadan matbu kaşe ile işlem yapıldığını, şirketin adreste tanınmadığı yazılarak tebligatın iade edildiğini, tanınmadığı durumunun söz konusu olmadığını, tanınmadığı şerhi ile iadesinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat esas alınarak TK. 35. maddeye göre tebliğ yapılamayacağını ileri sürdüğü ve mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığı görülmektedir (Yargıtay 12 HD 2021/4679 E. 2021/6216 K., Yargıtay 34 XX 767/109 E. 2021/5026 K.)....

yapılması gerekirken, usule uygun bir tebligat yapılmadan, TK'nın 35. maddesine göre tebligat yapılmasının müvekkilinin tebligat içeriğinden haberdar olmasının önüne geçtiğini, TK'nın 35. maddesinin uygulanmasına ilişkin koşulların oluşmadığını belirterek, ödeme emri tebliğ tarihinin 18/11/2021 olarak düzeltilmesine ve müvekkilinin taşınmazına ve bankalara konan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

(Aydın) vekilince müvekkilinin Alman vatandaşı olması ve mahkemece müvekkiline tebligatın yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına has tebligat usulünce yapılması nedeniyle gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek mahkemeden süre aşımının kaldırılmasına ilişkin talebi hakkında, 14.07.2015 tarihinde mahkemece, kararın davalıya diplomatik yollardan 19.02.2015 tarihli yazıyla tebliğ edildiği gerekçesiyle reddedilmiş, ek karar davalı ... (Aydın) vekili tarafından 14.07.2015 tarihinde temyiz süre aşımının kaldırılması ilişkin talebi mahkemece aynı tarihte reddedilmiş, ek karar davalı ... (Aydın) vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... (Aydın) vekilinin ek karara ilişkin temyiz incelemesinde; 7201 sayılı Tebligat Kanununun 25. maddesinde yabancı memlekette tebligat usulü şu şekilde düzenlenmiştir; "Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasiyle yapılır....

    Tebligatın usule uygun olması için önce bilinen en son adres esas alınarak TK'nın 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır (Yargıtay 12.HD 2021/298 E, 2021/1140 K). Eldeki dosyada borçluya çıkan tebliğ mazbatasında adresin, sisteme kayıtlı adres olduğuna ilişkin şerh konulmaması sebebiyle bu tebligat da usulsüzdür. Satış ilanı ile ilgili borçlu ve vasiye çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu, satış ilanı tebliğinin usulsüz olmasının tek başına ihalenin feshi sebebi olduğu, bu sebeple ilk derece mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

    Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği bilinen en son adresine tebliğe çıkartıldığı, tebliğ yapılmaması üzerine aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ yapıldığı görülmüş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bunun da bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin de olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, en son bilinen adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin hukuki...

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        ın tebligat yapılan adreste ikamet ettiğini, sanığın eşinin kendisinin eşi olan Fahrettin Han'ın dayısının kızı olduğunu, sanığın 04/11/2014 tarihinde kendileri ile birlikte ikamet ettiğini, ancak gösterilen tebligat belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmesi karşısında; Sanığa yapılan tebligat işlemi usulsüz bulunduğundan sanık müdafiinin eski hale getirme talebi yerinde görülüp öğrenme üzerine 17/03/2015 tarihli temyiz inceleme talebinin yasal süresinde olduğunun kabul edilmesi gerekirken "Sanık müdafiinin 14/11/2014 tarihinde tebliğ olunan kararı, CMUK'nin 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 17/03/2015 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle koşulları bulunmayan eski hale getirme talebi ile temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE" karar verilmesinin Kanuna aykırı olduğu kanaatindeyiz....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, keşideci borçlu icra mahkemesine başvusunda; takipten 05.12.2014 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri, yenileme emri, kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, bononun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek şikayet ve itiraz da bulunduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmüştür. 1-Borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesinde; a) Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin incelenmesinde; Somut olayda ödeme emri tebligatının...

            un nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ... müdafisi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tebligat Kanunu 10. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bulunmaması halinde kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği son adresine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle hükmün kesinleştirildiği; ancak açıklanan nedenlerle Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan bu tebliğin hukuki...

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatlar usulsüz olduğundan 89/1, 89/2 ve 89/3 ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin bu usulsüz tebligatlardan haberdar oldukları tarih olan 06/12/2021 sayılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi'nin gerekçeli kararında yanlış bir kanaatle usulsüz yapıldığını iddia ettikleri tebligatın usulsüz olarak muhtara bırakıldığı tarihi esas alarak şikayet süresini hesapladığını, işbu hesaplamanın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkiline yapılan usulsüz tebligatlar ve postacının haber verme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle taraflarının tebligatlardan haberdar olma ihtimalini ortadan kaldırdığını, davalı tarafın bu durumu bildiği halde kasıtlı ve kötü niyetli olarak 89/2 ve 89/3 tebligatlarını yollamaya devam ettiğini, müvekkilinin işbu durumdan dolayı kendisiyle ilgisi olmayan bir icra dosyasına borçlu olarak ekletilerek mağdur edildiğini, bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için müvekkiline...

              UYAP Entegrasyonu