Sayılı dosyada yaptığı usulsüz tebligat tespitine istinaden gecikmiş itiraz başvurusu olduğunu, müvekkilinin usulsüz olduğu mahkeme ilamıyla sübut bulan tebligat nedeniyle yani kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple yasal süresi içerisinde takibe itirazlarını sunamadığını, bu kapsamda gecikmiş itiraz başvurularının kabulü gerektiğini, mezkur davayı açmaktaki esaslı iradelerinin takibe itiraz olduğunun izahtan vareste olup, itiraz sürelerinin, usulsüz olduğu kanaatinde oldukları tebligat nedeniyle kaçırılması nedeniyle davanın ikame edildiğini ve geçerli bir itirazın sunulabilmesi adına İstanbul 24. İcra Mahkemesi 2021/789E....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,İİK'nın 168. maddesine göre kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz süresi 5 gün olup bu süre hak düşürücü niteliktedir. Davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği 10/08/2021 tarihinden sonra 5 gün içinde, 15/08/2021 tarihinin Pazar günü ve tatil olması nedeniyle en geç 16/08/2021 tarihinde itiraz edilmesi gerekirken 17/08/2021 tarihinde itiraz edildiği anlaşılmakla davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Süre aşımı nedeniyle davanın reddine," karar verildiği görülmüştür....
Davacı taraf, tebligatın usulsüz olduğundan bahisle 27/12/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne ve takip dayanağı senedin zamanaşımına uğradığından takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. TK 16. Maddesinde: "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa, tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" denilmekte olup, 17. maddede de : "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur veya müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." denilmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2019 NUMARASI : 2019/404 ESAS 2019/807 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ - BORCA İTİRAZ KARAR : Dairemizin 2020/63 Esas, 2020/1924 Karar sayılı dosyasında verilen karara karşı, davacı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmakla, bozma kararı uyarınca duruşma açılarak, heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı banka arasında icra takibine dayanak 2 adet genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, ödenmeyen kredi borcu nedeniyle Beşiktaş 26. Noterliğinin 16/03/2018 tarih 15462 yevmiye numarası ile hesap kat ihtarnamesinin gönderildiğini, tebligatların bila tebliğ iade edildiğini, bilahare müvekkili hakkında İzmir 18....
(HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca ) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; A-1- Usulsüz tebligat şikayeti yönünden istinaf dilekçesinin reddine, B-2- Gecikmiş itiraz yönünden; -Davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, C-179,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, D-Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, E-Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine, Dairemizin bu kararına karşı, usulsüz tebligat şikayeti yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1- son maddesi uyarınca KESİN, gecikmiş itiraz yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk...
olduğunu, borca itiraz ettiklerini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin 5510 sayılı kanun kapsamında herhangi bir sorumluluğuna gidilmesinin olanaksız olduğunu beyanla davanın kabulü ile yasal şartları oluşmadan TK 21'e göre usulsüz olarak yapılan ödeme emrine ilişkin tebliğ işleminin ve ödeme emrinin iptaline, icra takip dosyasını öğrenme tarihi olan 30/09/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra takip dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
O halde, mahkemece borçlunun kefilliğinin iptali talebine ilişkin şikayeti ile ödeme emrine, takibe borca, fer'ilerine ve faize gecikmiş itirazları incelenip değerlendirilerek anılan konularda karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sadece usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Akşehir İcra Dairesi'nin 2021/1841 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin ve icra takibinin iptali gerektiğini, Akşehir İcra Müdürlüğü tarafından ödeme emrine takip dayanağı eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, aynı zamanda usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin müvekkilinin tebliğden haberdar olma tarihi olan 09.11.2021 tarihi olarak nazara alınması gerektiğini, dosya içerisindeki mevcut tebligatın usulsüz olduğunu kabul edilmediğini, söz konusu tebligatın incelenecek olursa İcra Dairesi tarafından yapılan ilk tebligatın olduğu ancak Tebligat Kanunu'nun 21....
Bu durumda tebliğ memurunun, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeksizin yaptığı tebliğ işlemi TK'nın 21/1. maddesine ve Yönetmelik hükümlerine uygun olmayıp usulsüzdür. Davacı/borçlu her ne kadar dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanarak başvuru yapmış ise de, ilk derece mahkemesi kararında da isabetli olarak açıklandığı üzere, gecikmiş itirazdan bahsedilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir tebligatın varlığı gerekmekte olup, başvurunun usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek tebliğ işlemi usulsüz olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın gecikmiş itiraz davası niteliğinde olmadığını, davacı vekilinin 25/08/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi sunduğunu ancak vekilin o tarihte vekil olmadığını, vekalet ilişkisinin 14/09/2020 tarihli vekaletname ile kurulduğunu, bu vekaletname ile 25/08/2020 tarihinde yapılan işlemin geçerli olmayacağını, bu nedenle borçlu vekilinin itirazının hükmü bulunmadığını, ayrıca icra müdürünün vekaletname ibrazı için süre verme yetkisinin bulunmadığını, öte yandan usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük süre içinde yapılması gerektiğini, davanın süresinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda, şikayetin kabulü ile, Menemen İcra Müdürlüğünün 2020/1375 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu adına gönderilen tebligatın usulsüz yapıldığının ve ödeme emrinin tebliğ tarihinin 25/08/2020 olduğunun tespitine karar verilmiştir....