O halde mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddine ve sair itirazların İİK 168. maddesi doğrultusunda süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının yetki itirazının, borca itirazının, imzaya itirazının ve borcun ferilerine itirazının süre aşımından reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince Gaziosmanpaşa 2....
Daha sonra borçlu yenileme emri tebliğ edilmesi ise ona yeni bir itiraz hakkı bahşetmez. Somut olayda borçluya gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri 09.04.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu itiraz ve şikayetlerini süresinden sonra 24.07.2014 tarihinde bildirmiştir. Borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olarak yapıldığı yönünde bir iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, istemin süre aşımı nedeni ile reddi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda şikayet edene yapılan tebligatlar aşağıda açıklanacağı üzere usulsüz olup başvuru gecikmiş itiraz olarak değil şikayet olarak nitelendirilmiştir (HMK 33.madde). Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İcra ve İflas Yasasının 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Tebligat Yasasının 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
DAVA Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; takibi 15.02.2020 tarihinde öğrendiğini, ödeme emrinin tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği araştırılmadan okuma yazma bilmeyen eşine tebliğ edildiğini ve usulsüz olduğunu, bononun zaman aşımına uğradığını ileri sürerek şikayetin kabulü ile borca, faize, tüm ferilere ve zaman aşımına yönelik itiraz sebebiyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet ve itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş, cevap dilekçesi sunulmamış ve dosya üzerinden karar verilmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
gereğince usulsüz tebligatın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde bu durumu icra mahkemesine bildirmesi gerektiğini, müvekkili tebligatların usulsüz olduğunu öğrendikten itibaren 7 gün içinde şikayet hakkını kullandığını, davanın süresinde olduğunu, usulden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir....
Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve usulsüz olduğunu iddia ettiği ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. Somut olayda, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28.11.2014 tarih ve 2014/230 E. - 2014/390 K. sayılı tahliye istemli dava nedeniyle yapılan duruşma davetiyesinin, borçlu şirkete 27.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket vekilinin 17.10.2014 tarihli ilk duruşmaya katıldığı görülmekte olup, borçlu, icra mahkemesine yaptığı 20.10.2014 tarihli şikayet başvurusunda, bu tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürmemiştir. O halde, borçlunun, hakkındaki takipten tahliye davasında gönderilen dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 27.8.2014 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şti. vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçlu şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, iddiaların yerinde olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiş, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.02.2017 tarih ve 2016/24526 E., 2017/1967 K. sayılı ilamı ile borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre usulsüz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez....
A.Ş. vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçlu şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, iddiaların yerinde olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiş, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08.11.2016 tarih ve 2016/18549 E., 2016/23140 K. sayılı ilamı ile; borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre usulsüz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, tebliğ işleminin usulsuz olduğunu, söz konusu takipten 10.02.2022 tarihinde aracını satmak istediğinde haciz şerhi olduğunu farkedince haberdar olduğunu, aynı gün de icra dairesine yazılı dilekçeyle müracaat ederek itirazda bulunduklarını, tebliğ işleminin usulsüz olduğundan, 10.02.2022 tarihli itirazın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, tüm malvarlığına usulsüz tebliğ nedeniyle haciz konulduğunu belirterek tebliğ tarihinin 10.02.2022 olduğunun tespiti ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
İhalenin feshini isteyen davacı, kendisi dışındaki diğer ilgililere bilirkişi raporunun veya satış ilanının tebliğ edilmediğini veya usulsüz tebliğ edildiğini, ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği, satış ilanının davacının vekiline 12/07/2021'de usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi nedeni ile taşınmazın kıymet takdirinin en geç bu tarihte öğrenilmiş sayılacağı, ancak davacı tarafça kıymet takdirinin vekile tebliğ edilmediğine ilişkin ve kıymet takdirine ilişkin olarak icra mahkemesinde yapılmış bir şikayetin bulunmadığı, Denizli 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/154 Esas ve 2020/92 Karar sayılı, 10/11/2020 tarihli kararı ile şikayete konu ihalesi yapılan taşınmazın tasarrufunun iptaline ve şikayete konu icra takip dosyasındaki alacak ve fer'ilerini kapsayacak şekilde cebri icra ve satışına yetki verildiği, tasarrufun iptaline ilişkin kararın kesinleşmeden ihalenin yapılmasının ihalenin feshi nedeni olmadığı, Denizli 4....