Somut olayda, hükme esas alınan 20.07.2015 tarihli tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesine göre yapıldığı tebligat mazbatası üzerine posta memuru tarafından şerh düşülmüşse de; tebligatı çıkaran mercice, tebligatın T.K. 21/2. maddesi gereği yapıldığı hususunda mazbata üzerinde şerh bulunmadığından, tebliğ işlemi kanuna aykırı olup anılan tebligat usulsüzdür. Hukuki nitelendirme hakime ait olup mahkemenin borçlunun istemini gecikmiş itiraz değil usulsüz ödeme emri tebligatının öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi olarak nitelendirilip şikayetin kabul edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin şekli itibariyle borca itirazların icra dairesine yapılması gerektiğinden reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
O halde Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.” denilerek itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır. İİK.'nun 173. maddesinde de itiraz ve şikayet olunmaması hali düzenlenmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 2021/1184 E 2021/5206 K sayılı kararı) Bu haliyle, İİK'nın 89/1, 89/2 ve 89/3 maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin bu tebliğlere ilişkin öğrenme tarihi olan 31/12/2020 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle reddine, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliği şikayeti reddedildiğinden, usulsüz tebliğ iddiasına dayalı diğer taleplerin (şikayetçinin borçlu kaydının silinmesi ve hacizlerin kaldırılması taleplerinin) esastan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, mahkemece tebliğ şikayetinin esastan reddine, diğer taleplerin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir....
Başvuru; İİK'nın 16/1 maddesi kapsamında ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve gecikmiş itiraza ilişkindir. İİK'nın 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
İlk derece mahkemesince; ödeme emri ilk tebligatında adresin kapalı olduğunun İsmail beyden sorulduğu, 03.07.2020 tarihinde bilgi alınan kişinin imzadan imtina ettiği, söz konusu tebligatta bilgi veren şahsın soyadı tutanakta yer almadığını, sıfatı belirtilmediğinden usulüne uygun bir araştırma yapıldığının kabul edilemeyeceğini, TK 21/2 uyarınca çıkartılan 07.08.2020 tebliğ tarihli tebligatın da buna göre usulsüz olacağından, ayrıca muhatabın bu adreste oturduğunun araştırılmadığı gibi, davalının ödeme emrinde (takip talebinde) belirttiği adresinin de aynı adres olması nedeniyle hasma tebliğ yasağına göre yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun anlaşıldığı gerekçeleriyle; davacıya ödeme emri tebliğ tarihinin İİK 32 maddesi gereğince öğrenme tarihi olarak bildirilen 01.02.2021 olarak düzeltilmesine, ilamsız takip olması nedeniyle vaki itirazın icra dairesinde ileri sürülmesi gerektiğinden itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
itirazda bulunulduğunu, davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin İzmir, Selçuk, Gökçealan Köyünde bir çiftliği olduğunu ve salgın başladığından beri burada kaldığını, bu hususta mahkemenin 2020/345 Esas sayılı dosyası ile gecikmiş itiraz davası açıldığını beyanla, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Fethiye İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebligat iddiası yönünden şikayetin kabulü ile, Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2018/27970 Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi borçlu muris T1 yapılan 26/11/2020 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 23/12/2020 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, haczedilmezlik iddiası yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir....
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre, tebliğ memuru, tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Diğer taraftan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23. maddesinin 9. fıkrasına göre tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını ihtiva etmesi lazımdır. Davacıya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ parçasının incelenmesinde beyanı alınan komşu adının yer almadığı bu hali ile tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ödeme emri tebliğ tarihinin 11.08.2021 olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin ve ödeme emrine itirazının reddine karar verilmişse de; davacı tarafın dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde, ödeme emrinin 11.11.2019 tarihinde 150 Evler Muhtarlığına tebliğ edildiğini, o tarihte tarafına ait işyerinin kapalı olduğunu, ev adresinin ise Şirinkent Mahalle Muhtarlığına kayıtlı olması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu beyan ettiği ancak mahkemece davacının iddialarının araştırılmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılması üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; tebligat yapılan adreste oturmadığını beyan ederek gecikmiş itirazının kabulü ile takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece gecikmiş itirazın kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Somut olayda borçlu gecikmiş itiraz adı altında icra mahkemesine başvurmuş ise de, dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmüştür....