WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, bu belgelerin UYAP sisteminde 16/01/2020 tarihine kadar görünmediğini, bu durumda İİK'nın 65. maddesine göre maninin kalktığı tarihin 13/01/2020 olduğunu bildirerek usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin tebliğ tarihinin 13/01/2020 olarak düzeltilmesine, aksi kanaat halinde gecikmiş itirazlarının kabulü ile borca ve yetkiye itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

Borçlu şirketin başvurusu usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edildiği açık olup bu durum ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulündedir. Bu sebeple, usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; Gecikmiş itiraz talebi değerlendirilmesinde ise borçlu şirket temsilcilerinin yurtdışından dönüş tarihi 14. 11.2017 (mazeret bu tarihte son bulmuş )tarihi olup, yasal 3 günlük süre 17.11.2017’de dolduğundan, 20.11.2017 tarihinde yapılan itirazın İİK'nun 65. maddesinde öngörülen yasal üç günlük sürede olmadığının kabulü gerekir....

    Yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinde T.K. 10., 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. ve Tebligat Tüzüğünün 13., 14. maddelerine herhangi bir aykırılık bulunmadığı görüldü, Ayrıca şikayeçinin gecikmiş itiraza yönelik yapılan değerlendirmesinde; şikayet eden taraf vekilince gerekçe olarak müvekkilinin tebligat yapıldığında şehir dışında olması gösterilmişse de iş bu durum İ.İ.K'nun 65.maddesinde sayılan haklı nedenlerden biri olmadığından, yapılan bu işlemde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tebligatın T.K. 10., 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. ve Tebligat Tüzüğünün 13., 14. maddelerine uygun olduğu görülmekle usulsüz tebliğ şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin reddine " karar verilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/502 Esas sayılı dosyasından açılan usulsüz tebligat şikayeti dosyasının sonucu beklenmeksizin, bu dosya hiç değerlendirilmeksizin, dosya üzerinden yapılan inceleme ile, takip dosyasındaki tebligatların usulüne uygun olduğu belirtilerek, gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yapılması gereken Bodrum 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/502 Esas sayılı dosyasından açılan usulsüz tebligat şikayeti dosyasının sonucu beklenerek, bu davada verilen karara göre gecikmiş itiraz davasının değerlendirilerek, karar verilmesinden ibarettir....

    itiraz ettiklerini bildirerek müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olması nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin icra takibini haricen öğrenme tarihi olan 16/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, gecikmiş itiraz ile diğer itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/221 esas sayılı tahliye davasının tetkiki ve beklenmesi gerektiğini, süresi içerisinde borca itiraz ettiklerini gecikmiş itirazlarının haklı olduğunu, tebligatın başka bir adrese gönderilmesinin usulsüz olduğunu, delillerin toplanmadığını, pandemi sebebiyle kapalı bir restorana, faal olmayan bir yere giden tebligatın geçersiz olduğunu, İstanbuldaki kapalı bir şubeye tebligat yapıldığını, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı dilekçesinde iddiasını gecikmiş itiraz olarak nitelendirmiş ise de; içeriğinde, tebligatın şirketin merkez adresi yerine başka bir adrese yapıldığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş, takibe muttali olduğu tarihi bildirmiş, ayrıca herhangi bir gecikmiş itiraz nedeni göstermemiş olduğundan başvuru bu hali ile usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz isteminden ibarettir....

    ın temyiz itirazlarına gelince; Genel haciz yolu ile yapılan takipte borçluların usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkili olmadığını iddia ederek gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasını, ödeme emrinin iptalini talep ettikleri mahkemece borçluların takipten 09.07.2015 tarihli haciz tutanağıyla bu tarihte haberdar oldukları ve öğrenme tarihine göre usulsüz tebligat şikayetinin yedi günlük sürede ileri sürülmemiş olması gerekçesiyle diğer itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de gecikmiş itirazın aynı anda yapılamayacağını, tebliğin usulüne uygun olduğunu, davacının yasal süresi içerisinde gecikmiş itirazda bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine TK'nın 21/2. maddesine göre yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu, tebliğ tarihinde davacı yurt dışında olmasına karşılık 26.11.2020 tarihinde yurda girdiği tarihten sonra 14.12.2020 tarihinde yaptığı gecikmiş itirazın yasal süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, yabancı para alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız takipte usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itiraza ilişkindir....

      Ayrıca takibin şekli itibariyle icra dairesinde borca itiraz edilmemiş olması, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun ileri sürülmesine engel değildir. Somut olayda, borçlunun, başvuru dilekçesinde, ödeme emri tebligatı usulsüzlüğünü ileri sürmediği, ödeme emri tebliğ tarihinde şehir dışında olduğundan bahisle tebligattan ancak, döndükten sonra haberdar olduğunu belirterek, İİK.nun 65.maddesine göre itirazının kabulünü talep ettiği görülmektedir. O halde mahkemece öncelikle ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin tespit edilmesi, ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise İİK.nun 65.maddesi muvacehesinde işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi, ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ise şikayetin usulsüz tebliğ şikayeti olarak ele alınarak tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu