Davacı istinaf dilekçesinde; ikametinin ve iş yerinin Antalya'da olması, işlerinin yoğunluğu ve pandemi döneminin araya girmesi nedeniyle davayı takip edemediğini beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Somut olayda; davacının borca ve imzaya itiraz ettiği, duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiyenin 06.12.2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının istinaf dilekçesinde duruşma gününü bildirir davetiyenin usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmadığı, davacının ilk celse olan 05.04.2022 tarihli celseye katılmadığı, davalı vekilinin de davayı takip etmediklerini beyan ettiği, Mahkemece aynı gün dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve yasal 3 aylık süre içerisinde davanın yenilenmemesi üzerine Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil bulunmaması halinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 11.06.2015 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, imzaya ve borca itiraz yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken davanın süreden reddi isabetsizdir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ödeme emri kendisine tebliğ edilen borçlunun, borcu kabul etmediğini ve ödemek istemiyorsa, süresinde ödeme emrine karşı itiraz etmesi gerektiğini, ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurması gerektiğini, gerek borca gerekse imzaya itirazın dilekçe ile yapılabileceğini, söz konusu takibe dayalı ödeme emrinin, T1 Ltd....
Somut olayda; dava dilekçesinde açıkça ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet bulunmadığı, ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 16. maddesine göre 22/09/2020 Salı günü tebliğ edildiği, itiraz süresinin son günü olan 27/09/2020 tarihinin Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle sürenin 28/09/2020 Pazartesi gününe uzadığı, ancak davacı borçlunun ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 29/09/2020 tarihinde yetkiye ve imzaya itiraz ettiği anlaşıldığından, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu aleyhine davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin başlatıldığı, davacı borçluya örnek no 10 ödeme emrinin 25/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının borca ve imzaya itirazına ilişkin iş bu davayı 20/01/2021 tarihinde açtığı, İİK'nun 168/3 maddesi uyarınca her türlü itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde yapması gerektiğinden bu süre geçtikten sonra itiraz edildiği, ayrıca tahrifat ve kambiyo senedi vasfında olmadığına ilişkin itirazında yine ödeme emrinin tebliğinden itibarene 5 gün içerisinde itiraz edilmesi gerektiğinden bu süreden sonra davacın tarafından açılan davanın süreden reddine ilişkin kararının yerinde olduğu usulsüz tebligat şikayetinin yargılama sırasında iddia edilmediği, istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2021 NUMARASI : 2019/2253 ESAS - 2021/346 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 12.12.2019 tarihinde haberdar olunduğunu, takibe dayanak bonodaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itiraz ve şikayetlerinin kabulü ile takibin durdurulmasına ve lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin delil avansının yatırılması hususunda kendisine yapılan ihtarattan, vekilinin istifasından ve de mahkemenin kararından haberdar olmadığını, delil avansının yatırması için yapılan tebligatın aynı çatı altında ikamet ettiği belirtilen oğlu Hasan Emre Demir'e tebliğ edildiği, oğlunun henüz 16 yaşında olduğunu, tebligatın usulsüz olduğunu, ihtarattan kararın tebliği ile haberdar olduğunu, bu sebeple davayı takip edemediğini, delil avansını yatıramadığını ve kararı öğrenemediğini, her ne kadar mahkemenin ara kararı ve vekillikten istifa dilekçesinin 12/10/2020 tarihinde tebliğ olunduğu belirtilmişse de söz konusu tebligatın usulsüz tebliğ edildiğini belirterek usulsüz tebligat nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/03/2021 NUMARASI : 2019/1132 E. 2021/186 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle ; Anadolu 11. icra müdürlüğünün 2019/32394 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında çeke dayalı olarak takip yapıldığını, gönderilen ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatta müvekkil firmanın çalışanı olarak gösterilen Ümit Murat'ın iş yerinin çay ocağında çalıştığını, tebligatta müvekkil şirketin tebliğ almaya yetkili kişilerin neden tebliğ almadığı hususunda yeterli bilginin olmadığını, icra ceza mahkemesine yapılan şikayet ile ilgili dilekçenin kendilerine 24.10.2019 tarihinde tebliğ olduğunu beyanla; 24.10.2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile takip dayanağı çek üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisi Sinan Hülagü'nün eli ürünü olmadığını beyanla ; imzaya itirazlarının da kabulü ile takibin durdurulmasına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusunda müvekkillerine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, ileri sürerek borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece; borçlu ...'...
Hopa İcra Müdürlüğünün 2021/646 Esas-Birleştirilen 2021/634 Esas sayılı dosyasından davacı müvekkil hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe dayanak çekteki imza müvekkiline ait olmadığı gibi davalıya da borcunun olmadığını, Hopa İcra Müdürlüğünün 2021/646 Esas-Birleştirilen 2021/634 Esas sayılı ile müvekkili hakkında icra takibi başlatılmış olup ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ve tebligat müvekkile ulaşamadığından müvekkil icra takibinden haberdar olamamış ve usulsüz tebliğ tarihine göre süresinde itiraz etme fırsatı bulunmadığını, müvekkilinin icra takibinden usulsüz tebligat nedeniyle 14.10.2021 tarihinde haberdar olduğunu, bu nedenle tebliğ tarihi Tebligat Kanunu gereği öğrenilen tarih olan 14.10.2021 sayılacağından, tebliğ tarihinin bu şekilde düzeltilmesi, itiraz süresinin bu tarihten itibaren işlediğinin ve 14.10.2021 tarihli imza ve borca itirazımızın süresinde olduğunun kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini...