İcra Müdürlüğünün 2018/34682 Esas sayılı dosyasındaki alacağına haciz işlendiğini, bu haczin öncesinde gönderilen haciz ihbarnamelerinden kaynaklandığını, 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğinin usulsüz olduğunu, 89/2, 89/3 haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin doğrudan doğruya TK 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin ise öncelikle TK 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği ancak muhatabın adreste bulunmama sebebinin bilmesi muhtemel kişilerden sorularak beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığını, imzadan imtina durumunun belirtilmediğini, TK 21/2. maddesine göre çıkartılan tebligatta adresin kapısı çalınarak adreste bulunanların imzasına tebliğ imkanı tanınmadığını tüm bu usulsüz işlemlerden 10/05/2019 tarihinde haberdar olduklarını, 13/05/2019 tarihinde 89/1'e ve 15/05/2019 tarihinde 89/2'ye itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünden 89/3 haciz ihbarnamesinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/25982 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamlı icra takibi yapıldığını, icra takibinin usulsüz tebliğ neticesinde kesinleştirildiğini, kesinleşen takip uyarınca dava dışı İl Sağlık Müdürlüğüne müzekkere yazılarak müvekkilinin hak edişlerinin icra dosyasına gönderilmesinin istenildiğini, bu yazıya istinaden 20.11.2019 tarihinde Of Devlet Hastanesi tarafından 2.568,22 TL, Maçka Ömer Burhanoğlu Fizik Tedavi Merkezi tarafından 1.369,96 TL, 21.11.2019 tarihinde Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından 18.073,10 TL olmak üzere icra dosyasına para gönderildiğini, müvekkilinin usulsüz tebligat şikayeti uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinin değiştirildiğini, bu doğrultuda 05.11.2019 tarihli borca itiraz uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiğini ve hacizlerin kaldırıldığını, müvekkilince bu aşama sonrasında icra dosyasında bekleyen paraların müvekkiline...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine ve buna bağlı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılamayacağına yönelik şikayet, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet ve takipte talep edilen borca, faize ve ferilerine itiraz istemine ilişkindir. Dairemizin 02/11/2020 tarihli 2020/63 Esas 2020/1924 Karar sayılı kararı ile HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Dairemiz kararına karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulmuş olup, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 03/06/2021 tarihli 2021/1159 Esas 2021/5980 Karar sayılı kararı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır. İzmir 18....
Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin 29/01/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 17/03/2020 tarihinde dosyaya itirazlarını bildirdiği görülmüştür. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16/1. maddesidir. Bu yöndeki şikayetin ise, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekmektedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin mavi zarf yerine beyaz zarfla tebliğ edilmesi, zarf üzerinde memurun, ad ,soyad ve imzasının bulunmaması, kapıya 2 nolu haber kağıdının yapıştırılmaması nedeniyle tebliğin usulsüz olduğunu, Mahkemece tebliğin usulsüz olduğunun kabul edilerek imzaya ve borca yönelik itirazlarının incelenmesi gerekirken usulsüz tebliğ şikayeti reddedilerek imzaya ve borca itirazları incelenmeden davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 7201 sayılı Kanunun 23. maddesinde, tebliğ mazbatasında yer alması gereken hususlar sayılmış olup, mazbatada tebliği çıkaran mercinin imzasının bulunması koşuluna yer verilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Usulsüz tebligata itiraz K A R A R İnceleme konusu karar usulsüz tebligat şikayeti olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı adına ödeme emrinin 01/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 5 günlük süre geçtikten sonra 17/02/2021 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair her hangi bir ibarenin yer almadığı, karardan sonra istinaf dilekçesinde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünden bahsedilmiş ise de süresinde yapılmış bir usulsüz tebliğ şikayeti bulunmadığından HMK 357.maddeye göre dava dilekçesinde ileri sürülmeyen husus istinafta ileri sürülemeyeceğinden mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 8....
İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın 12.04.2012 tarihinde haczedildiği, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20.01.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Borçlu meskeniyet şikayetine ilişkin dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 10.04.2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür....
Maddeye göre yapılan tebliğ işleminde de resmi adres araştırması yapılmaksızın ve ilk yapılan tebligatın usulsüz olmasının ikinci tebligatı da usulsüz hale getireceği gözardı edilerek tebliğin yapıldığını, bu nedenle de usulsüz olduğunu, 2020/344 Esas sayılı dosya ile açılan temerrüt nedeniyle tahliye davasında 31/12/2020 tarihinde tebliğ edilen dava dilekçesinde takipten bahsedilmiş olmasının ödeme emrinin tebliği yerine geçerek süreleri işletmeye başlamayacağını, borçlunun dosyadan fotokopi almasının da itiraz süreleri başlatmayacağını, icra takiplerinde ödeme emrinde bulunması zorunlu unsurların İİK'nın 58. Ve 60. Maddelerinde tek tek sayıldığını, ödeme emrine itiraz ve itiraz merciinin de zorunlu unsurlardan olduğunu, oysa müvekkiline kanunda sayılan içerikleri ihtiva eden usulüne uygun tebliğ edilmiş ödeme emri bulunmadığını, müvekkilinin itiraz merci ve sürelerden habersiz olduğunu, İİK'nın 269....