Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının usulsüz ödeme emri şikayet tarihi 10/12/2018 tarihi olup, icra müdürlüğüne itiraz dilekçesini sunduğu tarih 12/11/2018 dir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürme şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz olduğunu öğrenme tarihi 12/11/2018 tarihi olduğu anlaşıldığından şikayetin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı" gerekçesi ile davacının davasının süre yönünden reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

şekilde şerh düşülmeksizin tebligat yapılması da tebligat usulüne aykırılık teşkil ettiğini, icra müdürlüğü tarafından gönderilen ilk ödeme emri açıklanan sebeplerle usulsüz olduğundan ve borçluya gönderilen ikinci ödeme emri olduğundan, yeni bir itiraz süresi başlattığı kabul edildiğini, dolayısıyla müvekkil şirket borca yasal süresi içerisinde itiraz etmiş olduğundan icra takibinin durdurulması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2022/1905 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin müvekkili bankaya 27.04.2022 tarihinde fiziken tebliğ edildiğini, oysa 7201 sayılı Tebligat Kanununun Elektronik Tebligat başlıklı 7/A maddesi ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5. maddesi uyarınca elektronik tebligat adresi bulunan müvekkili T1 ödeme emrinin elektronik tebligatla (UETS 35057- 67509- 05185) gönderilmesinin zorunlu olduğunu, dolayısıyla müvekkili bankaya fiziken gönderilen ödeme emri tebligatının usule aykırı olduğunu, ödeme emrinin müvekkili bankaya usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle yasal sürede müvekkili bankaca borca itiraz edilemediğini, icra dosyasının alacaklı vekilinin iletişimiyle haricen 10.05.2022 tarihinde öğrenilmiş olduğunu, aynı gün dosyaya...

Dava, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....

Sayılı takip dosyasında davacıya gönderilen ilk ödeme emrinin iade döndüğü, sonrasında davacı şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresi olan tebligat adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. Maddesi gereğince tebligat çıkartıldığı ve tebligatın yapıldığı anlaşılmakta olup, davacının bilinen adresine çıkartılan tebligatın iade dönmesi sebebiyle ticaret sicilde kayıtlı adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. Maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu anlaşılmakla davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir....

Bu durumda şikayetçi borçlu ... ile icra takibinin diğer borçlusu ... arasında menfaat çatışması bulunduğundan, anılan tebliğ işlemi hasma tebliğ nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Bununla birlikte, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu durumda, borçlu ... adına gönderilen ödeme emri tebligatı, usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan, adı geçen borçlu yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin, şikayet dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi olan 17.10.2015 tarihi olarak düzeltilmesi gerekir....

    İcra Müdürlüğü’nün 2021/5370 esas sayılı takip dosyasında, ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğ tarihinin borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği “02.03.2021” tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Bakanlık tarafından kiracı T1 Ticaret A.Ş. aleyhine İstanbul 24....

    Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Şikayetçiye gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması (gerekçesi aşağıda açıklanacaktır), genel haciz yoluyla ilamsız takiplerde icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacak olması nedeniyle mahkemece şikayetin usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilip sonuçlandırılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....

    Hukuk Dairesinin 17.11.2008 tarih 2008/10215-15762 sayılı bozma kararında özetle: “usulsüz tebligatın varlığı tespit edilmiş ise de, Tebligat Yasasının 32. maddesinde yer alan, "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." hükmü çerçevesinde, davacının tebliğ konusunu öğrenme gününün tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Davacı, ... Kadastro Mahkemesine verdiği 20.07.2007 tarihli dilekçede, kararın kendisine tebliğ edilmediğini, tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, tebliğ konusu kararı haricen öğrendiğini beyan etmiştir. Bu durumda, davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği, tebligat ve konusunu en geç 20.07.2007 tarihinde öğrenmiş olduğundan Tebligat Yasasının 32. maddesine göre tebliğ tarihinin 20.07.2007 olarak kabul edilmesi gerekirken, tebligatın iptaline karar verilerek, kararın yeniden tebliğe çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır....

      bulunarak malları kaçırma tehlikesi olduğunu, davacı vekili en başından beri diğer davalıların vekili olarak görev aldığından T1 vekaletini aldıktan sonra borca itiraz ettiğini; borca itirazı kabul olmayınca usulsüz tebligat iddiasında bulunarak işbu davayı ikame ettiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

      UYAP Entegrasyonu