Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E.-1991/344 K). O halde mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin, borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğu tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Ilgın İcra müdürlüğünün 2010/644 talimat sayılı dosyasından alınan kıymet takdiri raporunu içerir tebligatın usulsüz olduğunu ve gecikmiş itiraz ileri sürerek tebligatın iptalini, meskeniyet şikayeti ileri sürerek haczin kaldırılmasını ve kıymet takdirine itirazını ileri sürerek yeniden rapor aldırılmasını talep etmiş olup; -Davacının usulsüz tebligat ve gecikmiş itiraz şikayeti inceleme yetkisinin, İzmir 14. İcra Dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine aittir. - Meskeniyet şikayetine konu mahcuz taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, taşınmaza, asıl takip dosyası olan İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5275 Esas sayılı dosyasından yazılan müzekkere ile doğrudan haciz konulduğundan, şikayeti inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine ait aittir. - İzmir 14....

    İstinaf Sebepleri Alacaklı, takip dosyası kapsamında usulsüz bir tebligat bulunmadığı, gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığı nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Tebligat Kanununa ve yönetmeliğe uygun olarak şikayete konu tebliğde, muhatabın adreste bulunmama sebebinin ne şekilde tespit edildiği anlaşılamadığı, bu durumda, yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerektiği, öte yandan davacı tarafın, takibin durdurulması yönündeki talebinin, usulsüz tebligat şikayetinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerektiği, takibin durdurulmasına yönelik iddiaların, icra müdürlüğünce değerlendirileceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B....

      İİK.nun 65. maddesinde, koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olup, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. İcra Hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....

        Borçlunun 18.3.2016 havale tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilmemesi halinde talebin gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin durdurulması ile tüm hacizlerin de fekkinin istendiği görülmüştür. Mahkemece, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle başvurunun 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; aynı Kanun'un 26. maddesi uyarınca, hakimin, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceği sabit olup, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle mahkemece takibin durdurulmasına karar verilemez....

          nin temyiz itirazlarının (REDDİNE); 2-Borçlu ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Alacaklı tarafından muris ... mirasçıları hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, şikayetçi borçlular icra mahkemesine başvurularında; murislerinin vefatı üzerine ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/136 Esas sayılı dosyasında mirasın hükmen reddi davası açtıklarını, haklarında yapılan icra takibinde ödeme emrinin kendileri ile ilgisi olmayan adrese gönderildiğini ve usulsüz şekilde muhtarlığa yapıldığını, muhtarın geç haber verdiğini, gecikmiş itirazda bulunduklarını, borç için doğrudan aleyhlerine takip yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürdükleri, duruşmada ise açmış oldukları davanın, usulsüz tebligat nedeniyle gecikmiş itiraza ilişkin olduğu yönünde beyanda bulundukları, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği görülmüştür....

            Borçlunun başvurusu tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilse dahi yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde borçluya yapılan ödeme icra tebliğlerinin usulüne uygun olduğu ve yasal sürede itiraz edilmediği, gecikmiş itiraz olarak da maninin kalktığı tarihten itibaren üç gün içinde icra mahkemesine başvurmadığı..." gerekçesi ile süre aşımı nedeniyle "davanın reddine" karar verilmiştir....

            Somut olayda, tarafların aşamalardaki anlatımlarının, dayandığı hukuksal neden ve kanıtların, mahkeme kararındaki tespitlerin irdelenip değerlendirilmesi sonucunda; borçlu adına çıkartılan tebligatın muhatabın iş yerine gittiğini beyan eden güvenlik görevlisinin ad ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılmadan yapılmaya çalışıldığı, bu yönüyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu, borçlu başvurusunda istemini gecikmiş itiraz olarak nitelendirse bile hakimin hukuksal nitelendirmeyi re'sen yapmak zorunda olduğu, gecikmiş itirazın ön koşulunun tebligatın usulüne usulüne uygun yapılmış olması olduğu tebligat usulsüz ise gecikmiş itiraz yoluna başvurulmasına gerek olmadığı gözetildiğinde, mahkemece verilen öğrenme tarihinin düzeltilmesine yönelik kararın yerinde olduğu ve yargılama evrelerinde kamu düzenine aykırılık oluşturacak başkaca bir ihlal de bulunmadığı gözetildiğinde, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ve istinaf nedenlerinin...

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile usulsüz tebligat şikayetidir. Gebze İcra Dairesinin 2021/2335 E. (eski 2009/4314 E.) sayılı dosyasının incelemesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, eldeki davanın ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti ile davacı borçlu tarafından yapıldığı, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı taraf istinaf başvuru dilekçesinde, yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, TK 35 göre yapılan tebliğin de usulsüz olduğunu, yine 26.03.2021 tarihinde boşanması nedeniyle TK 21/2 maddesine göre yapılan tebliğlerin de usulsüz olduğunu belirtmiş,gecikmiş itiraz şikayetinde bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....

            Bu durumda, ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Bu durumda, uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu tarafın mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir....

              UYAP Entegrasyonu