İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/1057 Esas sayılı dosyasında kıymet takdirine itiraz ile birlikte usulsüz tebligatın da iptalini istediklerini, mahkemenin tebligatın usulsüzlüğünü değerlendirmeden davayı reddettiğini, müvekkiline yapılan kıymet takdiri raporu tebliğinin usulsüz olduğunu, haberdar olduğu tarihte davayı açtığını, tebligat mazbataları incelendiğinde diğer borçlular ile birlikte müvekkiline yapılan tebligatların aynı tarihte aynı kişiye yapıldığını, aynı kişinin hem diğer borçlunun adresinde hem de müvekkilinin konutunda tebligatı almasının mümkün olmadığını, tebligatı alan şahsın müvekkilinin evinde ikamet etmediğini, tebliğ mazbatasında ismi geçen Eren Gündüz'ün müvekkili ile aynı konutta oturmadığını, böyle bir şahıs ile müvekkilinin ilgisinin olmadığını, kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edilmesi ve rapora itiraz edilmemesi usulsüz tebligatlar neticesinde ihalenin kesinleştiğini, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasını istemiştir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasına dayanan usulsüz tebligat şikayeti olduğu, bu konudaki şikayetin ve dolayısıyla tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığını her türlü delil ile ispatı mümkün olduğundan, borçlunun şikayetine ilişkin alacaklı yönünden taraf teşkilinin sağlanılması, tarafların şikayet konusunda gösterecekleri deliller toplanılarak ve değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bunun yanında HMK 33. maddesi uyarınca yapılan nitelendirmede davacı - borçlunun takip dosyasından çıkartılan ve bila ikmal dönen tebliğ işlemi ile TK 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmesine rağmen ilk derece mahkemesince hatalı nitelendirmede bulunularak sadece ilk çıkartılan tebligatın usulsüzlüğünün ileri sürüldüğünün belirtmesi de isabetli değildir....
Kıymet takdir raporu ve KDV oranının hatalı gösterildiği iddiası ile satış ilanı ve şartnamenin usule uygun olmadığı iddiaları satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; HMK.'...
Ahmet Sami Türk'ün dosyada vekaletnamesinin veyahut yetki belgesinin dahi bulunmazken vekil kaydının yapılarak kendisine bakiye borç muhtırasının tebliği usulsüz olduğunu, bakiye borç muhtırasının tebliği tarihinde davayı takip etme yetkisinin vekaletnamesi bulunan Av....
Davacı taraf kendisine yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmeyip ilgililere yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Oysa satış ilanı kendisine tebliğ edilmeyen her ilgilinin usulsüz tebliğden haberdar olduğu tarihten itibaren yasal süresi içerisinde ihalenin feshini isteme hakkı mevcut olup bu husus ancak ilgilisi tarafından açılacak davada ileri sürülebilir. Borçlunun kendisi dışındaki ilgililere tebliğin usulsüz yapıldığından bahisle ihalenin feshini istemeye hakkı yoktur. Davacı kendisine yapılan satış ilanının tebliği üzerine ihale öncesinde usulsüz yapıldığını iddia ettiği satışa hazırlık işlemlerini İİK.nun 16. Maddesi uyarınca şikayet yoluyla icra mahkemesine getirmesi zorunludur. Satış ilanı tebliği üzerine satış kararının kesinleşmesiyle ihale öncesinde yapıldığı iddia olunan usulsüz işlemlere dayanılarak ihalenin feshi istenemez....
a elden teslim edildi." şerhi ile 22.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, anılan tebligatta muhatabın tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği, adresten geçici olarak ayrılıp ayrılmadığı hususunun anılan Kanun maddeleri ile ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun biçimde ve belirtilen kişilerden sorulup tespit edilmediği, adreste muhatabın çalışanı olduğunu beyan eden ... isimli şahsa TK 17. maddesi gereğince tebliğ işlemi yapılabilecekken TK 21/1 maddesi gereğince tebliğ evrakının muhtara bırakılması işleminin usule aykırı olduğu, adreste hazır bulunanın tebliğ evrakını almaktan imtina edip etmediği hususunun tebliğ mazbatasına yazılmadığı anlaşıldığından ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği dolayısı ile davanın açıldığı tarih itibariyle de yetkiye ve borca yönelik itirazın yasal 5 günlük süresi içerisinde yapıldığı, borçlu tarafından usulsüz tebligatın öğrenilme tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü ile tebliğ tarihinin 28.06.2021 tarihi olarak düzeltilerek borçluya tebliğ...
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Şartname ve satış ilanında KDV'nin hatalı gösterilmesi satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde süresinde şikayete konu edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden bu yöne ilişkin olarak ihalenin feshi talebinde bulunulamaz .Bu nedenle davacı borçlunun istinaf sebepleri yerinde değildir....
Somut olayda şikayetçi borçlu T1'ya ödeme emrinin 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre 20/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tebliğ evrakında, bilgisine başvurulan komşunun ismi tespit ve tevsik edilmeden tebliğ işlemi tamamlandığı, beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı, bu hali ile tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür....
Borçlunun 16.08.2016 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işlemine ilişkin usulsüzlük iddiasını ileri sürmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, başkaca fesih nedeni de bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi'nce 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir. ... Öte yandan, kabule göre de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir....
Sok No:38/a Daire: 2 Sancaktepe/... adresine çıkartılan ödeme emrinin tebligat üzerindeki sokak ve numaralar karalanmak suretiyle No:9/2 yazılarak adreste muhatabın işte olduğundan bahisle komşusu... beyanı ile 23.05.2016 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, takibin kesinleştirildiği, takip dosyasında borçluya 103 davetiyesi tebliğinin aynı adreste muhatap evrakı almaktan imtina etti, evrak ilgili mahalle muhtarına imzası karşılığında bırakıldı iki nolu haber kağıdı muhatabın masasına bırakıldı 29.07.2016 meşruhatı ile tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bildirdiği adresinde aynı adres olduğu, tebligatlar üzerinde mühür ve imzaların tamam olduğu tebligatların usulüne uygun olduğu, borçlunun bilinen adresine tebliğ yapıldığı, dolayısıyla usulsüz tebliğ şikayetinin dayanaksız olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kabulü ile kararının ortadan kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....