Ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkili aleyhine alacaklı tarafından icra takibi başlatıldığını, ve ödeme emrinin 01/02/2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak borca itiraz süresi içerisinde 06/02/2023 tarihinde yaşanan deprem nedeniyle müvekkilinin borca itiraz edemediğini ve icra takibinin kesinleştiğini, mahkemece gecikmiş borca itirazlarının kabulü ve icra dosyası kapsamında konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, 2004 sayılı İİK'nın 65.maddesinden de anlaşılacağı üzere borçlu kusuru olmadan bir mani nedeniyle süresinde borca itiraz edememiş ise dava açmak suretiyle borca itiraz edebilmekte olduğunu, müvekkilinin deprem nedeniyle süresinde borca itiraz edemediğini, Yargıtay kararlarında da deprem nedeniyle süresinde yapılmayan itirazların gecikmiş itiraz yoluyla yapılabileceğinin açıkça ifade edildiğini, ancak mahkemece huzurda usulsüz tebligata ilişkin bir şikayet dosyası varmış gibi hüküm kurduğunu, taraflarınca açılan...
Tebligat Kanununun 32.maddesine göre tebliğ işlemi usulsüz olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Tebligat usulsüzlüğü şikayeti İİK.nın 16/1.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük süreye tabidir. Davacı taraf söz konusu icra dosyasından adına çıkartılan ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürmekte ise de; 06/05/2022 havale tarihli dilekçesi ile takip dosyasına itirazda bulunduğu, en geç bu tarih itibariyle tebligat usulsüzlüğünden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, bu şekilde usulsüz tebligattan haberdar olunduğu halde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin 06/05/2022 öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonra 01/06/2022 tarihinde yapıldığı görülmüş, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde ileri sürülmediği anlaşılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2020 NUMARASI : 2020/272 ESAS, 2020/618 KARAR DAVA KONUSU : Gecikmiş İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından müvekkili aleyhine İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2018/15187 E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, örnek 7' nolu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi sonucu takibin kesinleştiğini, müvekkilinin Türkiye'de bulunduğu sırada yurt dışı adresine gönderilen ödeme emrinin usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini, söz konusu icra takibinden 19/06/2020 tarihinde haberdar olunduğunu, müvekkiline ödeme emrinin tebliğ tarihinin 19/06/2020 tarihi olarak kabulü gerektiğini, müvekkilinin yurt dışında yaşamaktayken 01/12/2019 tarihinde Türkiye'ye gelip Çatalkaya Mah....
No:2 A Blok D:6 Şişli/ İstanbul" olduğunu, bu adreste kapı numarası yazılı olmadığı için tebligatın usule uygun olmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin bayram tatili nedeni ile İzmir'e gittiğini ve 15.07.2022 tarihinde İzmir'den döndüğünü ve 21.07.2022 tarihinde işbaşı yaparak tebligata muttali olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ve gecikmiş itirazlarının kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 21.07.2022 olarak düzeltilmesine, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, gecikmiş itiraz şartlarının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Borçlu mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş olarak yapılan itiraz deyimini kullanmış ise de, aynı dilekçede "... tarafına tebligat yolu ile harç makbuzu gönderildiğini, tebligatın da 18/03/2019 tarihinde eski oturduğu adresinde uzaktan akrabası olan ve görüşmediğini beyan ettiği Birgül Uyar'a yapıldığını" beyanla ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürmüşlerdir. Bu durumda HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, başvuru bu hali ile gecikmiş itiraz değil, usulsüz tebligat şikayetidir (HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 karar sayılı kararı). Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2020/188 ESAS- 2020/187 KARAR DAVA KONUSU : İTİRAZ (İCRA TAKİBİNE GECİKMİŞ İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;İstanbul Anadolu 6....
Ancak borçlu engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir kanıtlarla birlikte itiraz ve nedenlerinin ve dayanaklarını bildirmeye ve yapılacak duruşmaya ilişkin harç ve masrafları ödemeye mecburdur (İİK m. 65). Gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir. Tebligat usulsüz ise uyuşmazlığın İİK'nın 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca hukuksal nitelendirmenin (tavsifin) hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir (HGK, 05.06.2001, E. 1991/12- 258, K. 1991/344; 12. HD, 24.11.2015, E. 2015/17926, K. 2015/29150)....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
İcra Müdürlüğü'nün usulsüz tebligatı inceleme yetkisi olmadığından dolayı itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere 30.10.2020 tarihinde taleplerinin reddine karar verdiğini, söz konusu icra dosyasına taraflarınca 28.10.2020 tarihinde vekalet sunulmuş olup yine aynı tarihte vekalet harcı yatırıldığını, 18.11.2020 tarih ve saat diliminden sonra icra dosyası içeriğinden bilgi sahibi oluklarını, usulsüz tebligat ve usulsüz tebligata bağlı diğer itirazlarının icra müdürlüğünce itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere reddedildiğinin 18.11.2020 tarihinde öğrenildiğini, 7 günlük şikayet süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkiline ödeme emrinin Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Bakırköy 11....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/158 Esas Sayılı dosyası ile hakkında açıldığında haberdar olduğunu, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ve ödeme emri içeriği ile eklerinin müvekkil tarafından 30.03.2021 tarihinde öğrendiğinden, Tebligat Kanunu 32.maddesi gereğince 30.03.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından, Bakırköy 7. İcra Müdürlüğü'nün 2020/10388 Esas sayılı dosyasında 19.10.2020 tarihinde itirazın gerçekleştirildiğini ve 20.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olan ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği iddiasında bulunduğu ve icra takibine gecikmiş itiraz davası açmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu davacı vekili tarafından 19.10.2020 tarihinde dosyaya vekaletname sunulduğu, davacı çalışanı tarafından 20/10/2020 tarihinde ödeme emrinin elden tebliğ alındığını söyleyerek davanın reddini istemiştir....