bunun yapılmadığını, bu sebeple tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, davacıya gönderilen kıymet takdir raporu tebliğinin de usulsüz olduğunu, davacının takipten 20/08/2021 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş, haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun tespitine, haciz ihbarnameleri uyarınca davacının borçlu olarak dosyaya kaydedilmesi işleminin iptaline ve davacının mal varlığına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; üzerine haciz konulan dava konusu müvekkiline ait taşınır ve taşınmazların toplam değerinin kararda hatalı yazıldığını, ipoteğin yalnızca üzerine konulan taşınmaz ile ilgili olup bir taşınmaz üzerindeki ipoteğin diğer taşınmaz ve taşınır malları etkilemeyeceğini, bilirkişi raporu yeterince incelenmeden, terkin edilmiş olan ipotek varmış gibi kabul edilerek ve Büyükşehir Belediyesince konulan haczin niteliği ve miktarı araştırılmadan taşkın haciz taleplerinin reddine karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, taşkın haciz şikayeti (icra mahkemesince 85. Maddenin uygulanma biçimi) niteliğindedir....
Somut olayda, davacı vekili 89/1, 89/2, 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiği şikayetinde bulunduğu, icra dosyasının yapılan incelemesinde şikayetçiye 16.09.2019 tarihinde 103 davetiyesinin yurtdışı adresine tebliğ edildiği, 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediğinden haciz ihbarnamelerinden en geç borçlunun 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğu, bu durumda 20.02.2020 dava tarihi itibari ile borçlunun şikayeti yasal (7) günlük sürede olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz ve diğer şikayetlerini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemlerin reddine karar verildiği görülmüştür....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve ilamsız icra takibinde yetki itirazı ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 1....
Somut olayda iptali istenen ihbarnamelerde her ne kadar 3. kişinin isim ve soyisminin yazımlarında yanlışlık yapılmışsa da 3. kişinin ihbarname gönderilen kişinin kendisi olmadığı yönünde husumete dayalı bir şikayeti bulunmamaktadır. 3. kişinin şikayet nedenleri nazara alındığında mahkemeye şikayet süresi muamelenin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Şikayetçi 3. kişiye 1. haciz ihbarnamesi 05.02.2014 tarihinde, 2. haciz ihbarnamesi 28.02.2014 tarihinde, 3. haciz ihbarnamesi ise 25.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup bu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu yönünde açıkça bir şikayeti de bulunmamaktadır. O halde, 13.05.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, İİK.'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tebligatlarda adresin sürekli mi kapalı olduğu, yoksa muhatabın geçici olarak mı bulunmadığı hususlarının tebliğ mazbatalarında açıklanmadığı, bu haliyle anılan tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddeleri uyarınca usulüne uygun olmadığı, davalının, davacının haciz ihbarnamelerinin tebliğini 08/02/2022 tarihinden daha önceki bir tarihte öğrendiğini ispatlayamadığı, 1. haciz ihbarnamesinin tebliği usulsüz olduğuna göre 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğlerinin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine karşı borçlunun, ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapılmadığını ve anılan tebligattan 25.11.2014 tarihinde haberdar olduğunu iddia ederek, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, borçlu adına çıkarılan örnek 10 numaralı ödeme emrinin ''muhatabın yazılı adresine gidildi, adreste ikamet etmesine rağmen yazılı adresin o an kapalı olması nedeni ile komşusu ... Soruldu....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; şikayetin kabulü ile, davacı borçluya gönderilen haciz 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligatının İptali ile davacı borçlunun TK 32. maddesi uyarınca ihbarname tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27/05/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, borçlu aleyhine gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin yok hükmünde sayılmasına, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından tebligatların usulüne uygun yapıldığını, kararın kaldırılmasını gerektiğini beyanla istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 1.ve 2. haciz ihbarnamelerine dair usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte 3. haciz ihbarnamesinin iptali talebine ilişkindir....
Borçlu vekilinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti dışındaki diğer talepleri borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmaz. O halde mahkemece borçlunun talebinin tebligat usulsüzlüğü yönünden kısmen kabulü gerekirken borca itiraz niteliğindeki diğer talepleri de kapsar şekilde tümden kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....