WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." hükmü getirilmiştir. Davacı borçlunun tebligat usulsüz olsa dahi tebliğe muttali olduğu tarihten itibaren İİK 16/1 maddesi gereği usulsüz tebliğ şikayetini yasal 7 günlük şikayet süresinde yapması gerekirken süre dolduktan sonra 26/10/2018 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmakla" şeklinde açıklanan gerekçe ile süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir....

Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde; “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

    Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemenin de kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği usulsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

      Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

        Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

          Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, İstanbul 28. İcra Müdürlüğü'nün 2015/4708 Esas sayılı takip dosyasına sunulan 13.02.2015 tarihli itiraz dilekçesinde borçlunun hakkındaki takipten 12.02.2015 tarihinde haberdar olduğu belirtilmektedir. Borca itiraza ilişkin olarak sunulan dilekçede muttali olma tarihi 12.02.2015 olarak beyan edildiğine göre, 20.02.2015 tarihinde yapılan başvuru yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen yedi günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

            Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Ankara 28. İcra Müdürlüğü'nün 2018/14890 Esas sayılı takip dosyasında, alacaklı banka tarafından borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilmasız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Aynı takip dosyasında kıymet takdir raporunun 25.03.2019 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği ve kıymet takdirine itiraza ilişkin Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/342 esas sayılı dava dosyasının 29.03.2019 tarihinde açıldığı, usulsüz tebligata ilişkin şikayet ise 26.09.2019 tarihinde yapılmıştır....

            Borçlunun, kendisine gönderilen icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 09.5.2012 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 24.02.2012 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 09.5.2012 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....

                Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi gerekli olup, usulsüz tebliğ şikayeti yedi günlük süreden sonra yapılırsa icra emri tebliğ işlemi kesinleşir. Somut olayda borçlu vekili tebliğ işleminden 24.09.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra, 07.10.2013 tarihinde, Mahkemeye tebliğ işleminin usulsüz yapıldığı şikayetinde bulunmuştur Bu durumda Mahkemece, usulsüz tebliğ işlemi şikayetinin yedi günlük süre içinde yapılmadığı ( bu nedenle icra emri tebliği işleminin kesinleştiği de) nazara alınarak, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu