Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2021/227 esas sayılı takip dosyasıyla davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve arkadaşları aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya 15/01/2021 tarihinde örnek no 7 ödeme emri ve takip dayanağı belgesinin tebliğ edildiği, davacının usulsüz tebligat ve borca itiraz nedeniyle iş bu davayı süresi içerisinde açtığı anlaşılmıştır. Davacı borçlu T1 gönderilen ödeme emrinin tebligat mazbatasının incelenmesinde; "... Tarihinde adresine varıldı, adresin kapalı olması nedeniyle tebligat yönetimi gereğince tarafından yapılan araştırma neticesinde muhatabın halen bu adreste ikamet ettiği ancak geçici olarak adreste bulunmadığı, çarşıya gittiği, 1 nolu karşı komşudan imzalı/imzasız beyandan anlaşılmıştır. Söz konusu tebligat 7201 Sayılı Kanunu'nun 21. maddesine göre adresin bulunduğu Yenimahalle Muhtarlığı'na tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı.......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tebligat mazbatasının incelenmesinde; tevziat saatlerinde adres kapalı olduğundan komşudan sorulup, muhatabın çarşıda olduğu beyanı üzerine 7201 sayılı TK'nın 21/1. maddesi uyarınca tebliğ edildiğinin görüldüğü, soru sorulan komşunun isminin yazılmadığı bu hali ile tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğinin usulsüz yapılmış olması sebebiyle tebliğ tarihi olarak gösterilen 15.03.2021 tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 23.03.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde karşı taraf alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Cevap dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmüştür. C....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Davaya konu uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Zonguldak 1....
ın temyiz itirazlarına gelince; Genel haciz yolu ile yapılan takipte borçluların usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkili olmadığını iddia ederek gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasını, ödeme emrinin iptalini talep ettikleri mahkemece borçluların takipten 09.07.2015 tarihli haciz tutanağıyla bu tarihte haberdar oldukları ve öğrenme tarihine göre usulsüz tebligat şikayetinin yedi günlük sürede ileri sürülmemiş olması gerekçesiyle diğer itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....
Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E.-1991/344 K). O halde mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin, borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğu tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin davacı borçluya 14/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, İtirazların reddine karar verilmiştir....
Ancak borçlu maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesinde; ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir'' hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu'nun 10/2.maddesine göre ise; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.''...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından davacının aynı dilekçe ile usulsüz tebligat, şikayeti ve gecikmiş itiraz sebeplerine dayanarak icra takibine itiraz davası açtığı ,dilekçe içeriği itibariyle usulsüz tebligat ve gecikmiş itiraz nedenleri ayrıntısı ile incelendiğinde tebligatın yönetmelik ve kanuna uygun olarak T.K.35’e göre tebliğ edildiğinin anlaşılmış olduğu ,gecikmiş itiraz kurumunun kanunda tahdidi olarak sayılmış olduğu ve somut olayda gecikmiş itiraz nedenlerinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede: her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinin sonuç kısmında gecikmiş itiraz isteminin kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de; dava dilekçesi kül halinde değerlendirildiğinde HMK'nun 33 maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olduğundan iş bu dava usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmiş olup, yapılan incelemede; Tebligat Kanunun 16. maddesine göre; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." düzenlemesi ile muhataba bizzat yapılamadığı durumlarda kimlere tebligat yapılacağı düzenlenmiştir. Usulüne uygun yapılan tebligatlarda komşuya, yöneticiye, yada kapıcıya haber verilmesine gerek olmadığı gibi davacının dava dilekçesinde bahsettiği üzere TK 21/2'ye göre tebligat yapılması için gerekli şartların oluşmadığı görülmüştür....
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.' hükmüne yer verilmiş ve alacaklı tarafça borçlunun bilinen son adresine tebligat çıkartılmadan doğrudan mernis adresine tebligat çıkartılmış olması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu düşünülse bile davacı tarafça bu husus şikayet sebebi arasında gösterilmediğinden nazara alınmamıştır....