Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına da dayanılmış olup, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın reddine ilişkin icra memur işlemini şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir. Somut olayda, şikayete konu tebliğ işleminin, "Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle kapıcıdan sorulmuş, muhatabın yazlığa gittiği sözlü/imzalı beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat mahalle muhtarı imzasına teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca kapıcıya haber verilmiştir" şerhi ile gerçekleştirildiği görülmektedir....

Bu durumda muteriz borçlu tarafından yapılan usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürede olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı incelendiğinde, tebliğ işleminin; “muhatabın adreste oturduğu tespit edilmiş, adres kapalı olduğundan evrak mahalle muhtarına teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesi gereğince, aynı Yönetmeliğin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorularak tespit edilmediği, bu hali ile tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu görülmektedir.O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri...

    No:1/607 Selçuklu/Konya adresinde T.K'nun 21.maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, T.K'nun 21.maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için adresin merniste kayıtlı adres olması gerektiğini, oysaki ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin mernis adresi olmadığını, yine tebligat mazbatasında bulunan şerhin de gerçeğe uygun olmadığını, bu nedenle ödeme emrinin kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini, takipten 28/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ tarihinin 28/12/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde ileri sürdüğü hususların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının itirazında kötü niyetli olduğunu, tebligatın usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak icra takibini durdurmaya çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Somut olayda ise borçlunun icra mahkemesine başvurusunda iflas ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğü, aynı tarihte icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile aynı iddia ile birlikte borca itirazda bulunduğu, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğü iddiası ve gecikmiş itirazın mahkemece değerlendirileceğinden bahisle istemin reddedildiği görülmektedir. İflas ödeme emrinin borçluya tebliğinde kanuna aykırı bir işlemde bulunulmuşsa, borçlunun başvuracağı yol İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet yoludur. Zira, İİK’da, 171/3. maddede sayılan nedenler dışında yer alan usulsüz tebliğ şikayeti için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin İİK'nun 172. maddesi gereğince reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/2060 esas sayılı icra takip dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebligat mazbatasına bizzat tebligatın müvekkiline yapıldığı şerhi düşülmüşse de tebligatın yapıldığı tarihte müvekkilinin askerde olduğunu bizzat tebellüğ etmesinin mümkün olmadığını, ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 21.Maddesinde er ve erbaşlara ne şekilde tebligat yapılacağının belirtildiğini, er ve erbaşların kendisine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu söyleyerek usulsüz tebliğin öğrenme tarihinin 25/01/2021 olarak kabulüne karar verilmesini, ayrıca takibe dayanak çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığından bahisle takibin iptali ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

      Temyiz Sebepleri Davacı borçlu vekili temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerinin tekrarı ile kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz nedeniyle takibin iptali isteminden ibarettir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16. ve 170/a maddesi, Elektronik Tebligat Yönetmeliği 5. maddesi, Tebligat Kanunu 7/a-2 maddesi ve sair ilgili mevzuat. 3....

        Ve 2019/230 K. Sayılı ilamı ile "İstanbul 2. İcra müdürlüğünün 2016/28983 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden ödenmeyen aidat alacağının tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, örnek no:7 ödeme emrinin davacı borçlu şirket adresine 05/10/2016 tarihinde gönderildiği, belirtilen tarihte bila tebliğ iade edildiği, bu kere aynı adrese tebligat kanunun 35.maddesi uyarınca davetiye gönderildiği ve 28/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince 24/07/2017 tarih, 2017/767 Esas 2018/175 Karar sayılı ilama ödeme emrinin tebliğinin borçlu şirket adresine usulü dairesinde yapıldığı, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine karar verdiği, ancak hacizlerin fekki ve mükerrer takip nedeniyle takibin iptali yönündeki dava sebepleri yönünden olumlu olumsuz hiçbir karar verilmediği görülmüştür....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Akşehir İcra Dairesi'nin 2021/1841 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin ve icra takibinin iptali gerektiğini, Akşehir İcra Müdürlüğü tarafından ödeme emrine takip dayanağı eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, aynı zamanda usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin müvekkilinin tebliğden haberdar olma tarihi olan 09.11.2021 tarihi olarak nazara alınması gerektiğini, dosya içerisindeki mevcut tebligatın usulsüz olduğunu kabul edilmediğini, söz konusu tebligatın incelenecek olursa İcra Dairesi tarafından yapılan ilk tebligatın olduğu ancak Tebligat Kanunu'nun 21....

        Maddesine göre araştırılma yapılması gerekmediği ve tebligatın usulüne uygun olduğunu ileri sürmüşse de davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde tebligat yapılacak adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan bahisle TK 21/2 maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edilmesi hususu açıkça şerh düşülmediğinden, bu nedenle ödeme emri borçluya usulsüz tebliğ edildiğinden ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Ancak borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takipten haberdar olduğu düzeltilen tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe ve borca itiraz sunmamış ise 7 günlük sürenin dolmasıyla borçlu hakkında takip işlemlerine devam edilir, bu kapsamda borçlu hakkında haciz uygulanabilir. Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise, takibin kesinleşmesi; ödeme emrinin borçluya yeniden ve usulüne uygun tebliğini gerektirdiğinden ve ödeme emrinin iptali kararı ile birlikte takip kesinleşmemiş sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmamış kabul edileceğinden, bu sebeple hacizler usulsüz hale geleceğinden, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması gerekir....

        UYAP Entegrasyonu