Davacı borçlular vekili istinaf başvurusunda özetle; şirket adına yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, Selim Örencik'in yetkili olmadığını, şirket çalışanı da olmadığını, tebliğ işleminin TK'nın 12 ve 13.maddelerine aykırı olduğunu, davacı T2n tebligat adresinde ikamet etmediğini, tebligat alan Selim Örencik'in aynı adreste yaşayan tebliğe ehil kimse olmadığını, müşterek yetki sözleşmesi olmakla tek imza ile borçlanmanın mümkün olmadığını, kaşe üzerindeki imzanın ortaklık yetkilisine ait olmadığını, davacı T2n da tek imzadan ötürü borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....
“imzaya itiraz ediyorum” “imza sahtedir” “imzayı kabul etmiyorum” “imza bana ait değildir” “senet imza etmedim” gibi” (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı S.799) davacının itirazı imzaya itiraz mahiyetinde olmadığından bahisle.. Davanın reddine..." karar verildiği görülmüştür. Davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 11/02/2020 tarih, 2019/1178 Esas, 2020/321 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "... Alacaklı tarafından 4 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı, borçlu tarafın icra mahkemesine yaptığı 10/09/2018 tarihli başvuruda, sair şikayeti yanında çekler üzerindeki imzanın (ciranta imzasının) borçlu şirket yetkilisine ait olmadığını beyanla takip konusuçeklerdeki imzaya itiraz etmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu, imzaya itirazını İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine yapmalıdır. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca tebligat usulsüz yapılmış olsa bile muhatap usulsüz tebliğden haberdar olmuşsa, öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan muhatap tebliğ işleminin usulsüzlüğünü İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca öğrendiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmediğine göre, mahkemece süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken esasa yönelik nedenlerle reddi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte borca ve imzaya itiraz ve kambiyo şikayeti istemine ilişkindir. Uşak 2. İcra Müdürlüğünün 2019/3106 esas sayılı dosyasının incelenmesinde davala alacaklı tarafından Mehmet Yaşar ve Ragıp Akkaya hakkında kambiyo senetlerine özgü yol ile 04/07/2019 tarihinde başlatılan takip olduğu, Ragıp Akkaya'ya ödeme emri tebliğ edilmediği, alacaklının 06/01/2020 tarihinde Ragıp Akkaya'nın 25/09/2019 tarihinde öldüğünü bildirerek mirasçılarına ödeme emri tebliğini talep ettiği, ödeme emrinin Ragıp Akkaya mirasçısı davacıya 27/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
Bu durumda mahkemece; borçlunun, imzaya ve borca itirazından önce, dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine ilişkin şikayeti bulunduğu halde bu yönde inceleme yapılmadan ve olumlu ya da olumsuz karar verilmeden, imzaya itirazlarının incelenmesine geçilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan; senetteki imzanın borçluya aidiyetinin ispatı senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu kuralı gözardı edilerek (HGK'nun 26.04.2006 tarih 2006/12-259 E, 2006/231 K. sayılı kararı) bilirkişi ücretinin yatırılması hususunda borçluya süre verilmek suretiyle ispat yükünün ters çevrilmesi sonucu itirazın reddi de doğru görülmemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi 2019/365 E sayılı dosyadaki dava ve talebin ise haline münasip tek evinin haczedilmezliği hakkındaki meskeniyet şikayeti olduğu , iki farklı dava için farklı konu ve talepler içerisinde usulsüz tebligat iddiası bulunuyor olmasının netice itibari ile davaların farklı oluşunu etkilemeyeceğini ,derdestlik koşullarının oluşmadığını, her ne kadar davanın tarafları aynı da olsa davaların dayandığı vakıalar ile dava dilekçesinde belirtilen talep sonuçlarının farklı olduğunu, mahkemece davanın esasına girilerek olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Somut olayda, şikâyet eden borçlu başvurusunda; ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek öğrenme tarihinin düzeltilmesi isteminde bulunmuş olup yapılan incelemede; borçlu şirket adına gönderilen ödeme emri tebligatının iade edildiği, alacaklı vekilince borçlunun ticaret sicil kaydındaki adresine Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebligat çıkarılmasının istendiği, Tebligat Kanunu 35. Maddesi uyarınca tebligatın 18/12/2020 tarihinde usulüne uygun olarak yapıldığı görülmekle borçlu şirketin usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, kambiyo sentlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını, imzaya itirazını senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetlerini sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda borçlu İki T6 A.Ş.'...
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanılmış, ödeme emri davacıya 17.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafça süresinde borca itiraz edilmiştir. Takibe dayanak senedin 30.06.2019 keşide, 30.06.2019 vade tarihli, keşidecisi davacı borçlu, lehtarı davalı alacaklı bono vasfında kambiyo senedi olduğu görülmüştür. Davacının senetteki imzaya itirazı bulunmamaktadır. Senedin sonradan doldurulduğu ve tehditle alındığı yönündeki iddiası borca itiraz niteliğindedir. Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür....
Davalı tarafından başlatılan takipte ödeme emrinin davacıya 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun 17.01.2020 tarihinde borca, imzaya ve yetkiye itiraz ederek eldeki davayı açtığı, mahkemece beş günlük sürenin geçmesi sebebiyle şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, karara karşı davacının istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca, imzaya ve yetkiyi itirazlar İİK'nın 169. ve 170. maddelerindeki atıf ve 168/1- 4,5 bentleri gereğince beş gün içinde yapılmak zorundadır. Bu süre ödeme emrinin tebliği ile başlar. Eldeki dosyada ödeme emrinin tebliğ tarihinin 10.01.2020 olduğu, beş günlük sürenin ise 15.01.2020 gününün sonunda dolduğu, eldeki davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık görülmemiştir. Dava dilekçesinde usulsüz tebligat iddiası olmadığı halde, davacı istinaf dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüştür....