WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte , takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayette bulunulmuş, ancak mahkemece, dava dilekçesinde belirtilen hususlardan sadece usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmiş, takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayet hususunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilmiştir....

DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16889 sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/11/2015 tarihinde "gösterilen adreste muhatabın yetkili personeli Adile Taşkıran imzası ile tebliğ edildi" açıklaması ile tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın Tebligat Kanunu. Yönetmeliği ve yerleşik yargı kararları kapsamında usulsüz olduğunu, ayrıca TTK'nun 776/1 maddesinin (b) bendine göre , bononun kambiyo vasfında da olmadığını, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olmasından dolayı iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilince öğrenme tarihi olan 14/07/2016 olarak düzeltilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayeti ile birlikte, usulsüz tebliğ şikayetinde de bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece, yalnızca meskeniyet şikayetine ilişkin hukuki değerlendirmede bulunulmuş, usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

Maddesine göre yapılan tebliğ evrakında evrakın hangi kapıya yapıştırıldığı kısmının boş bırakıldığını, usulsüz tebliğden 14/08/2020 tarihinde haberdar olunduğunu, ayrıca takipte Trabzon İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu beyanla, davanın kabulü ile usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 14/08/2020 olarak kabulüne, yetki itirazının kabulü ile Trabzon İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunun tespitine, yetkisiz icra Müdürlüğünde başlatılan takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlu şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine gönderilen tebligatın, adresin değiştiği ve yeni adresin bulunamadığı gerekçesi ile iadesi üzerine aynı adreste TK'nın 35. maddesine göre tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığını, Uyap-PTT entegresyonu sayesinde tebligat aşamalarının Uyap sistemi üzerinden takip edilebildiğini, yetki itirazının da usulüne uygun tebliğ nedeniyle süresinde olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir....

Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "... usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi" gerekli olup, bu durumda, usulsüz tebliğ şikayeti, 7 günlük süreden sonra yapılmış olmakla icra emri tebliğ işlemi kesinleşmiştir. Bu durumda Mahkemece, usulsüz tebliğ ve diğer şikayetlerin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla; alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

    İcra Dairesinin 2019/ 761 Esas sayılı dosyasına yönelik İİK'nun 169. maddesi uyarınca yapılan borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda dava dilekçesinin incelenmesinde, iş bu temyize konu davada borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinin bulunmadığı görülmekle, Bölge Adliye Mahkemesince talep aşılarak tebligat usulsüzlüğü hususunda da karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......

      İlk derece mahkemesince, haczedilmezlik şikayeti ve kıymet takdir işlemine yönelik şikayetler hakkında hüküm kurulmuş ise de; şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve şikayetçilerden T2 gönderilen 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetler hakkında inceleme yapılmadığı ve olumlu/olumsuz bir hüküm kurulmadığı görülmüştür. Usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesi, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük sürede yapılıp yapılmadığının tespiti yönünden de önem taşımaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun adına çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imza ve borca itiraz ettiği, mahkemece ödeme emrinden haciz tarihi olan 23.01.2019 tarihi itibari ile haberdar olunması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, davacı borçlu şirketin kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği ancak 23.01.2019 tarihli haciz esnasında şirket çalışanı olduğunu beyan eden Yasemin Işık'ın hazır bulunduğu, yetkili temsilcinin hazır bulunmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir....

      Borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığının takdir ve tesbiti icra müdürüne değil; bu hususta şikayet vaki olduğu takdirde, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hakkında ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekip gerekmediği yönünde karar verme yetkisi icra mahkemesine aittir. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda;"Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 31.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12.12.2019 tarihli dilekçesiyle dosyadan fotokopi talebinde bulunduğu, dolayısıyla en geç 12.12.2019 tarihinde takipten ve usulsüz tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun 03.01.2020 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmakla; şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ayrıca ilamsız icra takiplerinde borca ve yetkiye itiraz icra müdürlüğüne yapılacağından mahkememize yapılan itirazlar hüküm ifade etmez." gerekçesiyle "Davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, icra takibinin ilamsız olması nedeniyle borçlu davacının borca, imzaya ve yetkiye itirazlarının reddine" şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Erzurum 1....

        UYAP Entegrasyonu