Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu davacı kefil hakkında Erzurum 1 İcra Müdürlüğü'nün 2017/5945 Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlanıldığı, takibin devamı süresince kendisine yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ve tebligatı 02/01/2020 tarihinde öğrendiğini beyan ederek, usulsüz tebligat nedeni ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve aynı zamanda takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesindeki kefalet limitine ilişkin ibarenin altında bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, kefalette eş rızasının bulunmadığını, Kağızman İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu bu sebeple borca ve yetkiye de itiraz ettiğini takibin durdurulması ile hacizlerin kaldırılması yönünde talepte bulunduğu anlaşılmış, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı sebebiyle, borca, imzaya ve yetkiye yönelik itirazların ise reddine yönelik karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. İlk derece mahkemesince, Dairemizin kaldırma kararı sonrasında tebliğ mazbatasına yönelik imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmiş, ancak, davacı tarafın takibe dayanak belgedeki imzaya itirazı yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Yani, davacı tarafça, dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayeti, borca ve imzaya itiraz isteminde bulunulduğu halde mahkemece davacının kambiyo takibindeki dayanak belgeye ilişkin imzaya itiraz istemi hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....

Somut olayda davacı/borçlu tüzel kişiye Tebligat Kanunun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesi hükümlerine uygun yapılmış bir tebliğ bulunmadığı, tebligatın Tebligat Kanunu 21. maddeye göre yapılmaya çalışıldığı ve usulsüz olduğu anlaşıldığından davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayeti yerinde görülmekle öğrenme tarihi olarak belirttiği 25/04/2018 tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilerek işin esasına girilmiştir....

Dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir. Kendisine ödeme emri gönderilen 3. kişinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nın 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 3. kişinin bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; tebliğ mazbatasında araştırmanın yapıldığı ve haber bırakılan komşu isminin yer almadığı, bu haliyle tebligatın usulsüz tebliğ edildiği, davalı tarafça davacının daha erken bir tarihte tebligattan haberdar olduğunun da yazılı delille ispat edilemediği görülmekle davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20/09/2021 tarihi olarak düzeltilmesine; takibe konu senette yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığına yönelik aldırılan bilirkişi raporunda imzanın davacının elinin ürünü olabileceğine dair kanaat bildirilmekle beraber kesin bir kanaatin bildirilmediği, davalı takip alacaklısı tarafından mevcut rapora itiraz edilmediği ve imzanın davacıya aidiyeti hususunda ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve davalı tarafça imzanın davacıya ait olduğu kesin olarak ispat edilemediğinden davacının imzaya itiraz talebinin kabulü ile takibin davacı yönünden durdurulmasına, imzaya itiraz kabul edilmekle borca itiraz...

Dairemizce yapılan değerlendirmede; Yozgat İcra Dairesi'nin 2021/1047 Esas sayılı takip dosyasıyla davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya örnek 10 ödeme emrinin 10/05/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı borçlunun borca ve imzaya itiraz ederek iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır....

Her ne kadar mahkemece borçlunun, 15.03.2010 tarihinde takip konusu çeke ilişkin olarak karşılıksız çek keşide etmek suçundan şüpheli sıfatı ile ifadesinin alındığı ve bu tarihte icra takibini ve usulsüz tebliği öğrendiği kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de dosya içinde mevcut ifade zaptının incelenmesinde, icra takibinden bahsedilmediği ve borçlunun icra dosyasına ilişkin her hangi bir beyanının bulunmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle belirtilen tarihte borçlunun icra takibin ve usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü mümkün değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun asıl dosyada imzaya ve borca itiraz ettiği, birleşen dosyada ise ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayette bulunduğu, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin ve imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesinde ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmezse tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve takipten 26.05.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulünü ile borca ve imzaya itirazının kabulunü istediği, mahkemece istemin, hem usulsüz tebligat şikayeti hem de gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi ile tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın ise kabulü ile ödeme emrinin 26.05.2016...

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tebligatın usulsüz olduğuna ve ödeme emri tebliğ tarihinin 15/10/2021 olarak tespitine karar verildikten sonra, imzaya itirazlarının esası da incelemeli ve karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin: ''Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuş ise muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik şikayetin kabulüyle tebliğ tarihinin tebligattan haberdar olunduğu ileri sürülen tarih olarak düzeltilmesi ve imzaya itirazın esasının incelenmesi gerektiği...'' şeklinde karar verildiğini, ayrıca ilk derece mahkemesinin yargılama giderlerini tarafların kendi üzerlerine bıraktığını ve karşı vekalet ücretine karar vermediğini, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına ve karşı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu