WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebligatta, bilgisi sorulan ve haber bırakılan Ahmet Tutuş'un evi ile davacının evinin arasının kuşuçuşu 200- 250 metre olduğu, davacının komşusu olmadığının kolluk araştırması ile anlaşıldığı, ayrıca tebligatın yapıldığı muhtar veya azanın isminin yazılmadığı görülmekle, tebliğ işleminin Teb.K.'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olup, davacının bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir Usulsüz tebliğde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihidir. Davacı takibi 01/02/2021 tarihinde öğrendiğini iddia etmiştir. Bu tarihten önce öğrendiğine ilişkin delil bulunmamaktadır. Davacının ödeme emrinin tebliğ tarihi öğrenme tarihi olan 01/02/2021 olarak kabul edilmiştir. Mahkemenin usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olarak bu tarihi kabul etmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır....

Kaldı ki somut olayda, vekili bulunmasaydı dahi, borçlu asile 27.11.2014 günü yapılan satış ilanını içeren tebligat, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı konutta yaşayan sıfatı ile iş arkadaşına yapılmış olup, anılan tebligat 7201 sayılı Kanun'un 16. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesine (adres, iş adresi sayıldığı takdirde aynı Kanunun 17. maddesine ve Yönetmeliğin 26. maddesine) göre de usulsüz sayılacaktır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30.01.2020 tarih 2019/505 Esas 2020/158 Karar sayılı usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin kararın kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmiş ise de; iş bu dosyanın şikayet tarihi itibari ile kesinleşmeden infaz edilebilen Küçükçekmece 1....

    Haciz ihbarnamelerinin de usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini, tüzel kişiliğe haiz olan müvekkili şirkete haciz ihbarnamesinin usulsüz şekilde yapıldığını, müvekkiline yapılan usulsüz tebligat sebebiyle haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin öğrendikleri tarih olan 24.08.2020 olarak kabul edilmesine ve itirazlarının kabulüne, yapılan haciz işleminin ve haciz kararının iptaline, borca, ferilerine, faiz türü( kanuna aykırı olması durumunda ) ve faiz oranlarına itirazlarının kabulüne, müvekkilinin karşı tarafa ve asıl borçluya hiçbir borcu olmaması sebebiyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ şikayetinin yanında, borca itiraz istemine ilişkindir....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin reddine, takibin iptali isteminin süre aşımı sebebiyle usulden reddine, borca itirazın reddine karar verilmiştir....

    Tebligat Yasasının 32. maddesi, "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur " hükmünü içermektedir, yani davacının tebliğ konusunu öğrenme gününün tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Davacı, ... Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 27.11.2007 tarihli dilekçede, "tekrar dava açacağından dosyadan fotokopi istediğini" beyan etmiştir. Bu durumda, davacının, tebligat ve konusunu en geç 27.11.2007 tarihinde öğrenmiş olduğundan Tebligat Yasasının 32. maddesine göre tebliğ tarihinin 27.11.2007 olarak kabul edilmesi ve bu tarihten itibaren yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurmuş olması gerekir. Ancak, davacı tarafından usulsüz tebligata itiraz edilmekle birlikte, yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurulmamış 31.12.2007 tarihinde yargılamanın iadesi istenmiştir....

      Yerel mahkemenin 2007/33 Esas, 2011/188 Karar sayılı ve 28.02.2011 günlü kararı davacı vekiline 13.04.2011 tarihinde tebliğ edildiğinden bahisle 29.04.2011 tarihinde kesinleştirilmiştir. Davacı vekili, 17.05.2011 tarihli dilekçeyle “...hükmün usulsüz tebliğ olduğunu, durumu 16.05.2011 tarihinde öğrendiğini...”açıklayarak temyiz isteğinde bulunmuştur. Mahkemece 17.05.2011 tarihli ek kararla “....kesinleştiği gerekçesiyle sürede olmayan temyiz talebinin reddine...” karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ek kararı temyiz etmiştir. Mahkemenin 28.02.2011 günlü hükmünün davacı vekili adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ evrakına şerh verilmiş ise de, tebliğin Tebligat Kanununun 21 ve tüzüğün 28.maddelerine uygun olmadığı belirlenmiştir. Hüküm davacı vekiline usulsuz tebliğ edildiğine göre, Tebligat Kanununun 32.maddesine göre öğrenme tarihi tebliğ tarihi sayılır....

        Bu iki unsur mevcut olmakla beraber Tebligat Kanunu’na uygun değil ise usulsüz tebliğ var demektir (Muşul, Timuçin: Tebligat Hukuku, Ankara 2018, s. 85). 23. Tebligat Kanunu’nun “Usulüne aykırı tebliğin hükmü” başlıklı 32. maddesinde yer alan “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükmü uyarınca tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Usulsüz tebligatın muhatabın öğrenmesiyle geçerli hâle gelebilmesi için tebligatın yasal muhatap adına çıkarılması, ancak tebliğ işleminin kanun ve yönetmelikte ön görülen şekilde yapılmaması gerekmektedir. Tebliğ usulsüz ise muhatabın her ne şekilde olursa olsun tebliğ evrakını veya davetiyeyi alması ya da bunların içeriğini öğrenmesi ile tebliği öğrenmiş sayılır ve usulsüz tebliğ geçerli hâle gelir (Muşul, s. 562, 573). 24....

          Musa Kara varisi T1 vekili tarafında icra dosyasına yapılan talepte, murisin vefat ettiği, vefat ettikten sonra başlatılan takibin yasal olmadığı, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, bu kapsamda Musa Kara adına usulsüz takip nedeniyle taşınmazına konulan haczin usulsüz olması nedeniyle fekkinin talep edildiği, müdürlükçe bu konuya ilişkin her hangi bir karar verilmediği anlaşılmıştır. Takibin "Musa Kara mirasçıları" adına başlatıldığı, Musa Kara'nın 01/03/2013 tarihinde öldüğü, ödeme emrinin Musa Kara mirasçıları yazmak suretiyle 02/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ölü kişiye yapılan tebligatın usulsüz olduğu, takibin usulsüz kesinleştirildiği anlaşıldığından Musa Kara mirasçıları ismi yazmak suretiyle çıkartılan tebligatın iptali ve takip kesinleşmeden yapılan hacizlerin fekki gerekmektedir....

          Dava İİK'nın 16,40,78 ve 361. maddeleri uyarınca açılmış memur işleminin iptali istemine yönelik şikayettir....

          UYAP Entegrasyonu