WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından yetkiye ve imzaya itiraz edildiği, müvekkiline ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun iddia edilmediği, müvekkili şirkete ödeme emrinin 17/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtildiği, icra takip dosyası incelendiğinde, davacı şirkete ödeme emrinin 12/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 5 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilmiş ise de, HMK'nun 357/1 maddesi gereğince bu iddia dairemizce değerlendirilmemiştir....

Her ne kadar davacı borçlu Bektaş yönünden imzaya itirazın incelenmediği iddia edilmiş ise de, dava dilekçesinde hangi davacı için imzaya itiraz edildiğinin açıkça belirtilmemiş olması sebebiyle ilk derece mahkemesince 12/04/2023 tarihli celsede bu hususun açıklattırıldığı, davacı vekili tarafından davacı borçlu şirket yönünden imzaya itirazda bulunduklarının beyan edildiği, bu beyana göre davacı borçlu T2 yönünden imzaya itiraz edilmediği için imzaya itirazın incelenmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu şekilde davacı borçlu T2 yönünden istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar ve İsmail Çavuşoğlu hakkında genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emirlerinin davacılara 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlular tarafından takip dosyasına herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti mahkemece kabul edilmiş olup davalı tarafın bu kısma yönelik herhangi bir istinaf istemi olmamakla birlikte davacı taraf bu kararla birlikte lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur. HMK'nın 326. maddesi gereğince, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Vakfıkebir İcra Müdürlüğünün 2020/45 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığını, takip uyarınca müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, söz konusu ödeme emrinden 25.02.2020 tarihinde haberdar olunduğunu, bu nedenle ödeme emrinin tebliğ tarihinin bu tarih olarak düzeltilmesi gerektiğini, öte yandan takipte talep edilen işlemiş, işleyecek faiz miktarı ile faizin türüne yönelik itirazlarının bulunduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayeti uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine, faize yönelik itirazlar uyarınca takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin usule uygun şekilde tebliğ edildiğini, takipte istenilen faizin türü ve miktarının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K). Somut olayda, şikayetçi borçluya gönderilen ödeme emrinin yukarıda açıklanan sebeple usulsüz tebliğ edildiği, Orhan Mahallesi muhtarının düzenlediği "tebligat tutanağı" başlıklı tutanak içeriğine göre şikayetçi borçlunun usulsüz tebligatı 19/06/2018 tarihinde öğrendiği anlaşıldığından, mahkemece, davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmesi ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi isabetli olmuştur. Dairemizce yapılan yargılama neticesinde; şikayetçi borçlu vekilinin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay 12....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve ilamsız icra takibinde yetki itirazı ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 1....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile imzaya itirazdır. Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair verilen karar istinaf konusu edilmediğinden imza itirazına ilişkin olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2019/11377 esas sayılı dosyanın incelenmesinde; Davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlu aleyhine eklentileriyle birlikte 63.451,65 TL alacağın tahsili için (çeke dayalı olarak) kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, mahkemece düzeltilen tebliğ tarihine göre imza itirazının süresinde olduğu anlaşılmıştır....

kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması İİK. nun 16.maddesine dayalı "şikayet" olup, aynı maddenin 1.fıkrası gereğince şikayetin, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı tarafından imzaya ve borca itirazda bulunulduğu ,belgenin tasdikli suretinin gönderilmediği iddiası ile şikayette bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın süreden reddine karar verildiği davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde takipten tebligatla haberdar olunduğunu beyan etmiş, tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin iddia ve şikayette bulunulmamış istinaf dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür....

    Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti dışında ileri sürdüğü hususlar, borca itiraz niteliğinde olup; İİK'nun 150/a-1. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 62/1. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. O halde mahkemece, takibin türü bakımından icra mahkemesine yapılan itirazın geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak, borçlunun itiraza yönelik isteminin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu