Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2018/11463 Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, 12.08.2018 tarihinde başlatılan icra takibinden ödeme emrinin doğrudan Tebligat Kanunu 21/2 ye göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, davacının 29.07.2019 tarihinde icra dosyasından muttali olduğunu, yapılan inceleme sonucunda tebligatın usulsüz yapıldığının anlaşıldığını, davacının 29.07.2019 tarihinde muttali olması ile Bakırköy 9. İcra Mahkemesinin 2019/691 Esas sayılı dosyası kapsamında, usulsüz tebligat ile ilgili dava açıldığını, Bakırköy 9....

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/539 Esas – 2017/687 Karar sayılı itirazın iptali kararının kesinleştiğini, bunun üzerine alacaklının haciz talebinde bulunduğunu ve davacının taşınır ve taşınmaz mallarına haciz konulduğunu, icra müdürlüğünden bu hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduklarını ancak bu taleplerinin reddedildiğini, takibe itirazın iptaline ilişkin alacaklar eklenerek işlem yapılabilmesi için kendilerine tebligat yapılması gerektiğini, böyle bir tebligat yapılmadan haciz konulduğunu, daha sonra 13/03/2019 tarihinde sadece ilam alacaklarının belirtildiği bir ödeme emrinin gönderildiğini, bu ödeme emrinin usule uygun olmadığını, ayrıca takip alacağı dikkate alındığında davacının tüm mal varlığına haciz konulmuş olmasının İİK’ nun 85/1.maddesine aykırı olduğunu, yapılan haczin taşkın haciz olduğunu ileri sürerek takip kapsamında konulmuş hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin REDDİNE, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden takibe konu borca faize ve ferilerine ve yetkiye itiraz davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ ve borca itiraza ilişkindir....

O halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayeti dışında kalan borca itirazının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozmanın gerekleri yerine getirilmeden sadece usulsüz tebligat şikayetinin irdelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, genel haciz yoluyla takipte borçluya TK 21. maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazdan söz edebilmek için öncelikle usulüne uygun ödeme emri tebliği gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun talebini usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirmesi, hukuki tavsifin hakime ait olması kuralına uygun ve isabetli olduğu ancak; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun başvurusunda usulsüz tebligattan 08/06/2018 tarihinde haberdar olduğu ve buna göre süresinde mahkemeye başvurmadığından şikayetin süreden redddine karar verilmişse de; borçlunun dava dilekçesindeki "....ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurarak; usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine, imzaya itirazın ise reddine karar verildiği görülmüştür....

        Somut olayda, borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borçlu muris Şemsettin Suruç'un borca batık olarak vefat etmiş olması nedeniyle, TMK'nun 605/2. maddesi uyarınca mirası reddetmiş sayıldığını, mirasın reddedildiğinin tespiti için Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/153 Esas sayılı dosyası ile mirasın hükmen reddinin istendiğini, davanın derdest olduğunu, bekletici mesele yapılmasını, kendisine ödeme emri gönderilmesinin hatalı olduğunu, muhtıra gönderilmesi gerektiğini ileri sürerek, ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayete konu 103 davetiyesi ve kıymet takdiri Tebligat Kanunu’na göre işlem yapılmadan tebliğ edilmeye çalışılması nedeni ile usulsüz tebliğ edildiğinden kıymet takdiri ve 103 davetiyesi tebliği hukuka aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, yine usulsüz tebliğ edilen kıymet takdiri ve 103 davetiyesi aynı zarf içerisinde tebliğ edilmiş olup bu iki evrakın hukuken nitelikleri ve itiraz süreleri ayrı olup farklı iki evrakın tek zarfta tebliği bile tek başına hukuka aykırılık olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK' nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK' nın 21/2. maddesine göre tebliğ...

          bir usulsüz tebligat şikayeti olmadığı gibi 3....

          İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz (Yargıtay 12.HD 2016/24064 E, 2017/14989 K; Yargıtay 12.HD 2016/11587 E, 2017/2700 K; Yargıtay 12.HD 2015/13537 E, 2015/26759 K). Bu durumda icra müdürlüğünce 29/09/2020 tarihli işleme tebligat usulsüzlüğünü dayanak olarak göstermesi doğru görülmemiştir. Dosya kapsamında; haciz ihbarnamelerinin alacak miktarı, alacaklı ve borçlu bakımından aynı içeriğe sahip olduğu, üçüncü kişinin usulsüz tebliğ şikayeti bulunmaması sebebiyle tebligatların usulsüz olduğunun dikkate alınamayacağı anlaşılmakla icra müdürlüğünce yapılan 29/09/2020 tarihli işlemde hukuka uyarlık görülmemiş, davacı alacaklı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür....

          UYAP Entegrasyonu