Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı vekili tarafından müvekkiline ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet yoluna başvurulduğu, dava dilekçesinde müvekkilinin öğrenme tarihi olarak 31/10/2022 tarihinin gösterildiği ve tebliğ tarihinin de 31/10/2022 olarak düzeltilmesinin talep edildiği, buna göre en geç bu tarihten itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde şikayet yoluna başvurulması gerektiği, ancak davacı vekili tarafından 7 günlük süre geçtikten sonra 13/11/2022 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

Mahkemece, şikayetçinin dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuken korunmaya değer yararı olsa bile borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin ancak borçlu tarafından yapılabileceği, şikayetçinin ise alacaklı konumunda bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, sıra cetvelinde alacaklı konumunda olan şikayetçinin diğer bir alacaklı olan şikayet olunanlar tarafından girişilen takiplerde ödeme emirlerinin takip borçlularına usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle şikayet yoluyla sıra cetveline itiraz edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. İİK'nun 142/son maddesi "itiraz alacağın esas ve miktarına tallûk etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yolu ile tetkik merciine arz olunur." hükmünü içermektedir....

    T2 17/10/2017 tarihinde takip dosyasına UYAP üzerinden aynı tarihte harçlandırılmış vekaletnamesini sunduğu anlaşılmış olup, bu halde borçlunun en geç 17/10/2017 tarihinde takipten ve dolayısı ile ödeme emri tebliğinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, 24/11/2017 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayeti süresinde olmadığı, bu nedenle icra emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi karar vermek gerektiği(İstanbul BAM 23. H.D nin 03/10/2019 tarih 2018/2783 esas, 2019/1861 karar sayılı emsal ilamı), usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmekle davacı borçlunun yetkiye borca ve imzaya yönelik itirazların da süresi geçmiş olmakla bu itirazların da süre yönünden reddine dair karar vermek gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin ve imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir....

    Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka bâtıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı). Tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetinin yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi öğrenme tarihine göre şikayetin, yukarıda anılan maddede belirtilen yasal süre içinde yapılıp yapılmadığının tesbiti gerekir....

      davetiyesi tebliğ edildiğini, dosyada 103 davetiyesinin tebliğine yönelik bir şikayet olmadığını, Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiğini, Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece “ödeme emri” tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 21.03.2022 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulünün gerektiğini, buna göre borçlunun 16.05.2022 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 16/1'de öngörülen 7 günlük yasal süreden sonra olduğundan şikayetin süre aşımı nedeniyle reddini talep etmiştir....

      DAVA Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, 31.05.2019 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ mazbatasında şirketin daimi çalışanı ... imzasına tebliğ edildiğinin yazılı olduğunu, tebligatı alan ...'nin şirketi temsile yetkili olmadığını ayrıca adı geçenin şirketin çalışanı da olmadığını, usulsüz tebliğ işlemi nedeniyle takibin tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 19.03.2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı duruşmalarda alınan beyanında şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu 31.05.2019 tarihli tebligatın "aynı adreste daimi çalışanı ... imzasına tebliğ edildi" şerhi ile tebliğ edildiği, dosya içine alınan ......

        T1 Şti aleyhine ilamsız takip yolu ile icra takibi yaptığı, ödeme emri tebligatının yetkili kişinin toplantıda olması nedeniyle 30/01/2020 tarihinde daimi çalışanına tebliğ edildiği, borçlu vekilinin icra dairesine 29/09/2020 tarihinde usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 30/09/2020 tarihinde takibin durdurulup 02/10/2020 tarihinde bu karardan dönülerek itirazın süresinde olmadığından bahisle icra takibinin devamına karar verildiği, takibin yürütülmekte olduğu anlaşılmıştır. Şikayetçi vekili icra müdürlüğünün 02/10/2020 tarihli kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Takip dosyasında anlaşılacağı üzere ödeme emri borçluya 30/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu şayet bu tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığı iddiasında ise tebligat usulsüzlüğünü tespiti ve öğrenme tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yolu ile başvurması gerekir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin şikayet edilmediğine ilişkin gerekçenin doğru olmadığını, zira dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, takip dosyası içeriğinden 24/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduklarını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca 103 davet kağıdının tebliğ edilmesiyle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenilmiş olmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, yetki itirazına ve alacaklının yetkili hamil olmadığı şikayetine ilişkindir....

        Dairemizin 09.06.2015 tarih ve 2015/12150-16065 sayılı kararı ile; tebliğ mazbatasında beyanı alınan komşu isminin tespit edilmediği, komşunun isim ve imzadan imtina etmiş olduğunun şerhedilmesinin tebligatı geçerli hale getirmeyeceği, TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, icra emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

          Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair iddiası İİK'nun 16. maddesi anlamında bir şikayet olmakla; aynı yasanın 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçlu icra takibinden 12.06.2014 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiğine göre icra mahkemesine yaptığı 23.06.2014 tarihli şikayet başvurusu süresinde değildir. Bu durumda mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu