O halde, şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken usulsüz tebligat şikayeti gibi değerlendirilerek sonuca gidilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 13.06.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Ancak dava dilekçesinde ismi geçen ... adlı şirket ortağının ticari sicil kayıtlarına göre şirket yetkilisi olarak görevinin 24/02/2016 tarihinde sona erdiği, haciz tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir. Buna göre borçlu dava dilekçesi ve istinafa ilişkin talebinde öğrenme tarihini 28.12.2016 olarak belirtmiş olmakla ödeme emri tebliğ tarihinin 28/12/2016 olarak düzeltilmesi gerekmektedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ tarihinin 28/12/2016 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayet ve itirazların reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, belirtilen nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. Kabule göre de Bölge Adliye Mahkemesince; tebligat usülsüzlüğü şikayeti süresinde kabul edilmediği halde süreye bağlı olan takip öncesi zamanaşımının incelenmesi de yerinde görülmemiştir....
Varlık Yönetim A.Ş. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından iki adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takipte, borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, ilk derece mahkemesince imza itirazına ilişkin rapor alınarak itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği; alacaklının istinaf talebi üzerine ... Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre itirazın süresinde olmadığı ancak bu hususun istinaf sebebi yapılmadığı gerekçesi ile HMK’nın 353/...-b-.... maddesi uyarınca istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir....
Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrası “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” ikinci fıkrası ise " Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur." şeklinde düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda; Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.'...
Somut olayda, Uşak İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/139 E. - 2018/237 K. sayılı kararı ile borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 14/03/2018 olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir. O halde henüz haciz isteme hakkı doğmadan borçlunun malvarlığına yönelik olarak gerçekleştirilen hacizlerin yasal dayanağı kalmadığından,mahkemece hacizlerin kaldırılmasına ve hacizli paranın iadesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan dava sonucunda davacı taraf haklı çıktığından HMK'nın 326, 323/1- ğ maddeleri uyarınca davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yerindedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava konusu uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile imzaya/borca itiraza ilişkindir. Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/2072 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular ve dava dışı borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin davacı borçlu T6 26/11/2018 tarihinde, davacı borçlu şirkete ise 02/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz olarak 07/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada; davalı alacaklının takipten 05/02/2021 tarihinde feragat etmesi nedeniyle, icra dosyası feragat ile kapatıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili 07//03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/41828 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, 31/05/2022 tarihinde ödeme emri ihtiva eden tebligatın Samsun İcra Müdürlüğü tarafından borçlunun adres kayıt sisteminde görünen adresine tebliğe çıkarıldığını, imzadan imtina eden komşusu tarafından borçlunun işte olduğu beyan edilerek borçluya tebliğ edilemediğini, bunun üzerine 10/06/2022 tarihinde borçlunun adres kayıt sistemindeki adresine (MERNİS) Tebligat Kanunu 21/2 hükümlerine uygun olarak bu defa şerh düşülerek tebligat çıkarıldığını, yine aynı komşuya bilgi verilerek muhtara tebligat yapıldığını, mahalle muhtarına yapılan tebligat sonrası 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca/ yetkiye itiraz olmadığını, dolayısıyla icra takip dosyasının kesinleştiğini, kesinleşmiş olan icra takip dosyasında usulüne uygun olarak haciz işlemleri uygulandığını ve borçlu adına kayıtlı 34 XX 658 plakalı araca haciz şerhi işlendiğini...
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir....
Fethiye İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebligat iddiası yönünden şikayetin kabulü ile, Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2018/27970 Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi borçlu muris T1 yapılan 26/11/2020 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 23/12/2020 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, haczedilmezlik iddiası yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir....
ve haciz konulduğunu fark ettiğini, müvekkiline usulune uygun tebligat yapılmadığını, söz konusu hacizlerin müvekkili haline münasip haczedilemez nitelikteki evi olduğunu, müvekkili ile karısı ve çocuğu ile birlikte yaşamakta olduğunu, haciz için gerekli şartların oluşmadığından dolayı; söz konusu hacizlere ve usulsüz tebligata süresi içerisinde itiraz ettiklerini beyan ile öncelikle tüm icra dosyalarından satış işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararının verilmesini, dava ve şikayetlerinin her iki davacı yönünden kabulüne, tebligat tarihinin 22.03.2022 tarihinin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini, Bakırköy 10....