İİK'nun 58/3. maddesi gereğince de; alacak bir belgeye dayanmakta ise, belge aslının veya alacaklı yahut mümessilli tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulunun 2.2.2000 tarih ve 2000/12-50 Esas, 2000/47 sayılı kararında da açıklandığı üzere İİK'nun 61/l. maddesi (2). cümlesi gereğince de takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Bu durumda mahkemece; borçlunun, imzaya ve borca itirazından önce, dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine ilişkin şikayeti bulunduğu halde bu yönde inceleme yapılmadan ve olumlu ya da olumsuz karar verilmeden, imzaya itirazlarının incelenmesine geçilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Şikayet&itiraz; usulsüz tebliğe, dayanak senet aslının icra kasasında olmadığına ve bağlı olarak borca ilişkindir. Dayanak, İstanbul 25 İcra Müdürlüğünün 2021/25950 esas sayılı dosyasında alacaklı T3 tarafından borçlu T1 aleyhine 15.186,78- USD+1.075,50- TL (harca esas değer 136.089,01- TL) alacağın tahsili için 08/10/2021 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 16/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, kasa şikayetinin 25/10/2021 tarihinde 7 günlük yasal sürede yapıldığı anlaşılmaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Asıl dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti, birleşen dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraza ilişkindir. İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2018/3406 Esas sayılı dosyasının incelemesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu ile dava dışı Muharrem Honca hakkında 450.000,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılan kambiyo takibi olduğu, takibin dayanağını 6 adet bononun oluşturduğu, ödeme emrinin 19/03/2018 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği, mahkemece davacının usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek tebligat tarihinin 03/10/2018 olarak düzeltilmesine karar verildiğinden imzaya itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça, birleşen davadaki imzaya itirazın reddi kararına ilişkin olarak istinaf yoluna başvurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2019 NUMARASI : 2018/741 ESAS - 2019/77 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmediğini, tebligatı 12/10/2018 tarihinde öğrendiğini, tebligatın açıklama kısmında "Muhataba İmzasız Tebliğ Edildi" şeklinde yazılı bulunduğunu, tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takibe konu bonoda müvekkilinin adres kısmında "Eruh/Siirt" yazılı bulunduğunu, bu nedenle Ankara İcra Dairelerinin yetkili olmadığını, takibe konu bonodaki imza ve borcun müvekkiline ait olmadığını belirterek, ödeme emrinin tebliği tarihinin muttali oldukları 12/10/2018 tarihi olarak kabul edilmesini, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile icra...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun bulunarak şikayet ve itirazların reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır”...
Ayrıca, borçlu vekili tarafından usulsüz tebliğ şikayetlerinin 17.06.2021 tarihinde kabulü üzerine 18.06.2021 tarihinde gecikmiş itirazda bulunulduğu, usulsüz tebliğ şikayetinin sonuçlanmasının beklenmesi gerektiği belirtilmiş ise de; davacının tebligattan haberdar olduğu günden, gecikmiş itirazını sunduğu tarihe kadar başvuruya engel bir durum olduğunun belirtilmediği ve delillendirilmediği gibi, icra dairesine süresinde (engelin kalktığı 3 gün içinde) başvurduğu hallerde usulsüz tebligat şikayetinin kesinleşmesi, gecikmiş itiraz koşullarına bağlanacağından ilgili şikayetin sonuca etkili olmadığı, borca itirazların icra dosyasına sunulması için usulsüz tebliğ şikayeti hakkında bir karar verilmiş olmasının gerekli olmadığı, borca itirazların usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin dava dilekçesinde zikredilmiş olmasının, İİK'nın 62.maddesi dikkate alındığında davacıya ek süre tanımayacağı, İİK'nın 62.maddesinde açıkça ilamsız takiplerde borca itirazların icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinin...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde;" Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin esastan reddine, Davacının imzaya, borca ve ferilerine itirazının ise süre aşımından reddine," dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tebligatın usulsüz olduğuna ve ödeme emri tebliğ tarihinin 15/10/2021 olarak tespitine karar verildikten sonra, imzaya itirazlarının esası da incelemeli ve karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin: ''Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuş ise muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik şikayetin kabulüyle tebliğ tarihinin tebligattan haberdar olunduğu ileri sürülen tarih olarak düzeltilmesi ve imzaya itirazın esasının incelenmesi gerektiği...'' şeklinde karar verildiğini, ayrıca ilk derece mahkemesinin yargılama giderlerini tarafların kendi üzerlerine bıraktığını ve karşı vekalet ücretine karar vermediğini, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına ve karşı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Şti.nin usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunarak icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece dosyaların birleştirilmesinin ardından verilen ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde, bu defa asıl ve birleşen davalar yönünden İİK’nın 170/a-son maddesi uyarınca, borçlunun imzaya itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, çek tazminatı yönünden borca itirazın kabul edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 170/a. maddesi, alacaklının takip hakkı ve senedin kambiyo vasfının, süresinde ileri sürülen itiraz veya şikayet sırasında mahkemece re’sen dikkate alınacağına ilişkin olup, maddenin son fıkrasında; "her ne suretle olursa olsun, imza itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise, bu madde hükmü uygulanmaz" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, hükme esas alınan ... 1....
Maddeye göre kapıla haber kağıdı yapıştırılmaksızın ve komşuya haber verilmeksizin muhtara yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, ayrıca yetkiye, borca ve tüm ferilerine de itiraz ettiklerini beyanla, davanın kabulü ile müvekkilleri aleyhine yapılan takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasına, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin 11/03/2021 tarihi olarak düzeltilmesi ile yetkiye, imzaya, borç ve ferileri ile zamanaşımına yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2008/13591 E sayılı takip başlatıldığını, muris İsmail İnal'ın vefatından sonra veraset ilamı ile mirasçılarına karşı devam edildiğini, davacıların süresinde mirası red etmediklerini, takip dosyasında yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, TMK 599....