ın ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayeti üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.05.2013 tarih ve 2013/121-363 sayılı kararı ile tebligatın usule aykırı yapıldığı tespit edilerek ''12.03.2013'' tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, borçlunun ise; İİK.'nun 168/4. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra ''19.07.2013'' tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, mahkemece istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken; esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2019 NUMARASI : 2019/79 ESAS, 2019/786 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 28 İcra Müd'nün 2019/1960 esas sayılı takip dosyası ile müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti davası da açarak dosya numarasını bildireceklerini, İzmir İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, icra takibinin dayanağı olan çekler üzerindeki imzaların müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerin eli ürünü olmadığını, borca, faize, çek tazminatı miktarına, borcun ferilerine ve takibe itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca , yetkiye ve imzaya itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda usulsüz tebligat iddiası değerlendirilmiş ancak bu konuda kısa karar oluşturulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
Mahkemece; Takibe konu edilen senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği'nin raporu ile sabit olduğu, raporun dosya kapsamı ile uyumlu ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, imzaya itiraza yönelik davanın kabulü ile takibin durdurulmasına, yasal şartları oluşmadığından tazminat ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına, usulsüz tebliğ şikayeti yönünden şikayetin kabulü ile öğrenme tarihinin 14/11/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı davacının takipten önce takipten haberdar olduğunu, rapor itirazları nedeniyle adli tıptan rapor alınmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av. Mehmet Ender Çelik'in UETS'de kayıtlı e-tebligat adresinin bulunduğu, adresin 13.02.2019 tarihinde aktif edildiği ve tebligat alımına hazır hale getirildiği bildirilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan avukatlara, tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, şikayet süreye tabi değildir....
Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, imza, borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2020/8179 Esas sayılı dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, öğrenme tarihi olan 10.12.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, davacının imzaya itirazının, tahrifata ilişkin itirazının ve borca itirazının reddine, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğinden ... 3. İcra Dairesinin 2020/8179 Esas sayılı dosyasında asıl alacağın %20 oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı borçlunun asıl alacağın %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın davacı/borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun adına çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imza ve borca itiraz ettiği, mahkemece ödeme emrinden haciz tarihi olan 23.01.2019 tarihi itibari ile haberdar olunması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, davacı borçlu şirketin kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği ancak 23.01.2019 tarihli haciz esnasında şirket çalışanı olduğunu beyan eden Yasemin Işık'ın hazır bulunduğu, yetkili temsilcinin hazır bulunmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir....
Bu durumda muteriz borçlu tarafından yapılan usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürede olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı incelendiğinde, tebliğ işleminin; “muhatabın adreste oturduğu tespit edilmiş, adres kapalı olduğundan evrak mahalle muhtarına teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesi gereğince, aynı Yönetmeliğin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorularak tespit edilmediği, bu hali ile tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu görülmektedir.O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri...
Davacının Usulsüz tebligat şikayetinin reddedildiğinden, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren İİK'nun 168/5 maddesinde yazılı olan 5 günlük itiraz süresinin 19/01/2021 tarihinde mesai saati sonunda sona erdiği, borçlunun imzaya itirazının süresinde olmadığı anlaşıldığından borçlunun imzaya itirazının süre yönünden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle; 1- Davacının Usulsüz Tebligat Şikayetinin REDDİNE, 2- Davacının imzaya itirazının süre yönünden REDDİNE karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hatalı hukuki değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
O halde, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile evrak üzerinde inceleme yapılarak şikayetle ilgisi bulunmayan takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....