İstinafa konu kararın, kambiyo senetlerine özgü takipte yetki itirazı ile tahrifat şikayeti olup, İİK'nun 168. Maddesi gereğince 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olduğu, ödeme emrinin, davacının önceki vekili Av. Ayfer Altun Sade'ye 05/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat usulsüzlüğünün ayrıca ve açıkça getirilmesi gerektiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığını ayrıca ve açıkça dava konusu yapmadığı, sadece müvekkiline tebligat yapılmadığını belirttiği, bu halde usulsüz tebligatın esas alınarak davanın süresinde açılmadığına dair kararın doğru, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. O halde, istinafa konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu, aksi yöndeki istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı görülmekle, istinaf başvurusunun HMK.' nın 353/1- b-1 md gereğince esastan reddine, karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur....
Davacının istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı tarafından, takip talebine aykırı olarak ödeme emri düzenlendiğinden takibin iptali gerektiği ileri sürülmüş ise de söz konusu aykırılık takibin iptali sebebi olmayıp iddianın doğru olması halinde ödeme emrinin iptali/düzeltilmesi gerektiğinden davacının bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede; Davacının usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan değerlendirmede; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Davacı Ahmet Zeybek'in ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti yerinde olmadığı gibi, davacı şirketin 15/12/2020 tarihinde takipten haberdar olması karşısında, davacı şirket yönünden usulsüz tebligat şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşıldığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, usulsüz tebligat şikayeti yanında, takip talebine aykırı ödeme emri düzenlenmesi ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptalini istemiştir. İlk derece mahkemesince, sadece usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmiş olup, davacıların diğer istemleri hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadığından, karar usul ve yasaya uygun değildir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "... usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi" gerekli olup, bu durumda, usulsüz tebliğ şikayeti, 7 günlük süreden sonra yapılmış olmakla icra emri tebliğ işlemi kesinleşmiştir. Bu durumda Mahkemece, usulsüz tebliğ ve diğer şikayetlerin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla; alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
İcra müdürlüğünün 2020/8869 esas sayılı dosyasında, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, ilk tebligatta adreste tanınmadığı bilgisinin kimden alındığının tebligat zarfında gösterilmediğini, kapıya tebligat yapıştırılmadığını, bir hafta sonra ise aynı adreste iade ettiği tebligatı muhtara teslim ve tebliğ ettiğini, tebligatların usulsüz olduğunu bu nedenlerle usulsüz tebligatın iptali ile öğrenme tarihinin 27/01/2021 olarak düzeltilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlunun mernis adresine usulüne uygun olarak tebligat çıkartıldığını, süresinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince; şikayetin kabulüne, tahliye emri tebliğ tarihinin 27/01/2021 olarak düzeltilmesine, dair karar verilmiştir....
kabulü ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; dava usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile borca ve yetkiye itiraz niteliğindedir. Takip dosyasının ilamsız takip olduğu görülmektedir. Tebligat yapılan adres davacı borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olup, davacı tarafça kayıtlı adres olmadığı yönünde beyan ileri sürülmediği gibi aksinin ispatına yarar belge de sunulmadığından belirtilen adrese tebligat çıkartılması işlemi hukuka uygundur....
Maddesine aykırı ve usulsüz olduğu, yenileme tebligatının da TK'nun 21/1 maddesine göre yapılmak istendiği ancak muatabın adreste bulunmama sebebinin araştırıldığı komşu isim imza ve imtinasının bulunmadığı, bu haliyle tebligatın usulsüz olduğundan ıttıla tarihinin aksi ispatlanamadığı nedenle davacıların beyan ettiği tarihin belirlenmesinin doğru olduğu görülmüştür. İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti olduğu, yetki itirazının değerlendirilmesinde, bonolar için sözleşmenin yapıldığı yer ve ifa edileceği yerin belirlenmesi halinde buraların yetkili olduğu belirlenmemesi halinde İİK'nın 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nın 6. maddesi uyarınca borçlunun takip tarihindeki yerleşim yerindeki icra dairesinde de icra takibi yapılabilir....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti ve Gecikmiş İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Gümüşhane İcra Müdürlüğünün 2021/637 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi uyarınca gönderilen ödeme emrinin usule aykırı şekilde tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebliğ işleminden 18.05.2021 tarihinde haberdar olduğunu, öte yandan usulsüz tebligat şikayetinin reddi halinde gecikmiş itiraz talebinde bulunduklarını ileri sürerek öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüyle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine aksi halde gecikmiş itiraz talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/351 KARAR NO : 2022/791 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2021 NUMARASI : 2021/82 ESAS, 2021/119 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : Soma İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/82 Esas, 2021/119 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Soma İcra Müdürlüğünün 2020/1462 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında gönderilen ödeme emrinin müvekkiline tebliği işleminin usulsüz olduğunu, tebligat zarfında TK'nın 21. maddesine göre ibaresi yer almadığı halde tebligatın muhtara bırakıldığını, bila tebliğ dönen bir tebligat olmadan TK'nın 21. maddesine göre işlem yapılamayacağını, müvekkilinin eşinin bütün gün evde olduğunu, posta memurunun evin kapısını dahi...