şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, usulsüz yapılan tebliğ işleminin veya ödeme emrinin iptaline değil, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiğinden, mahkemece de ödeme emri tebliğ tarihi öğrenme tarihine göre düzeltildiğinden, davacının ödeme emrinin iptaline de karar verilmesi gerektiği yönündeki katılma yoluyla ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının ve davalının istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Sayısı ile müvekkiline takip başlatıldığını, gönderilen tebligatın iade döndüğünü ve muhtara verildiğini bu nedenle takibin kesinleştiğini, ancak gönderlen tebligatın usulsüz olduğunu, alacaklı görünen tarafa karşı müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını, tebligatın müvekkilinin eski iş yerine tebliğ ettiklerini, her halükarın geçerli olması durumunda bile tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenlerle takibin tedbiren durdurulmasına ve müvekkilinin banka hesaplarına hukuka aykırı olarak konulan hacizlerin fekkine, usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihleri olan 25.02.2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş; yargılama sonucunda borçlunun, mazereti hacizleri öğrendiği yani takipten haberdar olduğu 25/02/2022 tarihinde son bulmuş olup, 04/03...
Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Satış ilanının anılan yasal düzenleme ve yönetmelik hükmü uyarınca muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin aynı konutta oturan eşine tebliğ edilmesi nedeni ile usulsüz olduğu anlaşılmıştır. b- Hissedar ...'a çıkarılan satış ilanı tebligatı yönünden incelemede; Somut olayda hissedar ...'a çıkarılan satış ilanı tebligatının mernis adresi şerhi ile aynen" muhatabın geçici olarak ...'ye gittiğini beyan eden komşusu ... tarafından belirtilip aza ...'e teslim olup, 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırılarak komşusuna haber verildi, komşusu imzadan imtina etmiştir" açıklaması ile 27.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ancak haber bırakılan komşunun isminin, kim olduğunun, beyanına başvurulan komşu ile aynı şahıs olup olmadığı hususunun belirtilmediği, bu haliyle tebliğ işleminin 7201 sayılı Kanun'un 21/1.maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine göre usulsüz olduğu anlaşılmıştır. c- Hissedar ......
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....
Tebligat Kanununda belirtilen usullere aykırı yapılan tebliğ işlemleri tümden geçersiz olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Usulsüz tebligat takibin iptali ve/veya tebliğ işleminin iptali sonucunu doğurmaz. Şikayetçi öğrenme tarihi beyan etmemiş ise şikayet tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda Şikayetçi, öğrenme tarihi beyan etmediğinden ve Davalı-Alacaklı öğrenmeye ilişkin başka bir tarihte ispat etmediğinden şikayet süresinde kabul edilmiştir. Şikayet konusu tebliğ mazbatasında, Şikayetçinin iddia ettiği gibi “aynı konutta yakınına teslim” ibaresi bulunmayıp tebligatın TK 13. maddesine göre ikmal edildiği ve daimi çalışanın imzasının alındığı görülmektedir....
Şti den borçlu şirketin geçici olarak kapalı olduğu bilgisi alınarak evrakın mahalle muhtarına tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, dolayısıyla tebliğ işleminde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmış olmakla, usulsüz tebligat şikayetinin reddine" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2013/21654 esas sayılı takip dosyaları ile çeke dayalı olarak kambiyo takibi başlatıldığını, usulüne uygun olarak iş bu alacak dosyalarından borçluya tebligat yapıldığını, alacağın kesinleştiğini ve ... İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyası ile sıra cetveli yapıldığını ancak 1. sırada yer alan ... İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyasında ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğini ve bu nedenle bu dosyada haczin kesinleşmediğini, davalı ile aynı gün ihtiyati haciz tatbik edilmiş olması nedeni ile garameten paylaşım yapılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ......
Bu durumda ilgilinin kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin itiraz, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçluya satış ilannın 10/11/2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği de göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemler şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemeyeceğinden. davacı vekilinin bu iddiaları ihalenin feshi nedeni olarak görülmemiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde ihale askı tutanağında ilanın hangi tarihler arasında asıldığının yazılmadığından ihalenin usulsüz olduğunun iddia etmiş ise de, davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği hususlar, ihalenin feshini gerektirir nitelikte değildir. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup, hak kaybına yol açabileceği tabidir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, 27/09/2021 tarihinde takipten haberdar olduklarını, icra dosyası incelendiğinde ödeme emrinin 18/08/2021 tarihinde komşuya tebliğ edildiğini, müvekkili işyeri bünyesinde çalışmayan ve müvekkili firmada hiçbir temsil yetkisi olmayan şahısa usulsüz bir şekilde tebligat yapıldığını, ayrıca müvekkili T2 çıkartılan tebligatın da usulsüz olduğunu, TK 21 ve tüzüğün 28- 30.md göre tebligat yapılmadığını söyleyerek borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyan ederek ödeme emri tebliğ tarihinin 27/09/2021 olarak düzeltilmesini, borçlu olmamaları nedeni ile takibin iptalini istemiştir....