WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki genel haciz yolu ile ilamsız takipte usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazdan dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihinin 09.11.2019 olarak düzeltilmesine, davacı vekilinin icra takibinin durdurulması yönündeki talebi ile ilgili olarak, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 09.11.2019 tarihi olarak düzeltilmesi esas alınarak icra müdürlüğünce değerlendirilmesi gerektiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir....

    HD'nin 08.06.2018 tarihli, 2017/2864 E, 2018/6097 K. sayılı içtihadı). 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur. TK'nun 35. maddesine göre, borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, ancak tebligatın yapılamamış olması yeterlidir. Somut olayda, borçlu şirketin Ticaret Sicili adresinde kayıtlı adresine çıkartılan 13 örnek ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine TK'nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı, ödeme emri tebligatının yasa ve yönetmelik hükümleri ile Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu anlaşılmıştır....

    Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin başlangıcı usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihtir. Somut olayda, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat evrakında sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2.maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” bulunmadığı, arkadaki şerhe göre de T.K'nun 21/2.maddesi gereğince yapılan tebligatın bu hali ile usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir....

      İcra Dairesi'nin 2017/38083 esas ve 2017/38106 esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını ve müvekkilinin Sakarya İli, Karasu İlçesi, 467 ada, 2 parsel, 3 bağımsız bölüm numaralı taşınmazına bu dosyalardan haciz konulduğunu, müvekkili hakkında başlatılan takipte ödeme emirlerinin usulüne uygun düzenlenmediğini ve usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca 2017/38106 esas sayılı dosyadan gönderilen tebliğ zarfı üzerinde ödeme emri ihtiva eder ibaresinin bulunduğunu, oysa örnek 7, örnek 13 yada örnek 10 gibi ödeme emrinin mahiyetinin yazılması gerektiğini, tebligat gönderilen adresin müvekkilinin kızı ile birlikte oturduğu adres olduğunu, müvekkilinin burada tanınmadığından bahisle ödeme emrinin iadesinin ve akabinde TK'nın 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, takip dosyalarından yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, takipten 12/02/2018 tarihinde haberdar olduklarını, taşınmazı müvekkilinin mesken olarak kullandığını, İİK'nın 82/12 maddesi uyarınca haczedilemeyeceğini...

      Mahkemece;"2004 sayılı iik'nın 17. maddesi gereğince şikayetin kısmen kabulü ile davacıya ödeme emri ve dayanak belgeyi içeren tebligatın usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2019/118683 esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibinde davacı borçluya örnek 10 nolu ödeme emri ve dayanak belgelerin tebliği tarihinin ıttıla tarihi olan 24/12/2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptali, ödeme emrinin yeniden tebliği, takibin durdurulması, hacizlerin kaldırılması ve borca itiraz taleplerinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

      Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 297/c maddesinde ise kararın; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda, borçlu hakkında 21.07.2014 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, alacaklı 215.894,10 TL toplam alacak talep etmiştir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat iddiasına bağlı borca itirazda bulunmuş olup, ayrıca faize yönelik bir itirazda bulunmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taleple bağlı kalınarak, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat konusunda inceleme yapılması ile yetinilmesi zorunludur....

        Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: HMK.nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların hukuki tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları re'sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki netice-i talepleri karara bağlamakla mükelleftir (4.6.1958 ve 15/6 sayılı İBK). Bu durumda, hukuki tavsif hakime ait olmakla, borçlunun başvuru dilekçesinde Tebligat Kanununa aykırı olarak yapılan ödeme emri tebliği nedeniyle takibin usulsüz kesinleştirildiğine yönelik icra mahkemesine yaptığı başvurunun, ödeme emri usulsüz tebliği şikayeti olduğu anlaşılmaktadır....

        İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur.Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetini ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz.O halde mahkemece, şikayetin açıklanan nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

          Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığının takdir ve tesbiti icra müdürüne değil; bu hususta şikayet vaki olduğu takdirde, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hakkında ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekip gerekmediği yönünde karar verme yetkisi icra mahkemesine aittir. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan genel haciz yoluyla takipte, alacaklının borçlunun taşınmazlarının sorgusu ve araçlarının yakalanması talebinin icra müdürlüğünce, usulsüz tebligat nedeniyle takibin kesinleşmediği gerekçesiyle 03/07/2014 tarihinde reddine ilişkin kararın iptali talep edilmiş, mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.İcra müdürünün ''ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olduğunu” kendiliğinden gözeterek, alacaklının haciz talebini reddetme yetkisi bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu